İşinizi İyi Yapmanın Tek Sırrı, Yaptığınızı Sevmektir

İşinizi İyi Yapmanın Tek Sırrı, Yaptığınızı Sevmektir

Son Güncelleme: 15 Eylül, 2017

Hayatınızın büyük bir bölümünü işinize adamak, elinizde olan bir seçim değil. En azından çoğu insan için durum bu çünkü yaşamak için çalışmaları gerek. Ne var ki işinizi, hayatınızı zenginleştiren, yeni şeyler öğrenmenizi sağlayan ve etkileşim yaratan bir şey olarak görürseniz, işinizi yaşamdan ayrı görmezsiniz.

Sevmediğiniz, rahat etmediğiniz bir iş, çalışma hayatının ötesinde bir hüsran duygusuna yol açar. Bu sıkıntı ise ailenize, arkadaşlık ilişkilerinize ve hobilerinize kadar yayılabilir.

Etkili bir biçimde gelişebilmek için yaptığınız şeyden zevk almalı ve işinizi mümkün olduğunca çok sevmelisiniz. İş yaşamınızdan beklentilerinizi karşılayabilmenin ve kendinizi aldatılmış hissetmemenin en iyi yolu, ilerlemek için verdiğiniz çabalara arzu ve tutku katmaktır.

Zor ama umutlu bir görev

Belki bunu söylemesi kolay bir şey olarak görüyorsunuz çünkü geçinmeniz için işe ihtiyacınız var ve ne yazık ki çok fazla iş imkânı yok. Ne var ki internet, tam da bahsettiğimiz şeyle ilgili pek çok gerçek kişisel gelişim hikâyesiyle dolu.

Çok uzaklara gitmeye gerek yok. Şundan eminim ki zor iş koşullarına sahip olan ama bunu işkence olarak görmeyen birini tanıyorsunuzdur. Yaptığı işten paradan fazlasını kazanan bir kişidir bu.

“Unutmayın, umut iyi bir şeydir. Belki de dünyadaki en iyi şeydir ve iyi şeyler asla yok olmaz.”

– Stephen King

kitapların arasında kahvesiyle oturan kadın

Bu zor bir iş ama imkansız değil. Bu yüzden “Yapamam” demeyin. “Yapabilirim” deyin ve buna inanın. Böylece sizi itecek bir güç ortaya çıkacak ama düşmeyeceksiniz çünkü denemeye devam edeceksiniz. Bu arada mevcut durumunuzda bir dönüm noktası arayın.

Bir dönüm noktası, hareketsizlik döngüsünü kırdığınız bir an, bir saat ya da gündür. Her sabah uyanıp nefret ettiği şeyleri yapan bir robot gibi hissetmekten kurtulduğunuz an. Bir dakika durun ve hayattaki en değerli şey olan zamanınızı nasıl harcadığınızı bir düşünün.

İşin sırrı, düşünce şeklinizde yatıyor. İstediğiniz şeyle uyumsuz bir işte çalışıyorsanız, o işi olumsuz olarak görürsünüz. Zihniniz, bu algıya ve ilgili değer yargısına müdahale etmek için elinizdeki en iyi araçtır. Kötü bir gün geçirdiğinizde şu ünlü şarkı sözünü hatırlayın: pozitif düşünen kazanır.

Ne yaparsanız yapın, tutkuyla yapın

Bu sözün bulaşıcı hâle gelmesinin nedeni, özgür olmanın bir yolunu bize göstermesi: sizi yabancılaştıran her iş, görünmez parmaklıklarla çevrili bir hapishanedir. Buna karşılık, işinize tutku duymak, daha fazla hedefin gerçekleşmesi ve henüz gerçekleşmeyi bekleyen hedefler için ise daha fazla motivasyon anlamına gelir.

“Çalışmanın zevki, yorgunluğun uçup gitmesini sağlar.”

– Horace

Yorgunluk, stres ve can sıkıntısı, mutlu olmadıkları için bulundukları yerden kaçmak isteyen insanları etkiler. Fakat hâlinden memnun insanlar kaçmaz. Hissetikleri baskıdan bile hoşlanırlar. Çoğu zaman, istediğimiz işi seçemeyiz ama çoğumuz, aslında ne istediğimizi bulmak için uğraşmamışızdır bile.

Çalışırken sürekli saate bakmaz istememelisiniz

Hiç kimse yaptığı işi, iş gibi görmekten hoşlanmaz ve eğer yaptığınız şeyi seviyorsanız, öyle görmezsiniz. Tutkuyla yapıyorsanız işiniz, size dünyada bir yer, iyi olduğunuz şeylere bir cevap sağlayan sorumluluklar toplamını temsil eder. Ve bu, işi bizzat onlar vermemiş olsa da olduğunuz yere ulaşmanız için size fırsat sağlayan kişiler sayesinde olmuştur.

“İşiniz, hayatınızın büyük bir bölümünü dolduracaktır ve gerçekten tatmin olmanın tek yolu, harika bir iş olduğuna inandığınız şeyi yapmaktır. Ve harika bir iş çıkarmanın tek yolu, yaptığınız şeyi sevmektir.”

– Steve Jobs

grafiklerle sunum yapan kadın

Sevdiğiniz işi bulmak, sadece hayatınızı zenginleştirmekle kalmayıp daha nitelikli sonuçlar elde etmenizi de sağlayacaktır. Bu, şevk duygusuna benzer bir duygudur: sonuçlarınızı pozitif bir şekilde etkiler ve değerinizi güçlendirmek için en iyi yoldur.

İşinizi sevmek, negatif çağrışımlarından kurtulmak anlamına gelir. İnsanlara yardım ederken gülümseyen hemşireler, doktorlar ve sosyal hizmet görevlileri vardır. Duygularıyla kendini ve başkalarını ağlatan şarkıcılar aktörler ve yazarlar vardır. Evde ve ev dışında aileleri için yaptıkları işte tatmin ve huzur bulan anne babalar vardır. Bulduklarınızı, katkıda bulunma gücüne sahip olduğunuz şeylerle birleştirerek kendi yolunuzu yaratırsınız.


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.