Yazar Aldous Huxley Özgürlüğün Bitişini Tahmin Ediyor
Özgürlüğün nasıl biteceğini hiç merak ettiniz mi? İçinde bulunduğumuz dönem zor ve belirsizdir ve hepimiz ekonomik, politik, sosyal vb. her düzeydeki sürekli bir değişimin ortasındayız. Aslında insanlar, bir yandan da, işlerin ne kadar kötüye gidebileceğini de merak ediyorlar. Söylemesi zor ama, zamanında benzer bir durum yaşayan yazar Aldous Huxley gibi insanların bu konuya dair bazı değerlendirmeleri, oldukça açıklayıcı.
Bu yazar ve filozof, hem bireysel hem de kolektif düzeyde özgürlük kaybının ne anlama geldiğini düşünmüş ve yorumlamıştır. Huxley, 1914-1945 yılları arasında Birinci Dünya Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan olayları deneyimledi. Böylelikle, bu zor zamanlardan kendi sonuçlarını da çıkarmış oldu.
Huxley için kriz zamanlarında en önemli şey farklı, bireysel ve eleştirel düşüncedir. Sisteme ve dünyadaki tüm sosyal adaletsizlik ve zorbalığa karşı savaşmanın tek yolu budur.
“Ama ben rahatlık istemiyorum. Tanrı istiyorum, şiir istiyorum, gerçek tehlike istiyorum, özgürlük istiyorum, iyilik istiyorum. Günah istiyorum.”
– Aldous Huxley
Yazar Aldous Huxley ve Brave New World (Cesur Yeni Dünya) romanına göre özgürlüğün nasıl sona ereceği
1931’de yayınlanan roman, bir şekilde modern yaşamda neler olabileceğini öngörüyor. Kitap, kar amacı güden medyanın tehditleri ve pasiflik konusunda insanları uyarıyor. Zeki bir yapıya sahip bir nüfusun bile özgürlüğün yerine diktatörlüğü nasıl seve seve seçebileceğini düşünüyor ve ortaya koyuyor.
Cesur Yeni Dünya, herkesin her zaman “mutlu” olduğu bir toplumun tanımıdır. Bu, nüfusun çoğunluğunun özgür iradesinin önceki yıkımı, genetik mühendisliği ve Pavlovcu şartlandırma sayesinde olur. Herkesin sonsuz bir şekilde önümüze gelen dikkat dağıtıcı şeylerle ve hatta uyuşturucuyla eğlendiği bir oyun gibi yani.
Gerçekten de, Cesur Yeni Dünya‘nın dünya devleti, düzeni sağlamaya çalışan bir diktatörlüktür. Bu düzen, dünyayı yönetmek için kapsamlı bir bürokrasiye güvenen on oligark tarafından yönetiliyor. İnsanları teslimiyetlerini sevmeye ve dünyanın sorunları hakkında endişelenmek zorunda olmadıkları için rahatlamış hissetmek için yaptıkları hayati işten gurur duymaya şartlandırırlar.
Özgürlüğün nasıl biteceğine dair beş öngörü
Aynı zamanda Soğuk Savaş’ı da yaşamış olan Aldous Huxley, 1958’de BBC’ye bir açıklama yaptı. Dünyanın uyanık olması gerektiğini ve hükümetin nüfus üzerindeki kontrolünü ve iktidarın yönetimini sorgulaması gerektiğini söyledi.
1. Yazar Aldous Huxley medyanın kölelerinin, kişilerin özel çıkarlarının elinde olduğunu düşünüyordu
Modern toplumda, çoğu insan otuz dakikadan fazla cep telefonlarını kontrol etmeden duramaz. Gerçek şu ki, biz teknolojinin köleleriyiz. Huxley’in öngördüğü gibi, insanlar, olumsuz ruh sağlığı etkilerine rağmen medyanın sunduğu sonsuz bilgilerden sıkılmamayı mümkün kıldı.
Dikkati biraz dağıtmak fena bir fikir değil. Aslında gerekli ve Huxley buna gerçekten de karşı değildi. Ancak, bu, küresel sorunları görmezden gelmenin bir yolu olmamalıdır. Bunun nedeni, güç kazanmak ve kendilerine fayda sağlamak için her zaman bu dikkat dağıtıcı unsurlardan yararlanacak birisinin olmasıdır.
2. Özgürlük, reklam ve tüketicilikle birlikte sona erecek
Tüketicilik aynı zamanda dikkatinizi de dağıtır ve o dağılan dikkatinizi yeniden başka bir yöne doğru yönlendirir. Size sunulan reklamlar, sahip olduğunuzu asla bilmediğiniz ve sizi tatmin edeceğini düşündüğünüz o ihtiyaçlara ilişkin sizi ikna etme çabalarından ibarettir. Huxley için tüketim dünyası, insanları sürekli olarak yeni şeyler almaya koşullandıran bir tür sessiz diktatörlüktür.
Onun zamanında, yani 20. yüzyılın ortalarında, televizyon, insanların hayatında belirleyici bir rol oynamaya yeni başlıyordu. Dahası, artık, günümüzde, bir tüketim ve reklam istilası var. Bu reklam verenlerin gerçek anlamdaki niyetlerini gerçekleştirmesine yardımcı olmak için Instagram, Twitter, Facebook ve YouTube gibi herhangi bir sosyal ağı açmanız yeterlidir. Bu platformlarda, pazarlamacılar, tüketicileri, mümkün olduğunca dikkatlerinin dağılmasını sağlamak için ürün veya hizmetlerle etkilemeye çalışırlar.
3. Gözetlemeye dayalı bir diktatörlüğün kurulması
Huxley için diktatörlük; gözetim, ceza ve kalıcı bir savaş durumu yoluyla sıkı bir şekilde güç kullanımına dayanır. Tıpkı bugün olduğu gibi, Huxley, güç kullanımının cezalandırma yoluyla olacağını öngörüyordu. Ayrıca, herkes bir çeşit gözetim altında olacaktı. İnternet güvenliği konusunda uzman bir gazeteci olan gazeteci Marta Peirano da, 5G’nin insanları gözetlemek için bir tuzak olduğunu açıklıyor.
Nitekim El Confidencial tarafından yapılan röportajında, bu konuyla ilgili şunları söylüyor: “İnternette, ürün, hizmet, deneyim ve siyasi adayları satmak için insanların manipüle edilmesine yönelik veri madenciliğine dayalı bir ekonomik model hakim ve bu pazara hakim olmak için birbirleriyle savaşan birkaç şirketin eli var. Hükümetler, aslında bu şirketlerin birer müşterisi ve nüfusunu kontrol etmek, sahte haberler üretmek veya muhaliflere zulmetmek için bu platformların altyapılarını kullanıyorlar ”.
4. Yazar Aldous Huxley için, özgürlük farmakolojik devrimle sona erecektir
Uyuşturucular eskiden insanları “mutlu” ve kontrol altında tutmanın bir yoluydu. Peki ya şimdi? Pek çok kişi bunun aşı yoluyla olduğuna inanıyor.
Bununla ilgli binlerce örnek bulunmakla birlikte, The Red Pill podcast’ini dinleyebilirsiniz. Bu yayında, beyin uzmanları yeni zihin kontrol teknikleri hakkında konuşuyor. Bill ve Melinda Gates Vakfının mikroçipleri vücudunuza sokacakları ve 5G ağları aracılığıyla zihinleri kontrol edecekleri aşıları geliştirmekte olduğu gibi birçok hipotez öne sürülüyor.
Ancak bunun olduğuna dair bir kanıt da yok.
5. Yazar Aldous Huxley profesyoneller tarafından tavsiyelerle yönlendirilen politikacıları da tartışıyor
Önemli mevkilerde bulunan tüm politikacıların, halkın takdir ettikleri değerleri üzerlerinde taşımasını isteyen danışmanları vardır. Görünüşler önemlidir, gerçek eylemler değil.
Dolayısıyla, siyasette pazarlama, bir adayı diğerine karşı seçmeye gelince, insanların kararlarını etkilemenin anahtarıdır.
Aldous Huxley, gözlerini uzak ufka dikmiş olan özel bir insandı. Onun zihnindeki geleceğin dünyası, insanların teknoloji aracılığıyla kontrol edileceği bir dünyaydı.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.