Alkol Unutmanıza Yardımcı Olmaz

Problemlerinizi unutmak istediğinizde başvurulacak şeylerden birinin de alkol olduğuna dair popüler bir inanç hala var olsa da, bu efsaneye artık bir son vermenin zamanı geldi. Unutmak için içki içmek korkunç ve işe yaramaz bir fikirdir. Alkol vücudunuz için çok zararlı olmasının yanı sıra, unutturma konusunda da çok etkisizdir. Bu psikoaktif ilaç, kötü deneyimleri unutmanıza yardımcı olmaz, tam tersini gerçekleştirir. Yeni bilimsel keşiflere göre, alkol, hafızanızda yer alan olayları pekiştirmeye yardımcı olur. Üstelik, yaşadığınız şeyler sonradan değiştirilemez. 

Alkol, zaman geçtikçe vücut üzerindeki etkileri değişen, kimyasal bir maddedir. Merkezi sinir sistemine ağır basan, nörotransmiter sistem ve beyin yapıları üzerinde negatif etkiye sahip bir bileşendir. Kısa, orta ve uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına neden olur. Peki, alkol bizi tam olarak nasıl etkiler?

Alkol karşısında neden bu kadar hassasız?

Etil alkol (etanol), kan dolaşımına hızla dahil olan bir ilaçtır. Buna ek olarak, hücre zarları bu bileşen karşısında oldukça yüksek bir geçirgenliğe sahiptir, bu da alkol moleküllerinin hücre içerisine kolaylıkla geçiş yaptığı anlamına gelir. Bir kez kan dolaşımına girdikten sonra, alkol vücuttaki her dokuya kolaylıkla yayılabilir.

Alkol, sindirildikten 30 ila 90 dakika sonra kan dolaşımına dahil olur. Bu bileşen, glikojenin glikoza dönüşme sürecini hızlandırır ve glikojen hızla ortadan kaldırılır. Sonuç olarak, kan şekeri seviyeleri düşer, bu da daha zayıf ve bitkin hissetmenize neden olur.

Alkolün çift fazlı etkileri

İlk başta gevşeme, sevinç, coşku yaşarsınız ve çekingenliğinizi kaybedersiniz. Daha sonra, zaman geçtikçe, içkinin miktarına ve zamanına bağlı olarak, diğer etkiler ortaya çıkabilir. Örneğin, bulanık görme, baş dönmesi ve koordinasyon sorunları. Peki bunlar neden oluşur?

Alkol beyni nasıl etkiler?

Alkol, merkezi sinir sistemi üzerinde güçlü bir yatıştırıcı etkiye sahiptir. Bu, aynı zamanda, beyin ve omuriliğin aktivitesini yavaşlattığı anlamına da gelir. Çok sayıda başka sistemin yanı sıra retiküler oluşum, serebral korteks ve beyinciğe etki eder. Beyni 3 aşamada etkilediğine inanılır:

• İlk başta, en ilkel ve ön serebral bölgeyi etkiler – ön beyin. Bu da hem motor koordinasyonu hem de karar verme sürecini bozar.
• Daha sonra, orta beyne saldırır. Bu, duygularınızı kontrol etme yetinizi kaybettiğiniz ve bilincinizi kaybetme şansınız olduğu anlamına gelir
• Son olarak, kalp atış hızını, vücut ısısını, iştahı ve bilinci etkileyerek beyin sapına ulaşır. Bu aşamada, vücut komaya girebilir.

Gördüğünüz gibi, aşırı alkol tüketimi bilinç kaybına neden olur. Ve tüketilen miktar aşırı miktarlara ulaşırsa, etil alkol zehirlenmesi ya da ani kalp durması nedeniyle ölüm bile gerçekleşebilir.

Bir antidepresan olarak algılamak yanlıştır

Birçok insan kendini depresif hissettiği zaman alkole başvurur. Alkol tüketerek derin kederine bir son verebileceğine inanır. Alkol beyni yavaşlatıcı etkide bulunduğu için, insanların kendi ruh hallerinin farkında olmasına bir son vermelerini sağlar. Hiçbir acı, hiçbir keder ve hiçbir öfke hissetmedikleri bir aşamaya geçmelerine olanak tanır. Bu da, özellikle duygusal açıdan savunmasız insanlar için, alkolü cazip bir uyuşturucu haline getirir.

Son zamanlarda, Dönüşümsel Psikiyatri dergisi bir çalışma yayınladı. Bu çalışmaya göre aşırı alkol tüketimi yalnızca anıları silmeye yardımcı olmamakla kalmaz aynı zamanda hatırların bellekte tutulmasına destek olur. Yani, orta derecede alkol kullanmak bile vücut için iyi değildir. Ve bilim, alkolün bazı insanların düşündüğü gibi etkide bulunmadığını kanıtlarsa, içki içmek eskisinden daha az değerli olacaktır.

Alkol tüketimi bir çözüm değildir! Sorunlarınızı çözmeye ya da çatışmalara bir son vermenize yardımcı olmaz. Size hayatınızın kontrolünü ele geçirmek için ihtiyaç duyduğunuz güç veya cesareti de vermez. Tam tersine, alkole sığınmak acıyı sadece uzatacaktır. Ve sadece sizin değil, çevrenizdeki herkesin acısını.

Uzun vadede sonuçları

• Beynin ön lobunda doku bozulmalarına, hatta beynin boyutunda ve hacminde bir azalmaya neden olur.
• Alkol, beynin oksijen alımına ve glikoz metabolizmasına katılan tiamin (B1 vitamini) emilimine engel olur. Bu da, Wernike sendromu, ensefalopati ve nihayetinde Korsakoff sendromu olarak bilinen problemlere yol açabilir.
• Ciddi beyin hasarlarına ek olarak, periferik sinirleri de etkiler ve geri döndürülemez sonuçlara yol açabilir.
• Alkol, yeni bilgilerin işlenmesine müdahale eder ve kişinin görsel-mekansal işleyişini etkiler.
• Aşırı alkol tüketimi yaygın bir biçimde şiddetli uyku bozukluklarına neden olur.
• Cinsel arzuyu azaltır veya kısırlığa ve sertleşme bozukluğuna neden olur.
• Tehlikeli derecede susuzluğa yol açar ve vücudun beyaz ve kırmızı kan hücrelerini üretmesini önler. Bu da, anemiye ve değişen sürelerde hafıza değişikliklerine neden olur.
• Alkol kan basıncını arttırır. Buna karşılık, yüksek kan basıncı kalp kasında ciddi hasara yol açabilir; onu zayıflatır. Bu yüzden kalp vücudun her yerine kan pompalama yeteneğini kaybeder.
• Etanol, iç organları tahriş eder ve hepatit ya da siroz gibi çok sayıda hastalığa neden olur. Buna ek olarak, mide, gırtlak, yemek borusu ya da pankreas kanserine neden olabilecek kadar zehirlidir.

Bütün bunlara rağmen, alkol, İslam ülkeleri hariç, dünyadaki hemen hemen her ülkede yasal olan bir uyuşturucudur. Bu nedenle, bu psikoaktif maddenin beyninizi ve organlarınızı nasıl etkilediğini dikkate alarak, alkol tüketiminizi kısıtlamak tamamen sizin sorumluluğunuz altındadır.