Sahtekarlığın Üç Türü: Simülasyon, Yalanlar ve Aldatma

Sahtekarlık birçok şekilde karşımıza çıkabilir ve insanlara özgü değildir. Bu tür davranışlar hayvanlarda da görülebilir.
Sahtekarlığın Üç Türü: Simülasyon, Yalanlar ve Aldatma

Son Güncelleme: 05 Temmuz, 2020

İnsanlar doğuştan yalancıdırlar. Dünya üzerinde hayatlarının her anında tamamen dürüst olan tek bir insan bile olmadığını söyleyebiliriz. İnsanlar farklı türlerde yalan kullanabilirler. Her bir yalanın birçok seviyesi, nedeni ve farklı sonuçları vardır.

Ahlak, her türlü sahtekarlığı kınamaktadır. Bu bir hata olabilir, çünkü yalan insan doğasının bir parçasıdır ve simülasyon, yalan ya da aldatmanın kullanımı koşullara bağlı olarak kabul edilebilir olabilir.

Gerçeklik kavramı da sorgulanabilir çünkü birçok şey hakkında mutlak gerçekler oluşturmak zordur. Aynı şekilde, bir şeye çok fazla inanıyor olabilirsiniz ve bunun doğru olup olmadığını bilmeden veya anlamadan bir yalanı tekrarlayabilirsiniz. Bu arada, ahlaki göreliliği de vurgulamak gerekir.

“Gerçek, suyun üstündeki petrol gibi yalancılığın üzerine çıkacaktır.”

– Miguel de Cervantes

İnsanlar aldatmaca ve yalanı kendi çıkarları için kullanabilirler.

Doğadaki farklı yalan türleri

Farklı türde yalanlar kullanan sadece insan değildir. Doğa, yırtıcıları kandırmak, onların zararlarına sebep olacak durumlara sokmak veya bir şey elde etmek için aldatıcı ya da taklit davranışları kullanan hayvanların örnekleriyle doludur. Sahtekarlığı hayatta kalmak için bir yol olarak kullanırlar.

Bir hayvan, yırtıcısının önünde fark edilmeden durabilmek için, simülasyon kullanır. Aynı durum, kendilerini gizlediklerinde veya saklandıklarında da geçerlidir. Amaç, onlara zarar verebilecek hayvanları kandırmaktır. Bir hayvan yiyecek çalmak istediğinde yiyeceğe ulaşmak için rakibinin dikkatini dağıtması da benzer bir durumdur.

İnsanlar erken yaşlardan itibaren benzer nedenlerden dolayı yalan söylemeye başlarlar. Kendine bakmak her hayvanın doğasının bir parçasıdır. Bu bir hayatta kalma içgüdüsüdür. Dolayısıyla dürüstlük, öğrenilmiş bir davranıştır, ancak her toplumda aynı anlama gelmez. Bazı toplumlarda dürüstlük barışçıl yaşam sözleşmesinin bir parçası haline gelir; diğerlerinde ise yalan söylemek günahtır.

Bazı toplumlarda yalan günah olarak algılanırken diğerlerinde dürüstlük sosyal sözleşmenin bir parçasıdır

Simülasyon

Simülasyon, farklı sahtekarlık türlerinden en az bilinenidir. En basit haliyle, rol yapmakla ilgilidir. Bu, gerçeğin belirli bir dereceye kadar çarpıtılmasını gerektirir. Diğer yalan biçimlerinde olduğu gibi, farklı düzeylerde simülasyonlar vardır. Özel bir gece için biraz makyaj yapmaktan, kendinizin veya hayatınızın farklı yönlerini gizlemeye, hatta başka biriymiş gibi davranmaya kadar uzanabilir.

İnsanlar neden simülasyon kullanıyor? Bunun birçok cevabı var. Bazen insanlar başkalarına kendilerini sevdirmek için simülasyon kullanırlar. Diğer zamanlarda, bunu bir hayatta kalma aracı olarak kullanıyorlar. Örneğin, bir rakiple karşı karşıya olduklarında korku göstermemeye çalışırlar. İnsanlar ayrıca çıkarları için çeşitli rahatsızlıkları taklit edebilirler.

Yalanlar ve aldatma

Bu tür yalanlar benzer görünse de aralarında bazı önemli farklılıklar vardır. Yalan söylemek sözlü ifadelerle ilgilidir. Bir şeyin doğru olmadığını biliyor ancak doğru olduğunu söylüyorsanız yalan söylüyorsunuz. Aldatma daha geniş bir kavramdır. Kelimeleri kullanarak birini kandırabilirsiniz, ancak aynı zamanda davranışlarınız ile gerçekliği gizleyen durumlar yaratabilirsiniz. Bir aldatmaca ister basit ister çok ayrıntılı olsun, bir bütün planı içerir. Bu durumda, bir farkındalık yaratma sürecinin de varlığından bahsedebiliriz.

İnsanlar, sahtekarlık, yalan söyleme ve aldatma konularında çok gelişkin olabilirler. Bu davranışları ahlaki açıdan yanlış yapan nedir? İki şey: neden ve amaç.

İnsanlar kendi çıkarları için bir durumu çarpıtarak gerçeği farklı algılamanızı sağlayabilirler.

Birkaç yıl önce, Kolombiya’da, gerillaya karşı halkın aldatmaca, yalan ve simülasyon kullandığı bir baskın yaşandı. Bu baskında bir grup rehine serbest bırakıldı. Bu prosedür “ahlaki açıdan yanlış” olarak görülebilir mi? Günlük yaşamınızda muhtemelen kendinize aynı soruyu sormuşsunuzdur.

Simülasyon, yalan söyleme ve aldatma her zaman ahlaki açıdan yanlış değildir. Nedenleri ve amaçları ahlaki olup olmadıklarını tanımlayan şeydir. Her iki durumda da ahlaki kaygılar nedeniyle onları reddetmektense, bu davranışları incelerseniz daha karlı çıkarsınız.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Giráldez, S. L. (2005). Simulación, engaño y mentira. Papeles del psicólogo, 26(92), 57-58.


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.