Logo image
Logo image

Psikoloji Üzerine En Etkileyici 5 Kitap

3 dakika
Psikoloji Üzerine En Etkileyici 5 Kitap
Son Güncelleme: 23 Ocak, 2018

Birçok kişi kendi zihinsel sağlığı ve onunla ilişkili sorunlarla daha fazla ilgilenmeye başladığı için, psikoloji alanı giderek popüler hale gelmiştir. Bu bilim dalı, bizi bir şekilde etkileyen farklı alanları kapsıyor.

Psikoloji; çalışma, pazarlama, insan ilişkileri, sevgi, duygusal sağlık, fiziksel sağlık, zihinsel sağlık vb. ile ilgilidir. Yaşamımızın tamamında bulunur ve çevremizdeki her şeye etki eder, bu yüzden insanlar daha çok onun hakkında farkındalığa sahip oluyor ve onunla ilgileniyorlar.

Psikoloji kitapları sadece profesyoneller için değildir artık, büyük araştırma rehberleri haline gelmiştir. Yazarlar, insan davranışlarını ve kendilerinin daha iyi anlaşılmasını sağlamak isteyen herkes için bunları yazar.

Bugün, genel toplum için psikoloji üzerine en etkileyici 5 kitabı inceleyeceğiz:

1. Hızlı ve Yavaş Düşünmek 

Daniel Kahneman, bu kitapta çıkardığı iş ile Nobel ödülünü kazandı. 2002’de Ekonomik Bilimler alanındaki Nobel Anma Ödülünü alan ilk psikolog oldu. En etkili modern yazarlardan biri olarak kabul edilmektedir.

Kahneman’ın “Thinking, Fast and Slow” adlı kitabı kararlar almak için kullandığımız rasyonel model, özellikle de ekonomik kararlar için öncü bir metindir. Basit bir dil ve birçok örnek kullanarak, yazar, psikoloji yoluyla ekonomi, politika ve tıp alanlarına nasıl damgasını vuracağını biliyordu.

Some figure

Büyük bir uluslararası başarı haline gelen bu kitapta, beynin kararlarını nasıl aldığı konusunda devrimci bir bakış açısı bulabilirsiniz. Biri sezgisel ve duygusal, diğeri daha yavaş, daha mantıklı ve daha rasyonel olmak üzere iki çelişkili düşünce modeli sunar.

“Dünyada ne kadar şey anladığımızı gözümüzde büyütmeye ve şansın olaylardaki rolünü küçümsemeye eğilimliyiz.”

– Daniel Kahneman

2. Duygusal Zeka Neden IQ’dan Daha Çok Önemlidir?

Duygusal zeka kavramını halka tanıtan bu kitap, psikoloji alanındaki en ünlü kitaplardan biridir. Yazar Daniel Goleman, duyguların hayatımızı nasıl etkilediğini ve onlarla uygun bir ilişki kurmanın aynı zamanda bir zeka biçimi olabileceğini açıklayan erişilebilir dil kullandı.

Bu tür zeka, hayatımızda daha fazla istikrar, uyum ve mutluluk elde etmemize yardımcı olan araçlarla beslenebilir. Bu nedenle, bu kitap, herkesin okuması için şarttır.

“Duygusal yetenekleriniz elinizin altında değilse, kendi bilinciniz yoksa, üzücü duygularınızı yönetemiyorsanız, eğer empati kuramaz ve etkili ilişkiler kurarsanız, o zaman ne kadar akıllı olursanız olun fazla uzağa gidemeyeceksiniz.”

– Daniel Goleman

3. Sevme Sanatı

Sevme Sanatı, sevgiyi ve sevmeyi nasıl öğreneceğinizi daha iyi anlamak için hayati bir kaynak haline geldi. Yazar Erich Fromm, bu konudaki popüler hatalı inançlara ışık tutan duygusal ve cinsel etkileşimlerimizi derinden analiz eder.

Alman filozofu, sevgiyi bir sanat olarak görür ve bu nedenle onu uygulamaya koymak ve ondan fayda sağlamak için özveri ve bilgi gerekir. Ona göre topluluk, bize sevginin mekanik ve kısa sürede olduğuna, kendiliğinden olması gerektiğine, çaba ve özen gerektirmediğine inanmamıza öncülük ediyor.

Some figure

“Aşkı öğrenmek istiyorsak, başka bir sanatı nasıl öğreniyorsak o şekilde hareket etmeliyiz; mesela müzik, resim, marangozluk ya da tıp ya da mühendislik gibi.”

– Errich Fromm

4. Peynirimi Kim Kaptı?

Spencer Johnson’ın bu kitabı bize değerli bir ders verir: her şey değişir ve bir zamanlar doğru olduğunu düşündüğümüz ve taşlaşan şeyler, modası geçmiş bir hale ve kullanılmaz hale gelebilir.

Bu kitapta, metaforlar vasıtasıyla, elde etmek isteyebileceğiniz her şeyi (yani para, mutluluk, başarı, sevgi vb.) temsil etmek için peynir kullanarak ve gerçek dünya durumlarını (yani engellilik, olumsuzluk, bilinmeyen ve tehlikeli yerler vb.) temsil etmek için bir labirent  kullanarak bir hikaye anlatır.

“Küçük değişikliklerin erken fark edilmesi, gelecek daha büyük değişikliklere uyum sağlamanıza yardımcı olur.”

– Spencer Johnson

5. İnsanın Anlam Arayışı

Viktor Frankl’ın bu kitabı, 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi toplama kampında yaşadığı korkunç deneyimleri anlatıyor. Psikiyatrist, kendisi ve mahkumları tarafından yaşanan ızdırapları bir örnek olarak kullanır.

Böyle acımasız ve umutsuz durumlarda, yaşama isteği ile umudun nasıl sürdürülebileceğini gösteriyor. Yaşamda anlam bulmanın önemini ve zorluklarımıza, hatta içinde olduğu korkunç toplama kamplarına rağmen mutlu olma motivasyonunu tartışıyor.

“Dünyada hiçbir şey yoktur ki, söylemeye cüret ediyorum, bir kişinin hayatında bir anlam olduğunun bilgisi kadar, en kötü koşullarda bile birinin hayatta kalmasına etkili bir şekilde yardımcı olsun.”

– Viktor Frankl

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.