Logo image
Logo image

Her Çocuk İnsanlıkla Doğar

3 dakika
Her Çocuk İnsanlıkla Doğar
Tarafından yazılmıştır Fátima Servián Franco
Son Güncelleme: 22 Aralık, 2022

İnsanlığın ihtiyaç duyduğu yardım, sadece çocuklardan gelebilir. Geleceği yazanlar onlar olacaklar. Her çocuk, insanlıkla doğduğu için, bu yüzden onlara ikinci sınıf vatandaşlar gibi davranamayız. Onlara karşı olan davranış şeklimiz, çocukların kişiliğini şekillendirir.

Çocukluğu ve çocukları büyük bir özen ile yetiştirmeliyiz. Her birinde insanlık parçasının bir bölümünün olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Her çocuğun içinde nezaket, sevinç, şefkat ve empati gelişebilir. Ancak, nefret, öfke ve intikam da olabilir. Bu yüzden neyin teşvik edilmesi gerektiğini bilmek zorundayız, böylece çocuklarımız ve geleceğimiz sağlıklı ve mutlu temeller üzerine yükselebilir.

Çocukluk kutsal bir dönem olmalıdır. Yaşamın ilk yılları karakterleri üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu için, çocukları yetiştirme şeklini değiştirme gereği hakkında konuşmalıyız.

“Beni ağlamayan bilgelikten, güldürmeyen felsefeden ve çocuklara saygı duymayan büyüklükten uzak tutun.”

– Khalil Gibran

Some figure

Kutsal bir dönem olarak çocukluk

Yetişkinler, çocuklar anlamadan onları eğitme derdine düşerler. Onların yaptığı ve bizim anlamadığımı her şeyi “çocuk işte canım” diye geçiştiriyoruz. Bunun yerine yapmamız gereken şey, çocuğun neler hissettiğini anlayabilmemiz için çocuğun duygularını ve düşüncelerini tanımlamak ve onlara saygı duymaktır.

Bazen bir çocuğun dikkatini nasıl çekeceğimizi ve bunu nasıl devam ettireceğimizi bilemiyoruz. Bunun bir sebebi çocuğun korteksinin çok sayıda komutu kaydedip takip edebilmesi için yeterince gelişmemiş olmasıdır. Çocuğa bağırabilir ya da itaatsizliği için cezalandırabiliriz, ama burada aslında hata yapan biziz. Küçük bir çocuğa çok fazla sınır koyamaz veya takip edemeyeceği kadar çok emir veremezsiniz.

Yetişkinlerde duygusal düzenleme sistemi, çocukların yetiştirilmesinde hayati rol oynar. Çocukların davranışlarımızı gözlemleyerek belirli durumlara nasıl tepki vereceğini öğrenmeliyiz. Dolayısıyla, sadece çocuklarımızı değil, kendimizi de eğitmemiz gerekiyor. Duygusal düzenleme sistemi, kısıtlama ve izin verme arasında bir denge sağlar. Geçmişte, toplum çocuklara çok fazla sınır koyma eğilimindeydi. Öte yandan, onlara yeterli sınırlar getirmediğimiz zamanda, olumsuz sonuçlar ile karşı karşıya kalıyoruz.

Some figure

Sınırlar, çoğunlukla, ceza olarak tasarlanmamalı ve çok güçlü duygular hissettiğimiz zaman bunları kullanmaktan kaçınmalıyız. Duygularımızın bize anlattığı şey her ne olursa olsun, çocuklarla konuşurken tutarlı olmak önemlidir. Öfke ya da sinir harbi gibi duygular, sınırları belirleme veya cezaya karar verme zamanı geldiğinde iyi bir etki yaratmaz.

“Tüm sevinçler arasında, absürt en neşeli olanıdır. Bu, çocukların, çiftçilerin, evcil olmayanın, doğadan bizlere daha yakın olan varlıkların sevincidir.”

– Azorin

Yaşamın ilk yıllarının çocuğun kişiliği üzerinde önemli bir etkisi vardır

Erken çocukluk, üç yıla kadar, insan yaşamının temeli gibidir. Bu yıllar boyunca, depresyon, bipolarite veya psikotiklik gibi bozukluklar için zemin oluşur. Öte yandan, bizi bu rahatsızlıklardan koruyan beceri ve yetenekler de aynı zaman diliminde meydana gelmektedir. O zaman çocukluğun kutsal olduğunu söyleyebiliriz. Çocuk ne kadar küçükse, o kadar kutsaldır.

Birçok ebeveyn, erken ergenlik dönemine kadar çocuklarının gelişimine dikkat etmeye başlamaz. Daha önce çocuklarına çok fazla sınır koyan ebeveynler hakkında konuştuk. Aynı zamanda, tam tersini de görüyoruz – herhangi bir sınırlama koymayan veya çocuklarına, onlar genç olana kadar herhangi bir sorumluluk vermeyen ebeveynler. Bu noktada, eğer daha öncesinden henüz başlamadıysak, sınırları ayarlamak çok zor olacaktır. Normalde, ergenlik genellikle çocukların isyan etmeye başladığı zamandır.

Some figure

Çocukları bilişsel ve entelektüel düzeyde eğitemeyiz. Duygusal gelişimi çok önemlidir. Bugün çocukları yetiştirmek ve eğitmek için büyük özen göstermeliyiz. Umudumuz, gelecek için beslediğimiz umut, onların hayallerinde yaşıyor.

Çocuklar, toplumun onlara verdiği her şeyi topluma geri verecektir.