Yeni Bir Aşk Tanrısı Arıyorum, Eskisini İşten Kovdum
Gözyaşları ve hayal kırıklıklarıyla geçen yılların ardından, Aşk Tanrımı işten çıkarmaya karar verdim.
Kesinlikle doğru seçimleri yapmadı. Aşk Tanrısı, oklarını rastgele atıyordu ve onun yüzünden tekrar tekrar imkansız aşklar yaşadım. Yani bugünden itibaren yeni, ciddi ve sorumluluk sahibi bir Aşk Tanrısına ihtiyacım var. Partnerimi akıllıca seçecek bir Aşk Tanrısına.
“Kör sevişmek, şiirsel zırvalıktan başka şey değil. Gözlerinizi açıp karşınızdaki gözün yaydığı sevginin karşılığını sonsuza dek vermek çok daha akıllıca.”
– Blaise Pascal
Aşkın gözü kör olabilir ama ben kör değilim
Hayatımız boyunca gerçekten uyumlu olduğumuz, ya da tam tersine hiç anlaşamadığımız partnerlerimiz olur. Son durumda şöyle düşünürüz: gözleri bağlı bir çocukmuşum, nasıl oldu da bu kişiye aşık olabildim?
Roma mitolojisinde Cupid, aşk arzusunun tanrısıdır (Yunan mitolojisindeki karşılığı Eros). Kökenine ilişkin farkı hikayeler mevcut ama en bilinen hikayeye göre Cupid, aşk, güzellik ve bereket tanrısı Venüs ile savaş tanrısı Mars’ın oğludur.
Cupid, gözleri bağlı ve kanatlı bir çocuk olarak resmedilir. Elinde bir yay ve ok kılıfı vardır.
Psikolog ve psikoanalist Dr. Frances Cohen, aşk konusunu çalışmış ve elde ettiği bulgulara göre, bir aşk ilişkisinin başlangıcında beynimiz, diğer kişideki kusurları görmemizi sağlayan mekanizmaları devre dışı bırakır.
Aşık olma süresince gelişen kimyasal unsurlar, içimizde aşırı bir sevinç duygusu yaratır ve kendimizi çok iyi hissederiz ama bunun yanında diğer kişiyi değerlendirmemizi sağlayacak içgüdüleri de etkisiz bırakır.
Ama aşkın yalnızca bir duygudan ibaret olduğunu düşünemeyiz, aklın da önemli bir rolü olmalı. Aşkı hissetmenin yanında düşünmelisiniz de. Güzel ve şefkati bir ilişkiyi sürdürebilmek için çok sağlam iradeye sahip olmalısınız. Tek başına aşk yetmez.
İlk görüşte aşk diye bir şey var mı?
Sokakta yürürken, otobüste seyahat ederken ya da bir partide yeni biriyle tanıştığımızda bir kişinin özel bir cazibesi olduğunu, bizi çektiğini hissedebiliriz. “İlk görüşte aşkı” hissedebiliriz.
İlk görüşte aşk, yoğun bir çekim gücü hissidir. Duygularımızı değiştiren ve bizi yoğun bir huzur hissiyle dolduran birine karşı adeta büyüleyici bir tutku duymaktır.
Syracuse Üniversitesinde çalışan Profesör Stefanie Ortigue, yaptığı çalışmada aşık birinin gösterdiği belirtilerin kökeninin beyinde yattığını kanıtlamıştır.
Dr. Ortigue, aşkın beyinde on iki bölgeyi etkinleştirdiğini göstermiştir. Bu bölgeler birlikte çalışarak büyük miktarda dopamin, oksitosin ve adrenalin salgılar. Bütün bu maddeler, aşırı bir mutluluk hissi yaratır.
Dolayısıyla, ilk görüşte aşk mümkün olmasının yanında vücut kimyasıyla da kanıtlanmıştır.
Aşktan ölmemek için izlenecek 10 prensip
Arjantinli psikolog Walter Riso, “Aşktan Ölmemek İçin Rehber” adlı kitabında sevginin ayakta kalabilmesi için 10 prensipten bahseder. Bu prensipler şunlardır:
1. Artık sizi sevmiyorsa, kaybetmeyi öğrenin ve onurunuzla çekip gidin
Kalp ağrısı canımızı yakar, derinden yakar ama bundan da ders çıkarıp ayrılmayı öğrenmelisiniz. Genç yetişkinler olarak hissettiğiniz o dizginsiz tutkuyu hatırlayın ve şimdi birbirinizde hangi duyguları uyandırdığınıza bir bakın: hiçbir şey.
Kalp ağrısına karşı sihirli bir ilaç yok. Güçlü olup acıyı kabullenmelisiniz.
2. Sevgilinizle evlenmek tatlınıza tuz serpmek gibidir
Sevgiliyle ilişki, eşiniz olan sevgiliyle ilişkiden çok farklıdır. Bu farklılıkları yaşamak istediğinizden emin olmalısınız.
Kendinize sormanız gereken en önemli soru şu: Bir zamanlar sevgiliniz olan ve şimdi hayatınızı paylaştığınız kişinin sadakatine güveniyor musunuz?
3. Ne seninle, ne de sensiz mi? Ardınıza bakmadan kaçın!
Çoğu insan öyle bir ilişki yaşıyor ki ilişkideki kişilerden biri sürekli olarak kararsız. Böyle durumlarda acı çekmek istemiyorsak, yapılacak en iyi şey ondan mümkün olduğunca uzak kalmaktır.
4. Diğer kişiye daha az muhtaç olan güçlüdür
Bütün mesele, ilişkilerinizi sağlıklı ve bağımsız bir şekilde sürdürmek; kendimizi sevmek için özgür olmak ve bunu sevdiğimiz insanla da paylaşmaktır.
5. Çivi çiviyi sökmeyebilir, bazen içinizde sıkışıp kalır
Bazen kaybettiğiniz bir kişinin yerine birini bulmak için romantik bir ilişkiye başlarız. Bu iyi bir fikir değil. Sizi mutsuz edip diğer kişinin acı çekmesinden başka işe yaramaz.
Acı çekip öğrenmemiz, yalnızlığımızın tadını çıkarmamız gerek. Yalnızca yine iyi hissettiğimizde yeni bir ilişkiye başlamaya hazır oluruz.
6. Akıl dışı fedakarlıklardan kaçının: partnerinizi mutlu etmek için kendinizi feda etmeyin
Partnerinizin mutlu olması için perişan olmanız gerektiğini düşünüyorsanız, bir sorununuz var demektir. Bunun nedeni genelde özgüven eksikliğidir, sağlıklı ve mutlu bir ilişki kurmak için bu sorun üzerinde çalışmalısınız.
7. Aşkı göremiyor ve hissedemiyorsanız, yok demektir
Kendinize bir şey sormalısınız: Partneriniz sizi istediğiniz gibi seviyor mu?
Bu konuda iyi hissetmiyorsanız ya da bir şey sizi endişelendiriyorsa, konuşun, iletişime geçin. Belki de bu partner sizin için uygun kişi değildir.
8. Sevdiğiniz kişiyi idealleştirmeyin: onu olduğu gibi, her haliye görün
Aşık olduğumuzda partnerimizi idealleştirir ve kusurlarını görmeyiz. Ama sağlıklı aşk gerçekçi olmalıdır. Kusurlarını ve erdemlerini görmeliyiz.
9. Aşkın yaşı yoktur ama sevgililerin vardır
Her yaşta aşık olmak mümkün ama aralarında büyük yaş farkı bulunan çiftlerin ilişkisi daha karmaşık hale gelir, çünkü iki kişi de hayatlarında çok farklı anları yaşamaktadır. Bu durumlarda bütün bu unsurları düşünüp değerlendirmek çok önemlidir.
10. Bazı ayrılıklar aydınlatıcıdır, aşkta neyi istemediğinizi öğrenmenizi sağlar
Ayrılıklarımızdan, sevmediklerimizden, istemediklerimizden, kendimizi kötü hissettiren şeylerden ders çıkarmalıyız. “Bilginin zıddını” geliştirmeliyiz. Yani aşkta ne istediğimizi bilemeyebiliriz ama ne istemediğimizi bilmeliyiz.
Bu yüzden, Aşk Tanrısını değil kendimizi değiştirerek kendimizi ve başkalarını sevecek güce ulaşmalıyız.
“Aşkın gözü kördür deriz ve aşkı gözü bağlı Aşk Tanrısıyla temsil ederiz. Onun gözü kör olabilir ama sevmediği hiçbir şeyi görmez.”
– Ralph Waldo Emerson
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.