Logo image
Logo image

Zamanı Kontrol Etmeye Çalışma Endişesi

3 dakika
Zamanı Kontrol Etmeye Çalışma Endişesi
Son Güncelleme: 26 Kasım, 2017

Zamana dair sağlam bir kavrayışa sahip olmak ve hayatımızı düzenlemek, endişeyi uzaklaştırarak yaşam kalitemizi düzeltebilir. Ama anksiyete yaşayan insanlar temel bir hata yapmaktadır: ne kadar çok endişelenirlerse, sorunu çözmeye o kadar yaklaşacaklarını sanmaktadırlar. 

Hayatımızda sahip olduğumuz zamanı nasıl kullanacağımız konusunda ne öğreniyoruz? Zamanı dostumuz mu yapıyoruz yoksa onu günlük bir işkenceye mi dönüştürüyoruz?

Genel anksiyeteden muzdarip insanlar, bir konuyu defalarca düşünüp durmanın o konuyu ele almak olduğunu sanıyor. Oysa tam tersi doğru. aslında çevrelerine karşı genel bir aşırı farkındalık geliştiriyorlar. Her şeyi öyle detaylı bir şekilde inceliyorlar ki aynı anda yaparken aslında hiçbir şey yapmıyorlar. Akıllarının kontrolünü yitirmelerine ve buna nasıl son vereceklerini bilmeden yaşamalarına neden olan günlük bir işkence türü bu. 

Zamanı kontrol etmeye çalışmayın yoksa sizi bir lokmada yutuverir

Hayatınızı düzenlemek için zamanınızı düzenlemeniz gerektiğini söylediğiniz pek çok zaman olmuşturç Ama gerçekte aktivitelerinizi düzenlemeniz ve onlara ayırdığınız zamanı verimli kullanmanız gerekir. Bu ister iş hayatı, isterse başka bir alana ait bir aktivite olsun. Faydalı olup olmadığı, ne kadar enerji ve konsantrasyona sahip olduğunuza bağlıdır.

“Topla gonca gülleri henüz vaktin varken,
kanatlıdır zaman uçar gider.
ve o çiçek sana bu gün gülümserken,
gelince yarın, solar gider.”

– Robert Herrick

Sorun, yaptığınız her şey için doğru zamanı bulmaya çalışmakta. En ufak detaya kadar her şeyi planlamak ve her şeye belli bir zaman ayırmak da bir düzenleme türü olabilir ama sizi yaşadığınızı hissetmekten alıkoyan ve zaman harcadığınız hissini vurgulayan zihinsel hapis durumuna da sokabilir.  

Some figure

Zihninizi buraya ve şu ana odaklanarak özgürleştirin

En bilinen ve bilge sözlerden biri “carpe diem”dir.  Bu iki kelime; oyalanmaya, arzularınızı ertelemeye ve özgürlüğünüzü görünmez demirlerle çevrili bir kafese kilitlemeye karşı bir devrimi içerir. Kendimiz, zihinsel programımız ya da başkalarınca rehin alınmış bir algıya karşı  şu anı istemeyi içerir.

“Gelecek bize işkence eder ve geçmiş ise bizi hapseder. İşte bu yüzden kaçışımız şu andadır.”

– Gustave Flaubert

Some figure

Bazı insanlar için şu an bütün dikkat ve ilgilerini gerektirir. Başkaları içinse bu yapı geçmiş ve gelecek tarafından yutuldukları bir süreç içindeki ölü zamana işaret eder. Elbette herkesin kendi hikâyesi ve biyolojisi vardır ve faydalı konseptleri kendi iyiliğimiz için uygulamak her zaman mümkün olmamaktadır. Belki de bunun nedeni farklı şekilde davranmayı öğrenmiş olmamızdır.  

İşte bu nedenle, yaşamımızın anlam dolu olabilmesi ve boşa harcanmaması için kendimiz olmamız ve denge bulmamız çok önemlidir.

Zamanı kontrol etmeye çalışmayı bırakın ve her şeyi akışına bırakın

Birçok Doğu konsepti ve felsefesi, sorunlara nasıl yaklaşıp çözmemiz konusunda Batı’daki anlayıştan çok uzakta. Bu, birinin diğerinden iyi olduğu anlamına gelmez ama aralarındaki farktan bir şey öğrenebiliriz.

Jiddu Krishnamurti gibi düşünürlere insan ruhu hakkındaki görüşleri sorulmuştur. Krishnamurti’nin bakış açısı, Batı düşüncesiyle birçok bakımdan farklıydı. Batı kültüründe zamana bakışımız gelecek ve planlamaya odaklıyken diğer yaklaşımlar zamanın bu şekilde yönetilmemesi gerektiğini söylemektedir.

“Bu yüzden dönüşümü istiyoruz çünkü acı rahatsızlık, çatışma var. Çatışmalar zamanla aşılıyor mu? Zamanal aşılacağını söylerseniz, hâlâ çatışma içinde olursunuz ve dolayısıyla, zaman size dönüşümü sağlamaz. Zamanı bir niteliği, erdemi ya da hâli edinme amacıyla kullandığımızda, o şeyi ertelemek ya da ondan kaçınmaktan başka bir şey yapmayız aslında. Bence bunu anlamak çok önemli.”

– Jiddu Krishnamurti

Anksiyeteyi tedavide etkili olduğu kanıtlanmış metotlar yanında zaman ve kişisel algı gibi önemli kavramlar konusunda nasıl düşündüğümüzü gösteren bir devrim önermeliyiz.

Kendimizi daha iyi düzenlemek için düşüncelerimizi kullanmalı ama aynı zamanda muhtemel değişim ve beklenmedik durumlara da açık olmalıyız. Bedenimize ve duygularımıza, zihinsel sağlığımıza, şu ana odaklanmaya dikkat etmek zorundayız. Kendinizi tanımaya ayrılan zamana daima değeceğini unutmayın.

Resimler: Patricia Ariel