Mesleki Tükenmişlik Sendromu Artık Resmiyet Kazanıyor

Mesleki tükenmişlik artık mesleki bir hastalık olarak resmen kabul edilmiş bulunuyor. Dünya Sağlık Örgütü de günümüzde bu durumun insanları ne kadar yıprattığının farkına vardı. Daha fazlasını öğrenmek için okuyun!
Mesleki Tükenmişlik Sendromu Artık Resmiyet Kazanıyor
Valeria Sabater

Yazan ve doğrulayan psikolog Valeria Sabater.

Son Güncelleme: 22 Aralık, 2022

Mesleki tükenmişlik sendromu (ya da sadece tükenmişlik sendromu), artık üzerine konuşulması gereken ciddi bir mesele halini aldı. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) de bu sendromu resmileştirerek meslek hastalıkları kategorisine almış bulunuyor. Bu gelişme çalışanların izin alma ve engellilik konusunda daha çok hak elde etmesini sağlayacak.

Ancak bu gelişmeden herkes mutlu değil. Bunu eleştirenler daha farklı bir açıdan bakıyor. Diğer yandan “tükenmişlik” durumunu vasat bir işin, toksik bir iş ortamının ya da sömürgeci bir patronun sebep olduğu bir ruhsal bozukluk olarak görmek de bir bakış açısı.

Yaygın görülen tükenmişlik sendromu, sadece insanlara ilaç vermek ya da izin günlerini arttırmakla çözülecek bir şey değil. Bu problemi ancak kökündeki sebebe bakarak bitirebiliriz: kötü çalışma koşulları ya da yukarıda saydığımız diğer tüm problemler.

Her halükarda WHO’nun, bu kadar yaygın görülen bir psikolojik sorunu resmi olarak sınıflandırmak adına bu adımı atmak istemesi anlaşılabilir bir şey. Eğer bu adım atılan ilk ve son adım olmakla kalmazsa hepimize faydası olacaktır. Her şeyden önce farkındalığı arttırmak için atılması gerekiyordu.

Evet, çalışanlara daha iyi bir destek ve tıbbi kaynaklar sağlamak önemli olsa da problemin kökenindeki muhattap çalışanlar değil. Bunlar ideal bir iş ortamında zaten olması gereken şeyler.

Hakkındaki tartışmalara ve şüpheci görüşlere rağmen biz hala bunun iyi bir haber olduğunu düşünüyoruz. Ne de olsa bu, yadsınamaz bir gerçeği kabul etmeye yönelik ve değişime doğru atılmış ilk adım oldu. Aşırı yorucu ve stresli işler o kadar yaygınlaştı ki insanların hayatını günden güne mahvediyor.

Dünya Sağlık Örgütüne göre zihinsel yorgunluk dediğimiz olgu, takdir edilmek ve izin günleri gibi ödüllendirici herhangi bir getirisi olmayan bir işin kişide yarattığı yıpratıcı etki sonucunda ortaya çıkar.

mesleki tükenmişlik sendromu

Duygusal yorgunluk ya da mesleki tükenmişlik sendromu

Mesleki tükenmişlik sendromu, 2022’de Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayınlanacak olan Hastalıkların Uluslararası Sınıflaması (ICD-11) listesi içerisinde, iş ve işsizlik bölümü altındaki “ilgili problemler” kısmında QD85 koduyla yer alacak.

Yani yeni sınıflandırma birkaç yıl içinde listeye girecek olsa da, en azından artık kavramsal belirsizliğini ortadan kaldıran bir tanıma sahip olmasına yönelik ilk adım atılmış durumda.

  • Şimdiye kadar mesleki kronik stresle ilgili sendromlar belirli bir kategoride sınıflandırılmış değildi ve bu anlaşılmasını zorlaştırıyordu. 
  • Bu tanımın iş dünyasında daha sağlam bir karşılığı olması gerekiyordu. Çalışanların izin yapması, engellilik izni hakkı elde edebilmesi ve bu görmezden gelemeyeceğimiz sosyal gerçekliğe dikkat çekmek ancak bu şekilde mümkün olabilirdi.

Hatta istatistiklerin gösterdiğine göre tükenmişlik sendromu çoktan epidemi halini almış durumda. Berkeley, Kaliforniya Üniversitesinde çalışan Emeritus profesör Christina Maslach, mesleki yıpranma konusunun dünyada çapındaki önde gelen uzmanlarındandır.

Maslach bu konuyla ilgili araştırmasına 1970’te başlamıştı. Ancak bu tarihten beri problem daha da kötü bir hal almış durumda. Bir diğer problem ise tükenmişlik sendromunun psikolojik olarak son derece yıkıcı bir sendrom olabilmesi. En sonunda kişinin tutkularını, iyimserliğini ve kendine olan saygısını yok eden bir şeydir.

Mesleki tükenmişlik sendromu yüzünden ödediğimiz bedel

İsveç Karolinska Enstitüsündeki Dr. Armita Golkar 2014 yılında bir araştırma yürüttü. Bulguları ise oldukça çarpıcıydı. Mesleki stresin yol açtığı duygusal tükenmişliğin ve negatifliğin kişinin beynini değiştirebileceğini keşfetti.

  • Bu sendromun kişi üzerindeki etkisi çocukluk travmasına benzer. Amigdala ve anterior singulat korteks gibi beynin bazı kısımları insanları devamlı bir tetikte olma, anksiyete ve bazen travma sonrası stres durumu içine sokar.
  • Bununla da yetmez, mesleki tükenmişlik kalp hastalıklarına bile yol açabilir. Birçok kişi muskuloskeletal (kas ve kemik) ağrı, geçmeyen yorgunluk, baş ağrısı, sindirim problemleri, uykusuzluk, depresyon ve bunun gibi birçok rahatsızlıkla baş etmektedir.
  • Unutulmaması gereken bir başka nokta da iş kaynaklı halsizliğin ve stresin her meslekte olabileceği. Bu sendromu doktorlar, fabrika işçileri, hapishane gardiyanları, kasiyerler, hemşireler ve öğretmenler, kısacası her meslek grubu yaşayabilir. Kimse bundan muaf değildir.
yorgun doktor

Bu yeni sınıflandırma ne işe yarar?

Hastalıkların Uluslararası Sınıflaması (ICD-11) içerisine 2022’de katılacak olan yeni kategori, bu mesleki hastalığın tanısını koyarken şu üç semptoma bakılması gerektiğini söylüyor:

  • Aşırı derecede yorgun hissetmek.
  • Sürekli negatiflik ve anksiyete hali.
  • Performans düşüklüğü.

Buna göre WHO (Dünya Sağlık Örgütü) da yeni sınıflandırmayla şunları hedefliyor:

  • Mesleki tükenmişlik sendromu konusundaki belirsizlikleri aydınlatmak ve bu zamana kadar tanı koyma açısından son derece ihmal edilmiş bu sendroma dair gerçek rakamlara ulaşmak.
  • Konunun mesleki psikososyal tarafına ışık tutmak.
  • Daha iyi çalışma koşulları sağlamak ve çalışanların fazla mesailerle stres altına girmesini ve imkansız bir tempoya uymaya zorlanmasını önlemek ve çalışanları iş piyasasının istikrarsızlığından korumak.

İşte bu yüzden yeni çıkan sınıflandırmayla her anlamda olumlu yönde bir adım atılmış olacak. Ancak bunu yalnızca bir yara bandı gibi kullanmamalıyız. Yazımızın en başında da belirttiğimiz gibi, çalışanlara izin günleri vererek ya da terapi imkanı sağlayarak asıl sorunu kökünden çözmüş olmuyoruz; aynı çalışma koşullarına ve uygulamalara yeniden girdikleri takdirde bunun hiçbir anlamı olmayacaktır.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.