Parayla Pek Çok Şey Alabilirsiniz, Ancak Geri Kalanları Elde Etmelisiniz
Yaşadığımız toplumda, maddi şeyleri ve parayı mutlulukla karıştırmak kolay. Gerçek şu ki bize sürekli yeterince maddi güce sahipsek her şeyi başarabileceğimiz söyleniyor. Sanki her şeyin bir fiyatı varmış ve onları paramızla satın alabilirmişiz gibi konuşuyorlar.
Ancak daha fazla maddi güce sahip olan kişi gerçekten de en zengin kişi midir? Öyle görünebilir ama eğer duygusal zenginlikten bahsediyorsak onun bedeli farklıdır. İçini keyifle dolduran, hayattaki küçük mutlulukları fark ettiren insanlarla birlikte olmayı seven kişi zengindir. Çok çalışması sayesinde elde ettiği kazançların keyfini çıkaran kişi gerçek anlamda en mutlu insandır.
Yani bize hayat veren duyguların, Türk lirası, Euro, Dolar ya da Pound cinsinde etiketleri yoktur. Onlar kazanılmış başarılardır. Aşağıda göreceğimiz gibi, aradaki fark azımsanmayacak derecede büyüktür.
Materyalizm anlıktır
Maddi şeylerin daha yaşam şartlarımızı kolaylaştırdığı ya da zaman zaman mutlu anlar yaşamamıza sebep olduğu gerçektir. Fiziksel zenginlikler açlık gibi hayati ihtiyaçlarımızı karşılamamızı sağlayabilir ya da üzüntümüzü azaltabilirler. Ancak uzun dönemde zenginlik psikolojik açıdan daha sağlıklı olmamızı sağlamaz.
Bu yüzden materyalizmin kölesi olabileceğimizi aklımızdan çıkarmamakta fayda vardır. Daha da önemlisi bu gerçekle yüzleşmeliyiz. Her şeye bir fiyat biçmek hayatımızı kolaylaştırmanın yollarından biri olabilir ama aynı zamanda oldukça tehlikeli bir şeydir. Maddi varlıklara sahip olmayı amaç olarak görmek açıkça kölelik işaretidir.
Aslında, bir kişiyi tanımlayan sahip oldukları değil, kim olduğudur. İnsanları sahip oldukları şeylere göre yargılayarak kendimizi kısıtlamak, onlar hakkında yanlış fikirlere kapılmamıza ve genellikle onların bize kazandırabileceklerini zayıf bir bakış açısıyla değerlendirmemize sebep olur.
“Pek çok lüks ve hayatta sahip olduğumuz sözde varlık vazgeçilmez değildir. Onlar insanlığın maneviyatının yükselmesinin önündeki engellerdir.”
– Henry D. Thoreau
Gerçekten neyin önemli olduğunun ve o şeyin manevi değerinin farkında olmak iyidir. Haydi insanları deneyimleyelim ve dünyaya aşık olalım. Karşılığında dünya da bize aşık olacak. Böylece kalıcı mutluluk ve hakiki neşe bizi bulacak.
Gerçekten değerli olan şey paha biçilmezdir
Diyelim ki dünyanın parasına sahipsiniz. Bu parayı paylaşacak kimseniz olmazsa bunun ne önemi var ki? Charles Dickens “Bir Noel Şarkısı” kitabında bunu bize kanıtladı. Bağış yapmak, bize insani açıdan anlam katmayan para destelerine kafayı takmaktan daha tatmin edici.
Rüyalarımızı satın almak yerine, onları başarmak için savaşırsak çok mutlu olabiliriz. Dahası gelecekte kendimizi eksiksiz ve hoşnut hissederiz. Hayallerimizi gerçekleştirip başarıya ulaşmak için ne kadar ileri gidebileceğimizi anlar ve kendimizi iyi hissederiz.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.