Logo image
Logo image

Olumsuzluğa Bağımlı İnsanların 6 Özelliği

4 dakika
Olumsuzluğa Bağımlı İnsanların 6 Özelliği
Son Güncelleme: 07 Nisan, 2018

Hepimiz her zaman şeyleri olumsuz bir bakış açısından görmeye eğilimli birisini tanıyoruz. Nedenini bilmiyorsunuz, ama ne zaman o kişinin yanında olsanız ruh halinizin nasıl değiştiğini görüyorsunuz. Hatta bazen, oradan kaçmak için yoğun bir istek bile yaşayabilirsiniz. Bu, muhtemelen olumsuzluklara bağımlı bir kişiyle karşı karşıya olmanızdan kaynaklanır.

Çoğu zaman, bu insanlar çevrelerindeki insanlara yaptıkları büyük zararın farkında değiller. Onların karamsarlığı bulaşıcıdır. Ve uzun vadede, başkalarının onlardan uzak durmasına neden olurlar. Genelde kötü insanlar değillerdir ama meselelere bakış açıları çok acı vericidir.

Kimse dünyada var olan kötü şeyleri hatırlatmayı sevmez. Hepimiz mükemmel bir yaşam diye bir şey olmadığını biliyoruz. Hepimiz sadece mükemmel olarak gördüklerimize yaklaşmaya çalışırız. Olumsuzluğa bağımlı insanlar, fırtına bulutları arasında güneşi göremezler. Aynı şekilde, parlak güneşin hâkim olduğu gökyüzünde ancak bulutları görürler.

Bakış açılarını değiştirmek için çaba göstermedikleri takdirde, onlar için yapabileceğimiz çok az şey vardır. Yani, gerçekten yapmak istediğimiz şey onlara yardım etmekse, yapmamız gereken ilk şey onlara bir motivasyon kaynağı bulmaktır. Daha sonra karar vermek için ilk adımı atmaya karar verebilirler. Unutmayın ki, olumsuzluk filtresiyle gerçekliğe bakmanın ana kurbanları bunu yapan kişilerdir.

Some figure

Olumsuzluğa bağımlı kişilerin 6 özelliği

Saçma şeyler yüzünden endişelenirler

Olumsuzluğa bağımlı insanlar genellikle pireyi deve yaparlar. Kırık bir tabak onlar için bir drama dünyası demektir. Ama aynı zamanda, bu dramı birkaç saat içinde farklı bir şekilde değiştireceklerdir. Gündelik hayatlarından zevk almak yerine, geleceği düşünerek acı çekerler. Ve bu durum onları daha da negatif yapar.

Her bir şeye hak ettiği önemi nasıl vereceğini bilmezler. Ve her şeyi abartma eğilimleri, günün sonunda, onların güvenilmez olmakla suçlanmalarına neden olabilir. Hepimiz Peter ve kurt masalını ve yol açtığı feci sonuçları hatırlarız.

Bardağın dolu tarafını gözardı ederler

İş yerinde harika bir gün geçirmiş olmaları, bir hediye almaları ya da iyi haber almış olmaları farketmez. Dikkatlerini yalnızca hayatlarında sevmedikleri şeylere verirler. Deneyimledikleri iyi anları tamamen görmezden gelirler.

Pozitif şeyleri göz ardı ederek kendi varlıklarından bihaber kalırlar. Ve düşündüklerinde genellikle kendi algılarına mantıklı gelen bir sonuca ulaşırlar. Onlar çok şanssız oldukları veya çok az değeri olduğu sonucuna varmışlardır. Kendi mutluluklarını umursamazlar, sadece kendi akıllarının manipüle ettiği talihsizlik döngüsünde sıkışıp kalmakla ilgilenirler.

Some figure

Bir iltifatı kabul edemezler

Birisi övgü ya da iltifatta bulunursa, çok kötü tepki verirler. Kendilerine olan saygıları, çoğu zaman olumsuzluktan öyle etkilenmiştir ki her türlü yorumu suç gibi görürler.

Başkalarının onlara güldüğüne inanırlar, gerçek şu ki sadece iyi olmak isterler. Onlar aynı zamanda erdemleri olduğu gerçeğini kabul edemezler ve buna inanmak imkansız bulurlar.

“En kötü düşmanlarınız bize size kendi düşüncelerinizden daha fazla zarar veremez.”

– Buddha

Sadece kendi problemlerinden söz ederler – başkalarının problemleri için zihinlerinde çok az yer vardır

Bu insanlar hayatlarının ne kadar kötü gittiğini ifade etmeyi severler. Ama başkalarının nasıl hissettiğini bilmekle hiç ilgilenmezler. Dinlemeyi bilmezler ve becillerdir – onların problemleri her zaman daha kötüdür. Ara sıra monologlarına birinin katılmasına izin vermelerinin nedeni bazı konularda itiraz edecekleri bir şey olmasıdır.

Bu empati eksikliği, özellikle de bir sınır geçtiği zaman, diğer insanlarla yüzleşmeye yol açar. Mantıksal olarak, sürekli olarak içlerini boşaltma ihtiyacını hissederler, ki bu oldukça büyük bir yüktür.

Çok az risk alırlar

Başkalarının kendileri hakkında ne düşündüğünü çok fazla önemserler. Herhangi bir küçük düşürücü yorum onları endişe verici bir şekilde etkiler. Kendileri hakkında sahip oldukları düşünceleri, diğer insanların fikirlerine dayandırırlar. Bunlar nesnel olmadığından, onları çok güvensiz ve bağımlı hale getirmektedir.

Başkalarının söylediklerinden ya da yaptıklarından dolayı acı çekmekten öyle korkarlar ki kendi “zihinsel filmlerini” yansıtmaktan çekinmezler. Bu hepimizin yaptığı bir şeydir, ama olumsuz insanlar bunu daha fazla “özel efekt” ile yapar. Bu “filmler”de her zaman tehdit veya zarar gören kişidirler. Bu şekilde ve kendilerini koruma fikriyle, az risk almaya eğilimlidirler. Çok fazla risk aldıklarını ya da “çok fazla açık cepheye sahip olduklarını” düşünürler.

Çok paranoyak olabilirler

Olumsuzluğa bağımlı insanlar çok paranoyaktır. Ani bir kahkaha ya da kaçamak bir bakış, başkalarının kendileri hakkında konuştuklarına inanmalarına neden olur. Bu onları çevrelerindeki insanlara oldukça yaklaştırır. Buna karşılık, başkalarının onlardan kaçma arzusunu arttırır.

Some figure

Davranışlarıyla başa çıkmak çok zor olabilir. Hatta bazı durumlarda dayanılmaz bir hâl alabilir. Çok sabırlı olmamız ve neden böyle davrandıklarını anlamamız gerekir. Çoğu zaman, davranışlarının sebebi bir dizi kötü tecrübedir. İyi yönetilmemiş tecrübelerdir. Hayatta her şeyin siyah beyaz olmadığını öğrenmek için asla geç değildir. Grinin tonlarıyla yaşarız. İyi günler olduğu gibi kötü günler de olacaktır ama her şeyin berbat olması gerekmez.

Minnettar olmamız için binlerce neden vardır. Bu nedenleri gözardı etmek bizi nankörleştirip hayat kalitemizi kötüleştirmekten başka işe yaramaz.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Martínez A, Reyes G, García A; González M. Optimismo/pesimismo disposicional y estrategias de afrontamiento del estrés. Psicothema. 2006; 18(1): 66-72.
  • Scheier M, Carver C, Bridges M. Optimism, pessimism, and psychological well-being. En :E. C. Chang (Ed.), Optimism & pessimism: Implications for theory, research, and practice. EEUU: American Psychological Association; 2001. 189–216.