Çekmeceden Çıkan İlginç Mektup

Evet sinirlendiğim bazı anlarda tipik bir ergenim. Tipik bir genç işte. 15 yaşındayım ve bir günlük tutuyorum. Şu an okumakta olduğun yazı benim gizli tuttuğum günlüğümden bir parça. En azından odamı toplarken günlüğe denk gelmeyeceğini umuyorum.

Aşırı korumacı, sinirli, tek kelimeyle dayanılmaz bir anne. Dahası sadece kendi korkularını körüklüyorsun. Sırf bu korkuların yüzünden geç saatlere kadar uyumuyor ve yolumu gözlüyorsun. Çünkü aklımda koyduğun kuralları yıkıyorum.

Bu geçen 15 yıl çok uzundu çünkü çok şey öğrendim. Anlamadığım ve hala kafamı karıştıran şeyle içinse çok kısa.

Küçükken kendi kendime dışarıyla ilgili çok soru sorardım. Bu nedir? Ne işe yarar? Şimdi bir ergenken sorularım daha farklı. Şimdi sorularım daha çok iç dünyamla ilgili. Bunları sormayı bırakmam gerek çünkü cevapları olmadığını biliyorum. Bu nedenle yanımda arkadaşlara ihtiyaç duyuyorum. Bilmemenin verdiği belirsizlikle her şeyi birlikte keşfedebiliyoruz. Bir 30 yıl geriye gidersen ne demek istediğimi anlarsın.

Büyürken unuturuz

Yetişkinlerle ilgili beni hayrete düşüren şeylerden biri de budur. Bir zamanlar genç olduklarını unutuyorlar. Nasıl fevri olduklarını, nasıl aşık olduklarını ya da okulu kırmak için nasıl hasta numarası yaptıklarını unutuyorlar. Gece eve geç gelmek için bahaneler bulduklarını hiç anımsamıyorlar.

Bağımsızlık için ettikleri mücadeleyi, istedikleri ve beklentiler arasındaki farkı unutuyorlar. Söylesene gençken sen nasıldın?

Umarım ilerde ben de böyle unutkan olmam. Bugün insanlara bakarak bile bir çıkış olmadığını görüyorum.

Dahası genler bunda bir rol oynuyorsa bağımlı eden bir yanı olduğu da söylenebilir. Rolünü hatırlatacak bir şeyler. Sen beklentiler yarattıkça ben kırıyorum, ne kadar zor işler de koysan önüme onlarla yüzleşiyorum.

Dünyanın benim etrafımda döndüğünü söylemek

Çocuk aklıyla, bütün o bencillikle dünyanın benim etrafımda döndüğünü söyleyebilirdim. İnsanların daha sonra benim için oynayacağı senaryoya hazırlandıklarını da…

Bunu kanıtlamak için defalarca tahmin edilemezi oynamaya çalıştım. Canım şeker istese bile sadece diğerlerinin bu beklenmedik tavır karşısında ne yapacağını görmek için geri çevirdim. Büyük planın bozulabileceğini göstermekti tek amacım.

Bazen bütün gün bazen de günlerce böyle oyunlara başvurdum. Bu yüzden verdiğim tepkiler ve gösterdiğim direnç gibi ruh halim de devamlı değişti. Bunun nedeni güvenip dayanacak hiçbir şey olmadığına kendimi inandırmamdı.

Kesin olan veya tam anlamıyla kontrol edebileceğim hiçbir şey yok. Çünkü hayatta insanın en yakın arkadaşları bile hayal kırıklığı yaratabilir. Ya da çok çalıştığın bir sınav ertelenebilir. Buna ister şans de ister kader, bu güneşli bir günde yağan yağmurdan daha beklenmedik.

İyi bir ergen olmak için ne yapmalıyım?

Ergenliğin en önemli sorusu belki de budur. İyi olmak için daha neye ihtiyacım olduğunu bilmiyorum. Sevildiğimi ve saygı duyulduğunu hissetmek için ne yapacağımı bilmiyorum.

Bu sorunun beni ve arkadaşlarımı nasıl dönüştürdüğünü gördüm. Bunlardan ilki mükkemel vücuda sahip olmak insanın bedenini nasıl isterse öyle şekillendireceği bir yapı olarak düşünmek çok saçma. Uzun ve esnek olmak isteyebilirsiniz ama genlerinizde yoksa öyle olmazsınız. İşte bazılarının neden topuklu üzerinde eziyet çektiğine bir kanıt…

Kısaysanız birilerinin saygısını kazanmanın ne kadar zor olduğunu anlarsınız. Ya da arkadaşlarınız çok kısa ya da çok şişman olduğunuzu söylediği zaman. Kriterle belki de dergilerdeki kıvrımlı kadınlar olabilir. Ne çok zayıf ne çok şişman tam ortası.

Önceden tanıdığınız insanlar size çok kötü davranmaya başlayabilir. Bazen bu davranışlar o kadar kuvvetli olur ki kendiniz bile bunlara inanmaya başlayabilirsiniz. Kendinizde bir şeylerin ters olduğunu düşünebilirsiniz. Kendinizde düzeltemediğiniz özellikler ise sıkışıp büyür. Ayaklarınız çok büyükse tanrı topuklu giymemeniz gerektiğini kastetmiyor.

Bazı soruların yanıtı yokmuş gibi görünür

Birinin doğanın size bahşettiği şeyleri nasıl telafi edeceğini bilip bilmediğini veya size fazla vermiş olup olmadığını sormak istersiniz, ancak arkadaşlarınızın sizi nasıl başarısız ettiğini gördünüz. O anda, savunmasız görünmek dışında neredeyse her şeye dayanabilirsin. Onlara alaylarının sizin üzerinde herhangi bir etkisi olduğuna dair bir işaret vermek kabul edilemez.

Sahip olduğun tek şey, bir güvenlik imajını resmetmek. Bu, iyi olmak için sahip olmanız gereken tutumlardan bir diğeridir. Sadece kendinden emin olmak değil, her zaman bunu göstermek. Bu sayede, sizin için önemli bir şey olmadığı izlenimini veriyorsunuz.

Gençlerin “yaşama girmeleri” için ihtiyaç duydukları bu profilde, iyi notlar almam gerektiğini de fark ettim. Seni mutlu etmenin bir yolu buydu. Ayrıca biraz çaba harcamış gibi görünmem gerekiyordu. Ama çok fazla değil. Çalışkan görünmek zorundaydım, ama aynı zamanda zeki.

Arkadaşlar arasında bir dersten düşük not almak alay konusudur. Sadece çok az insan bunun bir eksiklikten değil çalışmamayı seçmekten kaynaklandığını bilir. Her zaman içine girmesi kolay ama çıkması zor bir grupla karşılaşırsınız.

Bu anlamda ortalama notlar almak iyi bir şeydi. Ayrıca her şeye el kaldırıp öğretmenin sorduğu her soruyu cevaplamak o kadar iyi değildi. Her zaman anlamlı cevaplar vermek yerine bazen insanların güleceği cevaplar vermek daha kabul edilirdi. Bunların etkileyici olduğu düşünülüyor çünkü.

Ortalama olmak iyidir

Bir gün sınıfta hata işlevini öğrendik. Birçok doğal dağılımın buna uyumlu olduğunu söylenir. Buna göre ortada yoğunluk sonda ise daha az işlev vardır.

Bu bana normal geldi çünkü bana göre sona kalmak hep tehlikeli bir şeydir. Duyguları göstermemek veya fazla belli etmek, hiç sinirlenmemek veya her zaman sinirli olmak. Eğer huzurlu bir ergenlik geçirmek istiyorsanız bu eğrinin tam ortasında olmak daha iyidir. Kamuflaj bir ergenin içinde olmak istediği şeydir. Dünya tarafından rahatsız edilmemek.

İşte bu kağıdı yanlış yere tabii ki yanlışlıkla koydum J yoksa bunları yüzüne söylemek çok utan verici olurdu. Belki şu an içinde bulunduğum zorlukları anlıyorsundur. Ergen olmak kolay ya da basit değil ama en azından heyecan verici.

Ve tabii ki seni seviyorum, bunu pek sık dile getirmesem de…