Mutluluğun Sırrı İşini Tutkuyla Yapmakta Yatıyor
Hayat kaliteniz yalnızca mutluluğa bağlı değildir. Mutlu olmak için ne yaptığınıza da bağlıdır. Eğer varlığınıza anla katacak amaçlar edinmiyorsanız, eğer beyninizi tam kapasite kullanmıyorsanız o zaman iyi duygular sahip olduğumuz potansiyelin yalnızca küçük bir bölümünü kaplayacaktır.
İnsanların maksimum potansiyellerine eriştikleri durumlar üzerinde çalışmaya yıllarını adayan Mihaly Csikszentmihalyi’nin yaptığı araştırmalar, insanların yüksek bir konsantrasyon seviyesine ulaştıklarında daha mutlu olduklarını gösteriyor. Yazar, bu hali “akış” olarak adlandırıyor.
Bu hale, mutluluk, güç ya da pozitif tutum gibi olumlu duyguları deneyimlediğimizde erişilebiliyor. Tüm durumların ortak ismi “ruhsal negentropi“. Kendimiz hakkında uzun uzun düşünüp halimize acımakla enerjimizi tüketmediğimiz takdirde, ruhsal enerji, zamanımızı yatırmak istediğimiz herhangi bir düşünceye ya da sorumluluğa akıyor.
Öte yandan, üzüntü, korku, anksiyete ya sıkıntı gibi negatif duygular “ruhsal entropi” yaratıyor. Bu, dikkatimizi harici görevlerde verimli bir şekilde kullanamadığımız bir durum. Çünkü tüm dikkatimizi içsel düzenimizi restore etmek için harcıyoruz.
“Mutluluk kendimize bağlıdır.”
– Aristo
“Akış” hali insanların mutlu olabilme becerisinde büyük rol oynuyor
“Akış ” halini daha iyi anlamak için tam tersi olan hali analiz etmek uygun olabilir. O hal, hiçbir düzeni olmayan, düşüncelerin görünüp kaybolduğu bir bilincin mevcut olduğu haldir. Düşüncelerimizi kontrol edemiyoruzdur. Güvende hissetmeme, depresyon ya da anksiyete gibi sorunlarla bağlantılı olma eğilimi gösteren oldukça tatsız bir durumdur. Eğer kendini sıklıkla tekrar ederse, insanları çok mutsuz edebilir.
Bahsettiğimiz halin tam tersi ise beynin akış halinde olduğu, kişinin tamamen dikkatli hissettiği ve kendini tam anlamıyla kontrol edebildiği akma durumudur. Mutlulukla doğru olanı yaptığınızı hissedesiniz. Hiçbir endişeniz yoktur. Her şey anlamlı gelir ve bizim için, karşımıza çıkan sorunlar mutlulukla yüzleştiğimiz heyecan verici zorluklardır. Onları kişisel güvenliğimize ya da sağlığımıza karşı tehdit olarak algılamayız.
Farklı çalışmalar, para gibi bazı faktörlerin aslında mutluluğumuzda rolü olduğunu gösteriyor. Paramız az olduğunda bizim için önemlidir. Ancak sahip olduğumuz para arttıkça mutluluğumuza etkisi azalır.
Gelişmiş ülkelerde keyfini çıkardığımız satın alma gücü seviyeleri düşünüldüğünde, mutluluğumuzu belirleyen, paradan çok daha önemli faktörler vardır. Bunun yerine akış durumunu tecrübe eden birey kendine daha çok güven duyar, daha az endişelenir ve daha mutlu olur.
“Sanat ve spor tek amacı akış halini sağlamak olan kültürel modellerdir.”
– Mihaly Csikszentmihalyi
Mutluluk Pazartesi günlerinde bulunabilir
Pazartesi günleri haftanın en kötü günü olmaya adaydır. İşe geri dönüş demek olduğu için çoğu insana göre neredeyse lanetli bir kelimedir. Ancak Standford Üniversitesi’nden Beyin Bilimi Profesörü Csikszentmihalyi bir paradoks olduğunu fark etti. Boş zaman geçirmeye göre çalışmak kendisinin “akış hali” ismini verdiği duruma daha kolay ulaştırıyor. Bu hal mutlulukla kıyaslanabilir bir hal.
İşin anahtarı burada. Pek çok insan için boş zaman harcanmış zaman demek. Çalışmak ise bunun tam tersi. Belli hedeflere sahip olmak, o hedefleri yönetebilmek ve geri dönüş almak “akış”ı başarmanın anahtarı. Akış durumu özellikle o demek. Zihinsel enerjinizi ve dikkatinizi bizzat tercih etttiğiniz planlar ve amaçlar üzerine yoğunlaştırabilmek. Ayrıca onlar için uğraşmaya değeceğini düşünüyor olmalısınız çünkü bu tür bir hayatı siz seçtiniz ve işinizi yaptığınız her anın keyfini çıkarıyorsunuz.
“Kendi seçimimiz olan planları ve hedefleri yerine getirmek akış halinin temel parçasıdır.”
– Mihaly Csikszentmihalyi
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.