Bana Değiştiğimi Söylüyorsun, Fakat Sebebi Sensin
Zaman zaman geriye bakar, eskiden nasıl olduğunuzu hatırlamaya çalışırsınız. Fakat her zaman iyi zamanları yad etmek için değildir bu. Bazen o zamanki karakterinizi hatırlamaya çalışırsınız, bugün hissettikleriniz ve tepkilerinizle kıyaslamak için… Şimdi daha mı tedbirliyim? Gülümsemem masumiyetini yitirdi mi? Daha dikkatli ve daha az mı iyimserim?
Fakat bizi değiştiren insanlar vardır. Bazen bizi büyütmek yerine üzüntümüzü, yalnızlığımızı ve korkumuzu büyüten ilişkilerimiz olur. Hayır, sadece romantik ilişkilerden ya da dolap çeviren, duygularla oynayan insanlardan bahsetmiyoruz. Aynı zamanda aile ilişkilerinden de bahsediyoruz; gerçekten incitebilen, çocukluğunuzu ya da mutluluğunuzu çalabilecek ilişkilerden…
Kişiliğimiz sağlam duvarlarla çevrili değildir; hepimiz ister çocuklukta ister yetişkinlikte olsun, geçmişteki deneyimlerimize, hayal kırıklıkları ya da travmalara karşı savunmasızız. Bu yüzden değişebiliriz. Çünkü içimizde derinlerde bir şey kırılır, bizse yıkık duvarlarımız ardında ayakta durmaya çalışırız…
Hiç şüphesiz bu sizin de başınıza gelmiştir, en az bir kere… Bir konuşmanın ortasında, birisi rahatsız bir eda ile “Artık eskisi gibi değilsin”, “Eskiden eğlenceli biriydin” ve “Artık eski enerji ve kıvılcımın yok” demiştir. Bilmedikleri şey şu ki belki de karakterimizdeki bu değişikliğin sorumlusu onlardır.
Kişisel gelişime iyi gelmeyen ilişkiler
Bizi duygusal olarak güçlü, güvende ve mutlu bir insan olmak için ileri götüren ilişkiler vardır, çünkü başka birinin aynı hedefe varmasına sürekli yardım ediyoruzdur. İster partneriniz, ister aile fertleriniz, ister arkadaşlarınız olsun, açıkça size zarar veren ve hayata bakışınızı değiştiren kişiler olabilir. Yine de, duygularımızda en çok payı sevgi dolu ilişkiler alır, bizi en çok değiştirenler de onlardır.
Hiç kendinize karakterinizdeki bu değişikliklerin nasıl ortaya çıktığını sordunuz mu? Aşağıdaki adımları dikkate almanız iyi olacaktır:
1. Duygu dünyanızdaki değişiklikler
Kendinizi önceden duygusal yönden açık bir insan olarak tanımlıyor olmanız mümkün. Belki anlayışlı, iyimser ve mutluydunuz. Fakat sonra anlayış yerine eleştiri gibi çok fazla negatif etkileşim yaşadınız ve karakteriniz değişmeye başladı.
Duygularınızı ifade etmiyor, onları saklıyorsunuz. Aşk hayallerle değil, kaygı ve belirsizlikle dolu. Ne bekleyeceğini bilmemekten daha kötü bir şey yoktur, ardından da dengenin bozulmaya başladığını seyretmekten… Binlerce hayal, ümit ve çabanın karşılığında sadece üzüntü kaldı elimizde…
2. Zihinsel ön yargımızı istismar etmek
Öz güveninizle kendinizden çok şey beklediğiniz güçlü bir vizyonunuz vardı, fakat şimdi vizyonunuz tamamen körleşti. Aynaya bakıyor ve yılgın bir insan görüyorsunuz ve bu kısır döngüden çıkamıyorsunuz, çünkü öz güvensizliğiniz aşağılık kompleksine dönüşmüş durumda.
3. Öz algınızda değişiklikler
İyimserlik, açıklık, sevgi ve alçakgönüllülük verirken, karşılığında sadece onaylanmama, alay, eleştiri alıyorsam, fark edeceğim ilk şey beni sevdiğini söyleyen o kişinin aslında sevmediğidir. Ya da en azından benim beklediğim şekilde sevmediğidir. Bundan sonra yanlış tercih yaptığınız, safça kapılıp çaba ve duygularınızı hak etmeyen birine zaman harcadığınız için kendinizle ilgili negatif bir algı geliştirmeniz mümkündür.
O kişiden de hoşlanmıyorum, fakat daha kötüsü kendimle ilgili olumsuz bir algım var, çünkü duygusal bedel bizi olayın kurbanına dönüştürür.
4. Değiştim, ileri gidiyorum
Hayal kırıklığına uğradınız ve incindiniz. Belki de bu tip insanlardan siz de nasibinizi aldınız, çünkü onlar her biçim ve renktedirler. Fakat içimizde bir şeyin değiştiğini bilsek bile, aşağıdaki noktalar üzerinde düşünmek önemlidir:
- Belki de hayata açık olmayı seven bir kişi değildiniz ve çok da masum değilsiniz, hayal kırıklığının da ne kadar acıttığını biliyorsunuz. Yapacağınız ilk şey size acı veren her durumdan kaçınmaktır. Kurban olmayın; uzaklaşın.
- Geçmişinizi kabullenin, o sizin bir parçanız ve onun için hesap verebilmeniz gerekir. Acı çektiniz, hayal kırıklığına uğradınız ve üzüntünün türlü tadını tattınız. Bunları inkar ederek ne kazanacaksınız? Kabullenerek gün be gün acıdan kurtulun ve yükünüzü hafifletin.
- Sizi siz yapan üzüntünüz değildir, onu kabullendiniz ve geçmişte bıraktınız. Siz bugünsünüz, “burada ve şimdisiniz”. Geçmişteki acınız geçmişte kalmak zorundadır, ondan ders alıp gelecekte daha güvenle hareket etmelisiniz.
Değiştiniz mi? Belki. Hepimiz değişiriz. Fakat sakın benliğinizin üzüntü dolu bir yolda sürüklenmesine izin vermeyin. Kendinizi daha çok sevin, hayatınızın ve mutluluğunuzun yazarı sizsiniz.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.