Terapide Direnme Hakkında Ne Yapmalı?
Terapide direnme danışanın terapötik değişimi geciktirebilecek veya önleyebilecek tutumları, davranışları veya bilişsel şartlanmaları demektir. Genel olarak değerlendirmenin ilk aşamalarında direnme görülür çünkü bu dönemler danışanın terapiyi sorgulamaya başlayabileceği dönemlerdir. Bunun yanında, danışan içten bir şekilde konuşmayı veya terapistin sorularını kibarca yanıtlamayı da reddedebilir. Bazen danışan soruları cevaplamayı kabul edebilir ancak çok az bilgi paylaşımı yapmayı tercih edebilir. Gerçekleşebilecek başka bir şey ise, özellikle de terapist kendilerinden genç ise, terapistin söylediğinin aksini iddia etmeleri veya terapiste inanmamalarıdır.
Çoğu zaman, terapide direnme terapötik sürecin önemli bir parçası olan motivasyonel aşamada yapılan yetersiz müdahalelerden kaynaklanır. Çoğu terapist tüm sorumluluğu danışanın omuzlarına yıkmayı tercih eder ve danışanın pasif ve inatçı olduğunu ima ederler. Görebileceğiniz üzere, bu yaklaşım tüm süreç için son derece zararlıdır.
Direnme Terapistin Sorumluluğudur
Şüphesiz ki, eğer terapist bunun artık danışana yararlı olmadığını düşünüyorsa terapötik süreci durdurabilir. Ancak, danışanın direncini bir tedavi edilememe sebebi olarak değerlendirmek veya bu dirence dayanarak iyileşmek istemediklerini varsaymak tamamıyla yanlıştır.
Bu durumu motivasyonel terapi yaklaşımı üzerinden görebiliriz. Örneğin, motivasyonel görüşme danışanın geçirdiği değişimlere bağlı olarak terapötik stili adapte etmeye dayalıdır. Bu sayede danışanın direncinin danışanın değil terapistin problemi olduğunu anlayabiliriz.
Bundan dolayı, terapist danışanın tedavi olmak istemediğine veya herhangi bir açıdan iyileşmek istemediğine hemen inanmamalıdır. Onun yerine danışanın bu bariyerleri kurmasına sebep olmuş olabilecek şeyler hakkında düşünmek daha iyidir. Belki de terapi türü danışana uygun değildir.
Bu durumun daha ileriye gitmesinden kaçınmak için yapılabilecek en uygun şey bir sonraki seansta bu problemi ortaya çıkarmak olacaktır. Samimiyet ve içtenlik iyi bir terapötik ilişki kurmak ve yol boyunca ortaya çıkabilecek dirençlere çözüm bulabilmek açısından çok önemlidir.
Terapide Direnme Görülmesi İçin Mümkün Sebepler: Terapistin Yaşı
Terapide direnme düşündüğünüzden daha sık görülür. Direnmeye sebep olabilecek çok sık görülen bir durum, danışanın terapistin saçları gri olmadığı, gür bir bıyığı olmadığı, yüzünde kırışıklık olmadığı veya bir takım elbise giymediği için terapistin profesyonelliğini sorgulamasıdır. Tedavinin başında basit bir yorum olarak kendini göstermiş bir şey sonrasında direnç oluşturacak bir faktöre dönüşebilir. Bu noktada danışan her açıdan psikologundan şüphe etmeye başlayacaktır. Belki de terapistin ona yardım edebilmek için doğru araçlara veya gerekli bilgiye sahip olmadığını düşünecektir. Sık görülen bir diğer durum da, danışanın terapistin onun problemini anlayabilmek için çok genç olduğunu düşünmesi olabilir.
Ayrıca, terapist ve danışanlar arasındaki yaş farkının çoğu durumda başlangıçta (danışan açısından) bir problem olduğunu da belirtmeliyiz. Bunun sebebi, yaşlı danışanların genç bir terapistin büyük bir ihtimalle onların problemleri ile empati kuramayacağını düşünmesidir. Ancak, bu problemi hemen ele almak önemlidir. Doğru stratejileri kullanmak tedavi hakkındaki görünüşte anlamsız olan beklentileri terapötik dayanışmayı güçlendirmek için bir fırsata dönüştürebilir.
Labrador, Terapide Zor Durumlar (2011) adlı rehberinde önemli stratejiler önermiştir. Bu stratejilere danışanın sorunları çözüldükten sonra onlara direnç gösterdikleri konular ve sahip olduklarına inanmadıkları yetenekleri sormak örnek gösterilebilir. Buna ek olarak, Labrador danışanlara genç bir terapiste sahip olmanın iyi yanlarına odaklanmalarını öğütler.
Kendi Kendini Kaydederek Terapide Direnci Yenmek
Değerlendirme ve müdahalenin kendisi sırasında danışanın kendisine düşen ev ödevlerini yapmıyor olma ihtimali yüksektir. Kendi kendini kaydetmek gibi en temel sorumluluklar bile son derece önemlidir, zira bu şeyler terapi planının fonksiyonel bir analizinin yapılması ve değerlendirilmesi için önemlidir.
Bundan dolayı, danışanın kendi kendisi ile ilgili yazdığı şeyleri her hafta getirmesini sağlamak son derece önemlidir. Bunu sağlayabilmek için kullanılabilecek bazı stratejiler şunlardır:
- Danışanınızın nasıl kişisel kayıt tutacakları hakkında yaptığınız açıklamayı tam anlamıyla anladığını varsaymayın. Açık konuşmamış olabilirsiniz, veya kullandığınız üslup bireyin ihtiyaçları ile tam olarak uyuşmamış olabilir. Bundan dolayı bu işlemin neleri içerdiğini tekrar anlatmaktan çekinmeyin.
- İşlemin ne kadar değerli olduğunu vurgulayın. Kişisel kayıtların terapist olarak sizin için yararlı olmasının yanında bunların danışanın kendisi için de değerli olduğu konusunda ısrar edin. Bunun yanında, bunu yapmamanın danışanın kendisinin ulaşmak istediği şeylere aykırı gideceğinden de bahsetmeniz önemlidir.
- Kişisel kayıt tutmalarını uygun bir şekilde istediğinizden emin olun. “Kişisel kayıt tutmanız ve bir sonraki seansa getirmeniz gerekiyor,” dememeye çalışın. Onun yerine danışanınızı motive etmek ve bu çalışmanın iki yönlü olduğunu vurgulamak çok daha uygun bir yaklaşım olacaktır.
- Kişisel kayıt tutmak için kullanılan materyalin uygun olduğundan emin olun. Danışanlarınızın eğitim seviyeleri ve sosyokültürel düzeyleri çok farklı olabilir. Kalem ve kağıdın herkesin kullanmayı bildiği araçlar olduğunu düşünmeniz normaldir. Ancak, durum her zaman bu şekilde olmayabilir.
Bazı insanlar gittikleri her yerde yanlarında bir parça kağıt taşıyamayabilir. Diğerleri yazmayı çok sevmeyebilir, bu da onları anksiyeteye sürükleyebilir ve bunu yapmak istememelerine sebep olabilir. Diğer yandan, başka biri öylesine unutkan olabilir ki gün boyunca bir şey yazmak akıllarına bile gelmeyebilir ve gece yazmaya başladıklarında her şeyi unutmuş olabilirler.
Bundan dolayı açık fikirli olun ve esnek kalın. Danışanınıza kişisel kayıtlarını başka bir şekilde tutma şansı tanıyın. Hepimiz biliyoruz ki teknolojik gelişmeler bir süredir yükseliş aşamasındalar. Bundan dolayı, danışanlarınızı kişisel kayıtlarını akıllı telefonlarında tutmak konusunda cesaretlendirmekten korkmayın. Ayrıca bunları kaydedebilir veya Mentalcheck ve Self-Monitoring gibi uygulamalar da kullanabilirler. Bu uygulamalar terapiyi tam olmayan kişisel kayıtlardan ibaret olmaktan kurtarmak ve olağanüstü değerlendirme seanslarına çevirmek için çok yararlı olabilirler.
- Dışarıdan yardıma izin verin. Örneğin, eğer danışan kişisel kayıtlarını doldurmayı unutuyorsa onlara hatırlatıcı bir mesaj gönderin. Ayrıca terapi seansı sırasında yapabilecekleri şeyler de vardır. Bunu asla unutmamaları için onlara alarm oluşturmaları veya kolayca görebilecekleri yerlere koyabilecekleri hatırlatıcılar oluşturmaları konusunda yardım edin.
Son Çare Olarak Terapiyi Şartlı Hale Getirin
Terapide direnme uzun bir süre boyunca devam edebilir. Bütün bu değişiklikler yapıldıktan sonra bile danışanın hala seansa kişisel kayıtlarını getirmediği durumlar da olmuştur. Ve en kötü kısmı da şudur, görünürde buna sebep olan herhangi bir problem yoktur. Bu durum gerçekleştiğinde, son çare olarak bu konuda danışan ile yüzleşebilirsiniz. Onlara, eğer kişisel kayıtlarını tutmazlarsa sonraki hafta bir terapi seansı yapmayacağınızı söyleyin.
Terapiyi şartlandırmak için danışanı randevudan önceki gün arayın ve kişisel kayıtlarını bitirip bitirmediklerini sorun. Eğer verdikleri cevap negatifse ertesi günkü seansınızı iptal edin ve bu şekilde devam edin. Şüphesiz ki danışanın kişisel kayıt tutması klinik pratikler için çok gereklidir. Ancak, birçok danışan problemlerinin doğası dolayısıyla tedaviyi erteleme şansına sahip değildir, bunu da unutmayın.
Nihai hedef her zaman danışana onun problemlerine en uygun, işlevsel ve kullanışlı tedaviyi önermek olacaktır. Eğer bu işlemin tipini değiştirmenin bir yolu veya işlemi ortadan kaldırıp hedefe ulaşabilmek için başka yollar bulma şansı varsa bu yolları aramaktan çekinmeyin.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Labrador, F. (2011). Situaciones difíciles en terapia. Madrid: Pirámide.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.