Logo image
Logo image

Anksiyete İşaretleri Henüz 14 Aylıkken Görülebilir

4 dakika
Bebeğinizin anksiyete bozukluklarına yakalanma riskinin ne olduğunu hemen öğrenmek ister miydiniz? Yapılan bir araştırmaya göre bu problemi önceden tahmin etmeye yardımcı olacak bir dizi ipucu bulunuyor.
Anksiyete İşaretleri Henüz 14 Aylıkken Görülebilir
Valeria Sabater

Yazan ve doğrulayan psikolog Valeria Sabater

Tarafından yazılmıştır Valeria Sabater
Son Güncelleme: 29 Mart, 2022

Anksiyete sorununun ilk izleri henüz 14 aylık bebeklerde görülmeye başlar. Bu bilgi otuz yıldan daha uzun süren bir araştırmanın sonucunda ulaşılan bulgulara dayanmaktadır. Elde edilen bu ilginç sonucun son derece dikkate değer olduğu kadar şaşırtıcı olduğunu da söyleyebiliriz. Yani insanın karakteri ve huyu daha çok erken yaşlardan itibaren ortaya çıkmaktadır. Bu özellikler az ya da çok kişinin yıllar sonra stres veya anksiyete gibi sorunlara olan yatkınlığına doğrudan etki eder.

Peki bu bilgi, örnek olarak en zor ve yorucu bebekler büyüdüklerinde anksiyete bozukluğu yaşayacaklar anlamına mı gelir? Elbette ki hayır. Belirli davranış türlerinden böyle kesin sonuçlara ulaşmamız mümkün değildir. Ancak bazı huylar ile endişeli, sinirli ya da panik atağa yatkın kişilikler arasında bir bağlantının olduğunu söyleyebiliriz.

Bilim insanları buna “duygusal aşırı tepki” adını vermektedirler. Bu özelliği bebeklerde henüz hayatlarının ilk yılında bile gözlemleyebiliriz. Bu tepki ve davranışlar çoğu kez zaman içinde çocuğun davranış biçimi haline dönüşür. Şimdi konunun detaylarını inceleyelim.

Some figure

Çocukluk Huyları Nedir?

Geride bıraktığımız yıl içinde Maryland Üniversitesinde görevli bilim insanları anksiyetenin ilk olarak ne zaman görüldüğüne yönelik bir çalışma yayımladılar. Dr. Alva Tang’ın liderliğinde gerçekleştirilen bu çalışmada, bir yaşından biraz daha büyük bebeklerin kendilerine özgü huylar sergiledikleri ve bunların çok ilginç veriler sunduğu ortaya çıkarıldı.

İşte bu davranış biçimlerinden az ya da çok bebeğin ileride belirli psikopatolojiler geliştirip geliştirmeyeceğine dair tahminler yapılabilmektedir. Bunlar arasında anksiyete, stres ya da depresyon gibi sağlık sorunları da yer almaktadır. Şimdi konunun derinlerine inmeden önce çocukluk dönemi huylarının ne anlama geldiğini daha net bir biçimde açıklamak doğru olacaktır.

Huy ve Karakter Arasındaki Farklılıklar

Huy ya da mizaç, her insanın biyolojik ve özellikle doğuştan gelen duygusal yaratılışı ile ilgilidir. Temel olarak bakıldığında çevremize verdiğimiz reaksiyon tarzı anlamına gelir. Bu nedenle doğumla birlikte her insanın özünde bulunan ve doğal olarak her bebekte gözlemleyebileceğimiz bir kavramdan bahsediyoruz. Bunun için sadece bebeği ve çevresine verdiği reaksiyonları gözlemlemek yeterli olacaktır.

Öte yandan karakter ise genetik ve doğuştan gelen bir bileşen değil, sosyokültürel öğretiler ve tecrübelerle olgunlaşan bir kavramdır. Bu noktada en ilginç detay ise karakterin çok daha belirgin ve etkin bir rol oynamasıdır. Çünkü karakter huyu kontrol altına alabilir, onu domine eder ve kişinin içinde yaşadığı ortama daha iyi uyum sağlayabilmesi için onu değiştirebilir.

Yani karakter bileşeni kişilik yapısında çok daha önemli bir yer tutar. Her ne kadar Maryland Üniversitesi tarafından yapılan araştırma huy nedeniyle anksiyete işaretlerinin henüz 14 aylık bebeklerde bile görülebileceğini ortaya koymuş olsa bile, bunlar her zaman için eğitilebilir ve çocukların daha iyi duygusal yeteneklere sahip bir karakter geliştirmeleri için çeşitli stratejiler uygulanabilir.

Some figure

Anksiyete İşaretleri Bebek Henüz 14 Aylıkken Ortaya Çıkabilir

Bu araştırmada yer alan bilim insanları “duygusal aşırı tepkinin” ilk işaretlerinin ne zaman ortaya çıktığı sorusuna cevap aramışlardır. Yani bu araştırma tam olarak neyi bulmaya çalışmaktadır?

Aslında araştırmada yer alan konular hepimizin yakından bildiği sürekli kaygı, panik ataklar, güvensizlik hissi, yargılanma korkusu, henüz gerçekleşmemiş şeyleri önceden tahmin etme, olumsuzluk ve ölüm korkusu gibi kaygı faktörlerini içermektedir.

Anksiyete bozuklukları günümüz dünyasının gittikçe artan bir gerçeği haline gelmiştir. Bu problem, depresyondan önce ya da depresyonla birlikte görülebilir. Neden olduğu sorunlar dikkate alındığında bu sorunu tetikleyen nedenler ve nereden kaynaklandığını bilmek oldukça önemlidir. Bu bağlamda, otuz yıldan fazla süren bir bilimsel araştırma anksiyetenin kökenlerinin 14 aylık bebeklerde görüldüğünü ortaya koymuştur.

Kısıtlanmış Huy ve Kaygılı Çocuk

Günümüze dek çocuk mizacı ve bunun yetişkinlik döneminde oluşan kişilikle ilişkisi konusunda çok az sayıda bilimsel doküman bulunuyordu. Artık “davranışsal kısıtlama” ile tanımlanan huyun çok erken yaşlardan itibaren çocuk büyüyünce anksiyete ve depresyon gibi problemlere sahip olup olmayacağına yönelik işaretler verdiğini biliyoruz.

Gün yüzüne çıkan veriler elbette son derece çarpıcı bir niteliğe sahiptir. Ancak belirli bir huy türünün neleri içerdiği ve özellikle davranışsal kısıtlamanın ne anlama geldiğini daha iyi anlamak ilginç sonuçlara ulaşmamızı sağlayabilir.

  • Yeni olarak tanımlanabilecek her şeye karşı duyulan korkuları taşıyan küçük şeylerdir. Bunlar oyuncak ya da her gün kullanılan nesneler bile olabilir.
  • Benzer biçimde bu özelliğe sahip bebekler ne kadar belirsiz olsa da her türlü değişiklikle başa çıkma konusunda oldukça başarısızdırlar.
  • Anne ve babaları haricindeki kişilere karşı toleranslı değildirler.
  • Diğer yandan, her ne kadar anksiyetenin kökenleri 14 aylık çocuklarda görülmeye başlasa da, iki ya da üç yaşından itibaren semptomlar çok daha belirginleşir. Bu bağlamda, en yaygın görülen belirtiler baş ağrısı, mide rahatsızlığı, ishal vb. olarak ön plana çıkar.
  • Çocuklar büyüyüp iletişim kurmaya başladıkça yaklaşımlarının şüpheler ve korkularla dolu olduğu görülür. “Okula gittiğimde kesin bana herkes gülecek.”, “Eğer anne ve babam ölürse ben ne yaparım?”
  • Sakıngan davranışlar da oldukça yaygındır. Örnek olarak, okula gitme korkusu, bisiklete binme korkusu, yüzme korkusu vs. gösterilebilir. Bu çocuklar ayrıca sık sık anne ve babalarıyla uyuyan çocuklardır.

Eğer Anksiyete Henüz 14 Aylık Çocukta Görülebiliyorsa Böyle Bir Bebeği Nasıl Eğitebiliriz?

Anksiyetenin ilk işaretlerinin daha 14 aylık bebeklerde görüldüğünü artık biliyoruz. Peki eğer bebeğimizin davranışsal kısıtlama huyu olduğuna yönelik belirtiler sergiliyorsa ne yapmamız gerekir?

  • Günlük rutinler, her bebeğin güvenliği için en önemli konulardan biridir.
  • Ufaklığın her zaman için kendini değerli hissetmesi ve ilgi görmesi sayesinde sağlıklı bir bağ kurması kritik bir ihtiyaçtır.
  • Sakıngan davranışlar ve korkuların ortaya çıkar çıkmaz çözülmesi gerekir. Bunun için duygusal eğitim başarının garantisidir.

Yani çocuk korkularını mantıksal bir çerçeveye oturtmalı, duygularını anlayabilmeli ve bunları kontrol ederek anksiyete ya da mantık dışı fikirler gibi sorunları bastırmalıdır. Bunu başarabilmek için zamana ve sabırlı olmaya ihtiyaç vardır. Çünkü yarının yetişkinleri olacak çocuklara özgüven, kendine inanma ve kendini güvende hissetme gibi değerli özelliklerin tohumlarının bugünden atılması gerekir.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Alva TangHaley CrawfordSantiago MoralesKathryn A. DegnanDaniel S. PineNathan A. Fox. (2020) Infant behavioral inhibition predicts personality and social outcomes three decades later. Proceedings of the National Academy of Sciences May 2020, 117 (18) 9800-9807; DOI: 10.1073/pnas.1917376117
  • Murray, L., Creswell, C., & Cooper, P. (2009). The development of anxiety disorders in childhood: An integrative review. Psychological Medicine, 39(9), 1413-1423. doi:10.1017/S0033291709005157
  • C.R. Cloninger, T.R. Przybeck, D.M. Svrakic, R.D. Wetzel. The temperament and character inventory (TCI): a guide to its development and use. Washington University Center for Psychobiology of Personality, (1994),

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.