Sinestezi: Renkleri Duyuyor ve Sesleri Görüyorum
Sinestezi; görsel, işitsel ya da dokunmaya ilişkin algılarla buna eşlik eden bir duygunun yaşandığı fenomendir. Mesela, sinestezinin en yaygın şekillerinden biri sayıları, haftanın günlerini veya ayları, bir renkle ilişkilendirmektir. Kişi bunları her sayı ya da gün için daima aynı olan bir renkle algılar.
Bu durumu herkes yaşamaz ama düşündüğümüzden yaygındır. Esasen biriyle konuşup bu durumun “normal” olmadığını fark edene denk bazı uyarıcıları algılama şekillerinin diğer insanlarınkinden farklı olduğunu bilmeyen birçok insan vardır.
Bu fenomen, nahoş bir durum olarak yaşanmaz. Sinezteziyi yaşayan kişiler dünyayı başka türlü algılamayı hayal dahi edemezler. Aksi halde dünya çok üzücü bir yer olurdu onlar için. Yani bir hastalıktan değil dünyayı daha zengin ve farklı biçimde algılamaktan söz ediyoruz.
Sinestezinin farklı şekilleri
Sinestezinin pek çok farklı şekli mevcut. Mesela, müzik dinlerken renkleri algılayan insanlar vardır ve bu yşadıkları bir halüsinasyon değildir. Renkleri görüp bunların gerçekliğin parçası olduğuna inanmazlar ama bir müzik parçası dinlediklerinde renklerin akınına uğrarlar. Her renk, belli bir müzik notasıyla ilişkilendirilir.
Bilim adamı Jamie Ward, sinestezi yaşayan kişilerin dünyayı olağanüstü bir şekilde deneyimlediğini ve onları saran ekstra bir uyarıcı hissine kapıldıklarını söylüyor. Kelimeler tatları uyandırabilir, her sayı bir renk olabilir. Ayrıca acı hissi, bir tat ya da renkle, farklı yüzeylere dokunma hissiyle beraber yaşanabilir… Dolayısıyla, bunu yaşamanın birçok yolu vardır.
Sinestezi ve sanat
Çevrenizi bu denli zengin bir şekilde algılamak, yaratıcılığınızı teşvik edebilir. Hayatını sanata adayan insanlar için bu durum çok faydalı olabilir, zira eserleri sayesinde dünyayı nasıl gördüklerini sergileme imkânı bulabilirler.
New York’lu sanatçı Carol Steen, yaratıcılığına ilham olarak bu durumu kullanıyor. Steen, renkler ile tatları ve acının kokusunu görebildiğini söylüyor. İlham kaynağı olarak bu hisleri uyandırmak ve sanat eserine çevirmek adına ak akupunktura başvuruyor.
“NZSPYGV” kombinasyonunun gökkuşağını oluşturduğunu söyleyen yazar Vladimir Nabokov gibi ünlü sinestetikler vardır. Fizikçi ve Nobel ödülü sahibi Richard Feynman ile filozof Ludwig Wittgenstein da bu insanların arasındadır.
Kalıtsal bir durum mu?
Günümüzde sinestezinin biyolojik ve genetik unsurlarının olduğunu biliyoruz. Gerçi, söz konusu genler henüz tam olarak belirlenmiş değil. Anne babalar ve çocuklar, sinesteziyi miras almış olabilir ama hissettikleri şey her zaman aynı değildir. Bu kalıtsal bir durumdur fakat yaşandığı şekil kalıtsal değildir.
Öyle ki ikiz kardeşlerin bile sinesteziyi aynı şekilde deneyimlemediği ve hatta kardeşlerden birinin sinestetik olurken diğerinin bu durumu yaşamadığı görülmüştür. Ayrıca geni taşısalar ve çocukları bunu gösterse bile anne babanın kendisi sinesteziyi yaşamayabilir.
Sinestetik çocuklar genelde bu durumun farkın ergenlik döneminde varırlar: Bir ses ya da sesten söz ederken hepimizin bunu aynı şekilde tecrübe etmediğini görürler. Mesela, Ward’a göre bir çocuk, sesleri renkler aracılığıyla tasvir ederek kurbağaların vraklamasının genelde kahverengi olduğunu ama o gün mavi şeklinde duyulduğunu yani seslerin daha keskin olduğunu anlatmıştır.
Beyinde sinestezi
Beynimizde renklerin algılanmasından sorumlu bir bölge vardır: V4. Julia Nunn, 12 kişiyle yaptığı bir deneyde sinestetik kişiler gözleri kapalı olarak bir konuşmayı dinlediklerinde cerebral korteks’in bu kısmının etkinleştiğini ve böylece, bir uyarıcı (ses) algısının otomatik olarak bir başka uyarıcıyı (rengi) harekete geçirdiğini göstermiştir.
Ayrıca bir hissin bir başkası aracılığıyla uyarılması bir anda olur ve daima aynı şekilde gerçekleşir. Bazıları bunu bir sayı ya da kelimeyi okudukları kağıtta yaşar ama kağıdın boş olduğunun farkındadırlar. Diğerleri ise bir tür “iç ekran” gördüklerini ya da gördükleri şeyin akış halinde olduğunu söyler.
Özet olarak sinestezi için şunlar söylenebilir:
- Zamanda sabit, her uyarıcıyla aynı hisleri algılayarak (her zaman belli bir sayı için aynı renk algılanarak) yaşanır).
- Tanıdıktır, kalıtsal olabilir.
- Özeldir, daima aynı uyarıcıyla ortaya çıkar.
- Çabucak olur. Bir kelimeyi okuduktan, bir şarkıyı dinledikten, bir yere dokunduktan ya da bir sayıyı gördükten hemen sonra eşlik eden his otomatik olarak ortaya çıkar.
Sinestezinin diğer şekilleri
Bu fenomen, çevresini doğumdan itibaren özel bir şekilde algılayan insanlar tarafından yaşanır. Belki de bu durumun nedeni taşıdıkları genlerdir.
Hatta körlük sonrasında sinestezi yaşanabilir. Göremeyen insanlar, işitme vasıtasıyla görsel imajları deneyimleyebilirler. İşte bu yüzden sinestezi hâlen birçok bilim adamının merakını uyandıran ve dünyayı algılama şeklimiz hakkında pek çok soruyu akla getiren bir fenomendir.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.