Fyodor Dostoyevski: Ünlü Yazarın Hayatı Ve En İyi 5 Sözü
Fyodor Dostoyevski’nin sözleri, bir yazarın yaşadığı fırtınalı hayatın, sahip olduğu hassasiyetin ve muazzam yeteneğin göstergesi. Yazarın eserleri, insanın doğasını gözler önüne seriyor.
Otoriter bir kişiliği olan babası işkence edilerek öldürülmüş. Annesi, o henüz ergenlik dönemindeyken tüberküloz nedeniyle hayata gözlerini yummuş. Tüm bunlar Dostoyevski’nin neredeyse aklını kaçırmasına neden olacakmış. İyileşmeyi başarmış. Belki de bu yüzden edebi eserleri görmüş geçirmiş birinin derinliğine ve güzelliğine sahip.
“Ancak insanlar soyut düşünceyi ve düzgün sistemleştirmeyi o kadar severler ki gerçeklerin çarpıtılıyor olabileceğini hiçbir şekilde düşünmezler. Kendi inşa ettikleri mantıksal yapıları korumak için aksini gösteren kanıtlara gözlerini ve kulaklarını kapatırlar.”
– Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski’nin söylediği muhteşem sözlerin tümünü derlemek imkansız. Okunması gereken onlarca eseri var. Biz yalnızca dünyaya ve hayata karşı tutumunu en iyi şekilde özetleyen birkaç sözünü seçtik. Onlara bir göz atmaya ne dersiniz?
Fyodor Dostoyevski Efsanesi: En İyi 5 Sözü
Doğruyu söylemek
Dostoyevski’nin sözlerinden biri şöyledir: “Bu dünyadaki hiçbir şey doğruyu söylemekten daha zor değildir. En kolay şey ise yağcılıktır.” Bugün bakıldığında, bu sözün zaten belli olan bir şeyi ortaya koyduğu söylenebilir. Ancak o dönemde bu söz devrimci bir iddiaydı.
Fyodor Dostoyevski, sınıfçılığın, otoriter rejimin ve baskının hakim olduğu bir dönemde Rusya’da yaşadı. Böyle bir dönemde doğruyu söylemek bir suç gibi algılanır. İkiyüzlü bir şekilde yağcılık yapmak ise bir kurala dönüşür.
Hayatın iki yarısı
Fyodor Dostoyevski’nin sözlerinde bahsettiği adam, hayat hakkında tutkulu bir şekilde enine boyuna düşünüp durur. İronik olansa yazarın etrafının her zaman ölümle çevrili olmuş olmasıdır.
Fyodor Dostoyevski, ailesinin, eşinin, kızının ve erkek kardeşinin ölümünün verdiği acıyla baş etmek zorunda kalmıştır. Hatta kendisi de ölüm cezasına çarptırılmıştır ancak bu ceza bir süre sonra düşmüştür.
Hayat hakkında söylediği sözlerden biri şöyledir: “Bir adamın hayatının ikinci yarısı, hayatının birinci yarısında edindiği alışkanlıklardan ibarettir.” Dediği gibi, insanlar hayatlarının ilk yarısında hayatları boyunca sürdürecekleri alışkanlıkları yaratırlar.
Ahlakta görecelik
Fyodor Dostoyevski’nin sözlerinde sık sık rastladığımız bir diğer konu da ahlaktır. Örneğin “Ahlaka inanıyorum ancak kuşatılmış bir şehri bombalamanın neden bir adamı baltayla öldürmekten daha yüce bir şey olduğunu kavrayabilmemin imkanı yok.” demiştir.
Oldukça ilginç ve yerinde bir düşünce. Bir insan başka bir insanı öldürdüğünde insanlar ona “katil” derler. Ancak bazen yüz binlerce insanı öldürenlerin adı “kahraman” olur.
Nasıl oluyor da ahlak bir bireyin yaptığı kötü eylemi cezalandırılmasını sağlarken öte yandan kolektif zararın alkışlanmasına izin veriyor? Nasıl katillerin rol model gibi yansıtıldığı durumlar ortaya çıkıyor?
Başarısızlığın yankıları
Dostoyevsky’nin hayatı inişli çıkışlı geçti. Hayatında yaşadığı en zor iki andan birincisi yeni doğan kızının ölümü diğeriyse ikinci eşinin ölümüydü. Yolunu kaybetti ve kumar bağımlısı oldu. Bu deneyimleri sayesinde eserleri için malzeme de elde etmiş oldu.
Çektiği acılar ve bu acıların doğurduğu sonuçlar söylediği en ilginç sözlerden birine şöyle yansıdı: “Başarısızlığa uğrayınca her şey aptalca görünür.”
Bu söz başarısızlığa uğradıktan sonra yaşanan duygusal durumu açık bir şekilde yansıtıyor. Başarısızlığın algıyı nasıl değiştirdiği ve bir açıdan her şeyin anlamını alıp götürdüğünü gösteriyor.
Acı bir öğretmendir
Dostoyevski’nin uzman olduğu bir konu varsa o da acı çekmekti. Acıyı reddetmedi. Hatta eğitsel açıdan ne gibi etkileri olabileceğini enine boyuna düşündü.
Şöyle söylemişti: “Büyük bir zekaya ve derin bir kalbe sahip olan biri için acı ve çile her daim kaçınılmazdır. Gerçekten değerli olan insanlar, bence, dünyada büyük acılar çekerler.”
Bir şekilde bize, acının bizi daha duyarlı yaptığını gösterdi. Ayrıca düşüncelerimizi derinleştirmemizi sağladı. Acı çekmeyi övmüyor elbette. Yalnızca acı çekmenin farklı yönlerinden birini analiz ediyor.
Fyodor Dostoyevski tarafından yazılan romanları okumak büyük bir zevk. Eserlerinde günümüzde de tamamen geçerli olan konulara yer veriyor. Çünkü amacı, belli bir dönemi ve o dönemin şartlarını değil, insanın doğasını dikkatle incelemekti.
Eserleri aynı zamanda zorlukları atlatıp yaşadıklarını sanata dönüştürmesini bilen birinin varlığının en büyük tanığı olma özelliğini de taşıyorlar.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.