Önemli Etkileri Olan 3 Manevi Lider
Bugün, manevi liderlerin kaybolduğu, çorak zamanlarda yaşıyormuşuz gibi görünüyor. Bir zamanlar aydınlanmış insanlar, kendi yollarında ilerlemeye çalışan diğer insanlar için, yollarına ışık tutacak ve örnek alınacak kişiler olarak görülüyordu. Varlıkları ve söyledikleri sözler oldukça fazla ilgi görüyordu. İnsanlar bu manevi liderleri dinliyordu ve onlara hayranlık duyuyordu.
Bugünün manevi liderleri kim?
Bugünlerde, manevi liderlerin yerine eğlence dünyasından popüler figürleri koyuyoruz. Çoğu kişi, ilham kaynaklarını bulabilmek için mankenlere, futbolculara veya sosyal ağlarına bakıyor. Bu etkili kişiler standart kuralları ve trendleri belirliyor ve birçok kişi onların belirlediği bu ilkeleri takip ediyor. Söylenenlerin içeriği çoğu kişi için ikinci planda kalıyor. Esas önemli olan ise göz boyamak.
“Eğer bir sorun çözülebilecekse, herhangi bir sorun hakkında herhangi bir şey yapılabilecekse endişelenmeye gerek yok. Durum düzeltilemeyecek gibiyse, bu konu hakkında endişelenmek bize hiçbir fayda sağlamaz. Endişelenmenin bize getireceği herhangi bir yarar yok.”
– Dalai Lama
Bunlara rağmen, birçok kişinin vicdanı üzerinde güçlü etkilere sahip, neredeyse hepsi dini kökenli bazı figürler var. Onları manevi lider yapan ne sahip oldukları pozisyon ne de otoriteleri. Bunların yanında, bu kişiler çağdaş dünyaya daha açık bir görüş de sunuyorlar. Aynı inançları paylaşmasa bile birçok kişi bu manevi liderlere saygı duyuyor ve onları takdir ediyor.
1. Dalai Lama
Dalai Lama Tibetlilerin barışçıl direnişinin sembolü haline gelmiş bir lider. Tibetliler için, bu adam Dalai Lama’nın on dördüncü reenkarnasyonu ve bu nedenle de manevi liderleri. Dalai Lama, 1950’de Çin Tibet’i işgal ettiğinden beri, yani neredeyse bütün hayatı boyunca sürgünde yaşadı.
Dalai Lama, bir mülteci olarak, ana mesajı şiddete başvurmama ve uzlaşma olan “orta yol” adını verdiği politikayı önerdi. Bununla, insanlar için özgürlük talep ediyor ve barışa ulaşmak için gerekli olan her ne ise yapmaya hazır olduğunu söylüyor. Öne sürdüğü tek koşul ise tüm süreçlerin diyalogla ilerlemesi.
Dalai Lama 1989’da Nobel Barış Ödülünü kazandı. En büyük başarısı Tibet’in bağımsızlığına ulaşmasını sağlamak ve bunu tanınır kılmak oldu. Çatışmaların en zor zamanlarında bile, Dalai Lama, diyalog ve iletişimde ısrar etti ve her zaman tarafların birbirini anlayabileceği iletişim yolları bulmaya çalıştı.
2. Papa Francis
Mario Bergolio, Katolik Kilisesi’nin baş rahibi. Ancak, ondan önceki birçok baş rahibin aksine, sürdüğü “saltanatın” ilk gününden itibaren kendi kilisesine karşı eleştirel bir tutum takındı. Hatta, kendine seçtiği “Fransisco” ismini Assisli San Fransisco’nun, yani yoksulluğun onuruna seçti.
Fransisco, Papa olarak sahip olduğu birçok ayrıcalıktan vazgeçti. Vatikan’da, diğer dindar kesimle aynı yerde ikamet ediyor. Zenginliği ifade eden sembolleri kullanmayı ve ayrıcalıklara sahip olmayı sürekli olarak reddediyor.
Papa Francis’in düşünüşüyle ilgili en ilginç şey, yarattığı çok önemli açılımlar. Ateizme, kadınlara, boşanmaya ve eşcinselliğe yaklaşımları, Papa Francis’in tutucu çevreler tarafından epey eleştirilmesine sebep oldu. Papa Francis, giderek dünyanın en önemli manevi lideri haline geliyor.
3. Deepak Chopra
Deepak Chopra, Hindu bir doktor ve son birkaç yılda dünya çapında çok okunan birçok kitaba imza atmış bir yazar. Chopra’nın ana teması, tıbbi iyileştirmede aklın gücü. Düşünceleri, dini öğretilerin etkisini önemli derecede taşıyor, ancak Chopra’nın kendisinin de söylediği gibi, kuantum fiziği onun için fazlasıyla önemli.
Chopra’nın öğretisi, sayesinde tıbbi bilimlere yeni paradigmalar kazandırmayı başardığı Ayurveda Tıbbı’na (Ayurvedic Medicine) dayanıyor. Fikirleri dünyada milyonlarca insan tarafından takip ediliyor. Bunların yanında Chopra, argümanlarının bariz bir şekilde bilimsel temelden yoksun olması sebebiyle oldukça fazla tartışmaya sebep oldu.
Chopra’nın en etkili manevi liderlerden biri haline gelmesinin sebebi sunduğu önerilerin hayatta değişikliklere çağırıyor olması. Meditasyon ve evrenle enerji yoluyla bağlantılar kurmak hakkındaki fikirleri takipçileri tarafından oldukça fazla benimseniyor. Bunların yanında, sevginin de Chopra’nın fikir dünyasında temel bir yeri var.
Dünyanın daha fazla manevi lidere ve daha az “etkileyici insana” ihtiyacı var. İlki, bilgeliğin, aydınlığın ve nezaketin bir meyvesi olarak çıkıyor ortaya. İkincisi ise, ana amacı her zaman için karını artırmak olan marketin bir ürünü. Büyük paradigmaların yıkıldığı, herkesin kendi yollarında kendi başlarına ilerlemeleri gerekiyormuş gibi görünen, oldukça kafa karıştırıcı zamanlarda yaşıyoruz. Bu nedenle, Dalai Lama, Papa Francis ve Deepak Chopra gibi figürlerin hepimizin bir dereceye kadar baş etmeye çalıştığı manevi arayışlara önemli katkıları olabilir.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.