Spotlight Filmi: Gazeteciliğin Değeri

Spotlight filmi, hikayeyi nasıl anlattığına ve gazeteciliği ne kadar iyi temsil ettiğine bağlı olarak harika bir film. Bir halıyı düzenli olarak temizlemezseniz, toz biriktirmeye başlayacağı fikrinden ortaya çıkmıştır.

Boston polisinin tozunu aldığı lekesiz görünen “halı”: Katolik Kilisesi. Katolik Kilisesi, hikayenin yer aldığı Boston, Massachusetts topluluğu üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Toplumu bir arada tutan şey budur. Bir suç işlendiğinde, çocuklara cinsel istismar da dahil olmak üzere, dinin toplumdaki bu önemli rolünden ötürü, çoğu kişi bu suçları görmezden gelmenin en iyisi olduğuna inanıyor.

Spotlight Filmi: Eleştirmenlerce Beğenilen

Filmin oyuncuları inanılmaz, senaryo muhteşem, çekimler iyi planlanmış ve sahneler kusursuz akıyor. Spotlight’ın ikincil hikayeleri yok ve sadece ana konuya odaklanıyor.

Spotlight, The Big Short, Spies Köprüsü, The Revenant ve Room gibi diğer harika filmlerle yarışarak En İyi Film dalında Akademi Ödülü’nü kazandı. Ayrıca En İyi Orijinal Senaryo ödülünü aldı. Bu ödüller de bize bunun izlemeye değer bir film olduğunu söylüyor.

“Fakir bir aileden gelen fakir bir çocuksanız, din çok kıymetlidir. Ve bir rahip sana dikkat ettiğinde, bu büyük bir şeydir… Tanrı’ya hayır diyemezsin, değil mi?”

– Spotlight

Başlangıç Noktası

Film, Spotlight adı verilen Boston Globe’dan bir araştırmacı ekibine odaklanıyor. Bu ekip, Michael Rezendes (Mark Ruffalo), Sacha Pfeiffer (Rachel McAdams) ve Matt Carroll’a (Brian d’Arcy James) öncülük eden editör (Michael Keaton) ile birlikte bir bütündür. Yardımcı editör (Ben Bradlee Jr.’tan John Slattery) ve yeni editör (Marty Baron’dan Liev Schreiber) de önemli bir rol oynamaktadır.

Yeni gelen Marty Baron, ekibin dikkatini Katolik Kilisesindeki bazı rahipler tarafından yapılan cinsel istismara yönelten kişidir. Bundan sonra, tüm kameralar bu konuda bir şeyler yapabilecekken yapmayanlara, sessiz kalanlara ve bu olayı gizli tutanlara dönüyor.

Psikolojik açıdan bakıldığında, belirli bir ayrıntı öne çıkıyor. Film, bazen dış unsurların ateşi nasıl alevlendirdiğine ve her şeyi nasıl değiştirdiğine harika bir örnek oluyor. Örneğin, istismar vakalarında, bu unsur genellikle kişisel bir deneyimdir. Filmde, çocukluğu sırasında Kiliseden etkilenmemiş bir kişi olan yeni editör onları harekete geçiriyor.

Spotlight: Tarihin Akışını Değiştiren Bir Film

“Başpiskoposun idari bölgesi ve onların büyük bir gazetesi var… Eğer böyle bir ikonik kurumun bu kadar ağır suçlar işleyebileceği düşüncesine daha açık olsaydık, bence insanlar bu işi daha erken yaparlardı.”

– Walter “Robby” Robinson, Spotlight

100.000 adet civarında rahip pedofili vakası var, şüphelileri ve henüz ortaya çıkmayanları saymıyoruz. Bu davaların en kötü yanı, birçoğunu karakterize eden sessizlik, yardakçılık ve hoşgörüdür. Katolik Kilisesi, kendi üyelerinin insan olduğunu kabul etmekten, kendi günahlarından sorumlu tutulmaktan korkmaktadır.

Uzun bir yol kat etmemize rağmen, açığa çıkacak pek çok vaka var. Bunu, intikam almak ya da inançsızlıktan dolayı değil, bu tip olayların bir daha yaşanmaması için, mağdurların arkalarında bir destek hissetmeleri için yapmamız gerekiyor. Hiçbir kurum yasadışı şeyler yaptığı için ihbar edilmek yerine, bunları saklayarak daha fazlasını kazanabileceğini düşünmemelidir.