Logo image
Logo image

Süper Yaşlılar ve Genç Fikirleri

4 dakika
Süper yaşlıların genç beyinleri hakkındaki gerçekleri daha önce duydunuz mu? Hafızası oldukça sağlam olan bu yaşlı insanların beyinleri, bilişsel yaşlanma konusunda bazı sırlar saklıyor gibi görünüyorlar. Konuyla ilgili daha fazlasını öğrenmek isterseniz okumaya devam edin.
Süper Yaşlılar ve Genç Fikirleri
Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

Süper yaşlılar ve onların genç beyinleri, oldukça genç bir yapıya sahip zihinlerini koruyan ve kendi yaşlarındaki diğer insanlardan daha yüksek performans göstermelerini sağlayan bir grup insana ait. Sizin de halihazırda bildiğiniz gibi, insanlar yaşlandıkça bilişsel yetenekleri azalmaya başlıyor. Böylece, yetişkinlikte maksimum performansına ulaşan muhakeme yetenekleri, hafıza ve işlem hızı, kişi yaşlandıkça zayıflıyor.

Bu yazımızda bahsedeceğimiz durum, 80 yaş ve üstünde olmasına rağmen hafızası 25 – 30 yaş grubundan daha küçük olanlar kadar iyi olan süper yaşlılar için geçerli. Tabii ki de, bu konsept, bilim camiasında da ilgi uyandırmıştır. Özellikle de, bilim insanlarının, bu kişilerin oldukça aktif bir yaşam sürdüklerini ve yorgunluk belirtileri göstermediklerini fark ettiklerinde olmuş bu ilgi. Dolayısıyla, bu insanların farklı bir genetik yapıya sahip olma ihtimali bile konuşuluyor.

Some figure

Süper yaşlılar – Genç beyinleri onları özel kılıyor

Genel olarak, süper yaşlılar gerçekten özel insanlar. Bunun nedeni, yeteneklerinin yaşlarına göre normalden daha yüksek olması. Bu bağlamda, bazı uzmanlar onları iki kategoriye ayırıyorlar: fiziksel olarak süper olanlar ve bilişsel üstünlüklere sahip olanlar. Birinci gruptaki insanların harika bir aerobik kapasitesi oluyor. İkinci grup, daha genç yetişkinlerinkine benzer mükemmel bir belleğe sahip oluyor.

Benzer şekilde, her iki grubun da hayatın zorluklarıyla karşı karşıya kaldıklarında daha dirençli olduğu az çok açık bir durum. Araştırmacılar, kişilik özelliklerinin daha dışa dönük ve daha az nevrotik olmayı da kapsayıp kapsamadığını bile incelediler. Bu, zorluklarla farklı şekilde başa çıktıkları anlamına da geliyor. Belki de, bu kişiler, beyin kapasitelerini artıran faaliyetlere yöneliyorlar. Bu, herhangi bir fiziksel aktivite veya diğer uyarıcı aktiviteler şeklinde olabilir.

Neden sadece bazı yaşlı insanların bu özelliklere sahip olduğu ise henüz açıklığa kavuşturulmuş değil. Açık olan şu ki, dünyanın dört bir yanındaki araştırmacılar bu özelliklere sahip olamayan yetişkinlere yardım edebilmek adına bu konu hakkında daha fazla detay bulmaya çalışıyorlar. Aslında, bu kişileri neyin farklılaştırdığı konusunda da halihazırda oldukça güzel sonuçlar alınmış durumda. Bu nedenle de, nasıl bu kadar yüksek bir biliş düzeyine ulaştıkları konusunda az veya çok fikir sahibi olunmuş durumda.

Farklı bir beyin türü

Araştırmacılar esas olarak süper yaşlıların genç beyinlerini incelemeye odaklanmış durumdalar. Yaptıkları keşiflerden biri, amiloid-beta proteini ile ilgili. Bu protein, beyinde doğal olarak bulunuyor ve sıklıkla plaklar halinde toplanıyor. Alzheimer hastalığı söz konusu olduğunda, bu protein kilit noktayı oluşturuyor.

Diyeceğimiz o ki, araştırmacılar, süper yaşlıların beyinlerinde daha fazla beta-amiloid ve hatta plak varlığının bulunduğunu fark ettiler. Ancak, bu tespite rağmen, bu kişilerin bilişsel ve hafıza kapasiteleri oldukça sağlam.

Dahası, bu “süper yaşlıların” ortalama akranlarından daha fazla Von Economo nöronuna sahip olduğu görüldü. Bu nöronlar, görünüşe göre evrim sırasında daha büyük bir beynin taleplerini karşılamaya hizmet eden özel bir hücre türü. Bu nöronlar, gelişimleri boyunca duygu, duyarlılık ve duygusal zeka merkezi haline gelmiş durumdalar.

Böylece araştırmacılar, süper yaşlıların üç beyin bölgesinde bu türe ait daha fazla nöron buldular.

  • Frontoinsular korteks.
  • Dorsolateral prefrontal.
  • Ön singulat (bu bölge, süper yaşlılarda daha kalın oluyor ve yönetici işlevler, empati ve iletişim ile ilgili bir alan).
Some figure

Süper yaşlılar ve işin sosyal yönü

Onları farklılaştıran beyin özelliklerini hesaba katarsak, bu insanların sosyal ortamlarda da farklı davranmasını beklememiz normal. Aslında, Chicago Üniversitesinde yapılan bir araştırma, bir grup süper yaşlı ile kişilik, refah ve hafıza açısından benzer olan bir grup akranını karşılaştırıyor.

Çalışmayı yürüten araştırmacılar, her iki grupta da benzer düzeyde refah seviyesi gözlemlediler. Bununla birlikte, süper yaşlılar, Pozitif-Negatif İlişki Kalitesi Ölçeğinde daha yüksek puan aldılar. Başka bir deyişle, ilişkilerinde daha fazla tatmin ve kalite sahibi oldukları görüldü. Bu bulgu, Von Economo nöronlarının ve ön singulat korteksin daha fazla gelişmesi bulgusu ile uyumlu görünüyor ve bu durum da kendini bir kişinin zihninin korunmasında kilit bir nokta olarak gösteriyor.

Ek olarak, bu bulgular, sosyal aktivitelerin ve olumlu etkileşimlerin bilişsel sağlık için çok faydalı olduğunu doğrulayan geniş bir araştırma alanını da doğrulamakta. Sadece sosyal desteğin önemi nedeniyle değil, aynı zamanda insanlar birbirleriyle etkileşime girdiğinde tüm beyinlerini harekete geçirdikleri ve bazı bilişsel becerilerini geliştirdikleri için bu yorumu yapabiliyoruz. Bunların arasında hafıza, dikkat ve karar verme unsurları ön plana çıkan faktörler oluyor.

Bu nedenle, “insanlar genç zihinlerini nasıl koruyabilir ve süper genç olabilirler?” sorusu da ön plana çıkan bir başka husus oluyor. Fakat, bu sorunun cevabı henüz net değil. Aslında, bu genç zihin ve bedene sahip grupta genetik farklılıkların da gözlemlendiği biliniyor. Bununla birlikte, sahip oldukları özellikleri hesaba katarsanız, doğa ve araştırmalar, sağlıklı olmanın sırrının fiziksel, zihinsel ve sosyal olarak aktif olmak olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.