Logo image
Logo image

Stresin Sağlığımız Üzerindeki Şaşırtıcı (ve Ciddi) Etkileri

3 dakika
Stresin Sağlığımız Üzerindeki Şaşırtıcı (ve Ciddi) Etkileri
Son Güncelleme: 12 Aralık, 2016

İşten, ekonomik sorunlardan ya da ilişkilerimizdeki çıkmazlardan olsun, hepimizin stres olduğu zamanlar vardır. Bazılarımız buna o kadar alışır ki, normal bir durum gibi kabul eder.

Uyku sorunlarına, baş ağrılarına neden olduğu ve hatta bu sorunların risklerini arttırdığını biliyoruz ama stresin sağlığa zararlı diğer etkileri de mevcuttur.

Her tür stres kötü değildir

Stresin olumsuz yanlarına bakmadan önce, stresin tamamen kötü bir şey olmadığını unutmamak gerekir. Yoğun baskı altında kaldığımız durumlarda, stresin daha iyi sonuçlar alınmasına yardımcı olduğunu tecrübe etmişizdir. Stresi ortaya çıkaran olgular, beynimizdeki “kaç ya da savaş” tepkimizdir ve algılanan tehlikeden kendimizi korumak için hızlı biçimde hormon salınımı yapılır.

Bu “kaç ya da savaş tepkisi” abartıldığında ya da düzgün şekilde kontrol edilemediğinde, sorunlar ortaya çıkar. İnsan olarak aksiyon ve hareketten oluşan canlılarız ama modern zamanlarda, tehlikelere verilecek ideal tepki, sakin kalmak ve kendimizi işimize vermektir.

Biyolojik dürtümüz ile toplumsal beklenti arasındaki bu ikilem, bedenimizi gerçek anlamı ile “delirttiği” için, stres zararlı bir olguya dönüşür. Bütün günümüzü, kendimizin ortaya çıkardığı stres tepkimizi bastırmakla geçiririz ve bu tür kendimizi dengeleme çabası aşırı fiziksel ve zihinsel enerjiye mal olur.

Stresin sağlık üzerindeki şaşırtıcı sonuçları

Daha önce ifade edildiği gibi, stresin en bilinen sonuçları, uykusuzluk, baş ağrıları, endişe ve depresyondur. Fakat, sağlığımıza zarar verebilecek daha birçok olgu da araştırmacılar tarafından gün yüzüne çıkarılmaktadır.

Some figure

Stres kalp sağlığını etkiler

Stres genellikle, kalbimize zarar veren davranışlarda bulunmamıza neden olur. Son yapılan bir çalışmaya göre, geç saatlere kadar mesaiye kalmanın alkol tüketimi ile ilgilisi vardır. Çalışmaya katılanlar, işin vermiş olduğu stresin alkol ile azaltılabileceğine inandıklarını söylemişlerdir.

Diğerleri ise strese bir tepki olarak sigara içerken, gereğinden daha fazla yemek yiyenler de mevcuttur; ki bu da obeziteye neden olur. Tüm bu faktörler, kan basıncını arttırırken, arter duvarlarına zarar verir.

Diğer bir çalışmaya göre, stres, özellikle kadınlarda, kalbe giden kan akışını azaltır. Araştırmacılar, kalp hastalarında yaptıkları çalışmalarda, kadınların kan akışlarının erkeklere oranla üç kat daha fazla azaldığını gözlemlemiştir.

Stres, artan kalp krizi riski ile de ilişkilendirilmektedir. 2012’de yapılan bir araştırmaya göre, iş stresi kalp krizi riskini %23 oranında arttırabilmektedir. Bir başka çalışmaya göre ise, yoğun öfke ve kaygının tekrar edilmesi durumunda, kalp krizi riski dokuz kat artmaktadır.

Bir kalp krizinden sonra bile, stres hala sağlığı etkileyebilir. Son yapılan bir araştırmaya göre, kadınların bir kalp krizinden sonra, daha yüksek seviyelerde zihinsel stres yaşamaları daha büyük bir ihtimaldir. Bu da zayıf iyileşme sürecine karşılık gelmektedir.

Stresin diyabete etkisi

Stres artan diyabet riski ile de ilişkilendirilmiştir. Son zamanlarda yapılan bir araştırmaya göre, travma sonrası stres bozukluğu semptomları olan kadınların, stres altında olmayan kadınlara oranla, tip 2 diyabet geliştirme olasılığı daha muhtemeldir. Aşırı stres, kanda şeker oranını arttıran ve bu durumda diyabet riskini de ortaya çıkaran bir hormon olan kortizol seviyesinde artışa neden olur

Diyabetli hastalar için stres, hastalıklarının tedavisi için olumsuz etki yapabilir. Artan kan şekeri seviyeleri ve hormonlarla olan ilişkileri sebebiyle, stres, diyabet hastalarının kendilerine bakmasını zorlaştıracak bir etkiye sahiptir.

Stresin Alzheimer hastalığına etkisi

Her ne kadar Alzheimer hastalığının nedenleri tam olarak belli olmasa da, birçok çalışma, stresin bu hastalığın gelişiminde bir etken olabileceğini göstermektedir.

2013’te yapılan bir çalışmaya göre, sıçanların beynindeki hormon seviyelerinin, Alzheimer hastalığının ortaya çıkışında önemli bir rol oynayan, yüksek beta-amiloid plaka miktarları ile ilişkili olduğu görülmüştür.

2010 yılında yapılan bir araştırmaya göre, yüksek kan basıncı ya da yüksek kortizol seviyesi bulunan kadınların, bu semptomları bulunmayan kadınlara kıyasla, Alzheimer hastalığına üç kat daha fazla yakalandıkları görülmüştür.

Daha güncel bir çalışmaya göre, hafif bilişsel bozukluğu olan insanlarda, kaygının Alzheimer hastalığının ilerleyişini hızlandırabileceği görülmüştür.

Stresin doğurganlık üzerine etkisi

Son yapılan bir çalışmaya göre, stres erkeklerde sperm hücre kalitesini azaltabilir, ki bu da üremeyi olumsuz etkiler. Stres, bir tür stres hormonu olan ve karbonhidratlar, yağlar ve proteinlerin metabolizmasını etkileyen glukokortikoid salınımına neden olur. Bu durum, erkeklerde testesteron seviyelerinin ve sperm üretiminin azalmasına yol açar.

Kadınlardaki stres bazlı doğurganlık sorunları kapsamında, 2014 yılında yapılan bir araştırmaya göre, salyasında yüksek oranda alfa amilaz bulunan kadınların hamile kalma olasılıkları, bu enzimin daha düşük oranlarına sahip olan kadınlara oranla %29 daha az. Ek olarak, bu kadınların kısır olma ihtimalleri iki kat artmaktadır.

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.