11 Psikolojik Korku Filmi
Yazan ve doğrulayan psikolog Sergio De Dios González
Çoğumuz, kontrol altında tutulan bir durum olduğu sürece korkmaktan hoşlanırız. Gerçek bir tehlike olmadığında ve asıl dehşetten çok adrenalin pompalanması olduğunda korkmayı severiz. Korku filmleri, bu deneyimi yaşamanın harika bir yoludur. Ama tuhaftır ki, birçok insan sevmesine rağmen, korku filmleri genellikle iyi eleştiriler almaz. Bu yazımızda, özellikle psikolojik korku filmlerine odaklanacağız ve korku filmleri tarihinde kısa bir tura çıkacağız.
20. yüzyılın başları
Sinemada bir öncü olan George Méliès, tarihin ilk korku filmini çekmiştir: Şeytanın Şatosu (1896). O zamandan beri, onun adımlarını izleyen sayısız insan olmuştur.
1. Dr. Caligari’nin Muayenehanesi (1920)
Bu Alman yapımı film, Alman dışavurumculuğunun zirve noktasıdır. Birçok insan, bunun ilk uzun metrajlı film olarak görür ve günümüzde kült klasik bir film olarak değerlendirilmektedir. Film, Hamburg’da gerçekleşen birkaç cinayet vakası hakkındadır.
Hikayede, katiller, tuhaf bir karaktere ve onun garip kölesine bağlıdırlar. Filmin dışavurumcu sahneleri ve set dekorasyonları kesinlikle özel dikkat istiyor. Bu filme benzer bir şekilde, Almanya 1931 yılında bize başka bir korku klasiği daha vermiştir: Fritz Lang’ın yönetmenliğini yaptığı M.
2. Hilkat Garibeleri (1932)
Bu film bir ucube gösterisini konu alır. 20. yüzyılın başlarında kusurları olan insanlar bir eğlence aracı olarak görülmekteydi. Filmin konusu intikam ve cinayet hakkındadır ve bu filmle ilgili asıl ilginç olan şey, filmde gerçekten kusurları ya da engelleri olan oyuncular oynatılmış olmasıdır.
Bu zamanlarda, insanlar canavarlara çok ilgi duyuyordu. Yönetmenler Frankenstein (1931) ve Dr. Jekyll and Mr. Hyde (1920) gibi kitapları sinemaya uyarladı ve Bela Lugosi gibi aktörleri Dracula’yı oynaması için seçti.
20. yüzyılın ikinci yarısı
Bu dönem çokça değişikliğin olduğu bir dönemdir. 60’larda, psikolojik korku ve siyah beyaz filmler çok fazlaydı. Ama 70’ler korku sineması tarihi için bir dönüm noktası oldu.
3. Psycho (1960)
60’lar bize Bebek Jane’e Ne Oldu? (1962) ve Kuşlar (1963) gibi filmleri verdi. Tabi ki usta Alfred Hitchcock ve ünlü filmi Psycho‘dan bahsetmeden korku sinemasından bahsetmek olmaz.
Dünyanın her yerinden insanlar, bunun gelmiş geçmiş en iyi korku filmi olduğunu düşünmektedir. Tüyler ürperten Bates Motel, duş sahnesi, Norman Bates ve onun gizemli annesi, müthiş bir şüphe ortamı yaratmaktadır. Bu film tamamen bir psikolojik korku filmidir ve hiç özel efekt ya da “ketçap” kullanmaya gerek duyulmamıştır.
4. Rosemary’nin Bebeği (1968)
Bu film Roman Polanski tarafından yönetilmiştir ve baş rolde Mia Farrow rol almaktadır. Bu film, korku filmlerinin bizi şiddetli bir acı ve ıstırap içine sokmasının önemini gösteren harika bir örnektir. Bu hisler, ne zaman Rosemary’yi ve onun tuhaf komşularını görsek içimize işler.
Film, zamanı için kesinlikle çığır açan bir film olmuştur ve filmi Dakota’da John Lennon’ın öldürüldüğü binada çekmişlerdir. Bunun yanı sıra, Charles Manson ve ailesi Polanski’nin ölümünden kısa bir süre önce filmin çekimini durdurmaya çalışmışlardır. Bu gizemli film, kesinlikle tüm izleyenleri derinden etkileyecektir.
5. Şeytan (1973)
Çok temel özel efektleri, yeşil kusmuk ve Regan’ın yaraları bu filmi zamanının öncüsü yapmıştır. Eğer bunu ilk kez izleyecekseniz size korkunç olmaktan çok komik gibi gelebilir. Ama kesinlikle korku filmleri üzerinde çok büyük bir etki yapmıştır: bu bir klasiktir ve bu türü kesinlikle yeniden keşfetmeyi sağlamıştır.
6. Cinnet (1980)
70’ler ve 80’lerde birçok film bilim kurgu ve korkuyu karıştırmıştır. Bu sayede, Yaratık (1979) gibi mükemmel filmlerle tanışma şansına sahip olduk. Ayrıca bu dönemde Stephen King’in kitaplarını sinemaya uyarlama furyası da başladı. Önce Carrie (1976) ve daha sonra da tabi ki Cinnet geldi.
Kim o efsanevi Overlook otelini, rüzgarlı yolu ve Jack Torrance’ın sinir krizlerini unutabilir ki? Dahi Stanley Kubrick‘in sayesinde, bu filmin zamanının en iyi filmlerinden biri olduğuna dair hiç şüphe yoktur.
90’lar ve 2000’ler
Bu dönemde özel efektlerin aşırı kullanımı gerçekten de korku filmlerinin büyüsünü öldürmeye başlamıştır. Paranormal şeyler hakkında çok fazla film yapılmaya başlanmış hatta bazılarının devam filmleri bile çekilmiştir. Ama bunların çoğu genellikle iyi sonuçlanmamış ve iyi eleştiriler alamamıştır.
Bu zamanda Halka (2002) ve Testere (2004) gibi harika filmler yapılmış ve daha birçok ele geçirilmiş çocuk ve hayalet konulu filmler de ortaya çıkmıştır. Ama yine de bu dönemde daha çok psikoloji ve şüpheye yönelen filmler olmuştur.
7. Ölüm Kitabı (1990)
Bu film de yine başka bir Stephen King kitabı uyarlamasıdır. Bu filmdeki rolüyle Kathy Bates en iyi kadın oyuncu dalında Oscar kazanmıştır ve klostrofobik, takıntılı ve gerginlikle dolu bir rolü vardır. Annie Wilkes, kendini ünlü yazar Paul Sheldon’ın kitaplarına kaptırmış bir hemşiredir. O kadar takıntılı bir hale gelir ki sonunda adamı kaçırır. Bu kesinlikle listenize koymanız gereken bir film ve Kathy Bates’in bu iyi olduğu kadar rahatsız edici performansına bayılacağınıza eminiz.
Stephen King yıllar boyunca harika filmler olmasına sebep oldu 1408 (2007) de bunlardan birisi. Bu çok hafife alınan bir film ve daha önce bahsettiğimiz psikolojik korku türünde.
Çok hipnotik ve klostrofobik bir filmdir ve muhtemelen şimdiye kadar gördüğünden daha fazla ilgi görmeyi hak etmiştir. Ayrıca bu hala Stephen King’in modasının geçmediğini de göstermektedir. Geçtiğimiz yıllarda O filminin de yeni bir uyarlaması yapılmıştır, ama yine de bazı insanlar Tim Curry’nin 1990’da yaptığı versiyonun çok daha iyi olduğunu düşünmektedir.
8. Kuzuların Sessizliği (1991)
Hannibal Lecter, unutulmaz bir karakterdir. O, çok zeki ve herkesi her konuda ikna edebilecek bir psikopattır. Anthony Hopkins onu çok iyi oynamış ve Jodie Foster da kendi karakterine çok iyi hayat vermiştir, yani aslında ikisinin de bu performansıyla Oscar ödülü kazanması çok da sürpriz değildir. Bu filmi mutlaka görmeli ve seri katillerin ve yamyamların dünyasına dair bir fikir edinmelisiniz.
9. Diğerleri (2001)
İspanyol yönetmen Alejandro Amenábar ve Nicole Kidman’ın oyunculuğuyla bu şüphe dolu film 21. yüzyılda büyük yer etmiştir. Eski, gizemli, izole ve sisler içinde bir şatoda çok tuhaf şeyler olmaktadır. Bu tüm diğer paranormal filmlere benziyormuş gibi gözükse de Diğerleri sıradan bir film değil.
Tüm bu korkunun içinde ışık seviyeleri çok düşüktür çünkü filmdeki çocuklar ışığa karşı hassastır. Bize gösterilen karanlık ve kasvetli ortamda hiçbir şey göründüğü gibi değildir.
2010 – günümüz
Daha sonra, Korku Seansı (2013), Ruhlar Bölgesi (2010), Karabasan (2014), ve Paranormal Activity gibi filmler gelmektedir. Bunlar geçtiğimiz yılların en büyük korku filmleridir ve neredeyse hepsinin devam filmleri ve büyük bir gişe başarısı olmuştur.
Bazıları gerçekten ilginç olmakla beraber çoğu makyaj, efekt ve basit korku ögelerinde biraz ileri gitmiştir. İyi eleştirilerden çok insanların ilgisini çekmek isteyen filmler olmuşlardır. Sonuç olarak başta zorlama bir korku filmi olanlar zamanla unutulup kalmıştır.
Aşağıda korkudan çok şüphe temalı olan iki film seçtik, çünkü bu filmlerde konu edilen psikolojik durumlar şeytan çıkarma gibi konulardansa hala çok ürkütücüdür.
10. Siyah Kuğu (2010)
Natalie Portman’ın oyunculuğu bu filmde gerçekten ön plana çıkmaktadır. Bale, yeme bozukluğu, şizofreni ve halüsinasyonu konu alan bir filmdir. Müthiş atmosferi, kullandığı metaforları ve her türden yorumlarıyla sizi kesinlikle düşündürecek bir filmdir.
11. Zindan Adası (2010)
Bu film, 20. ve 21. yüzyılın en iyi yönetmenlerinden biri olan Martin Scorsese tarafından çekilmiştir. Ayrıca baş rolünde Leonardo DiCaprio yer almakta ve ona Ben Kingsley ve Mark Ruffalo eşlik etmektedir.
1950’lerde geçen bu film 20. yüzyılın başlarındaki film noir (kara film) stilinde çekilmiştir. Bir akıl hastanesinin yer aldığı bir ada mekan olarak seçilmiştir. Burada bizi insan zihninin korkuları ve lobotomi gibi kötücül uygulamalarla tanıştırırlar. Zindan Adası gerçekte nedir? Bu akıl hastanesinde neler olmakta? Bu film, gerçekten son zamanlardaki en iyi şüphe filmlerinden biridir.
“Hangisi daha kötü olurdu: Bir canavar olarak yaşamaya devam etmek mi yoksa iyi bir adam olarak ölmek mi?”
– Zindan Adası
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.