Otistik İnsanlar da Sever ve Mücadele Eder
Yazan ve doğrulayan psikolog Valeria Sabater
Otistik insanlar da sevdikleri ve hayallerine ulaşmak için mücadele ettikleri için hepimiz gibiler. İçerisinde yaşamakta olduğumuz bu ilerici dönem, topluma dahil edilmeleri üzerine düşünmek için de oldukça ideal. Bunun nedeni, birçok insanın hala otistik insanlarla ilgili bu durumu tam olarak anlamamış olması. Bu nedenle, durumu tam analiz edememiş olan bu insanlar, otistik insanların ihtiyaçlarını karşılamalarına ve tam potansiyellerine ulaşmalarına yardımcı olamazlar. Durumu daha da ciddi yapan şey, insanların nüfus içerisindeki otizm spektrumunu hala tam olarak anlamaması.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 2007 yılında otistik insanların günlük yaşamlarının iyileştirilmesine katkıda bulunma ihtiyacını vurgulamak üzere bir tarih belirlemeye karar verdi. Bundaki amaç, onların topluma entegrasyonundan daha fazlasını temin etmek ve daha ileri gidebilmeleri adına onları teşvik etmekti. Aynı zamanda, benzersiz olduklarını, hayatlarından tam anlamıyla zevk alabileceklerini ve içerisinde bulundukları toplulukların arasında hayallerinin peşinden gidebileceklerini göstermek istiyorlardı.
Siz de, bu konuya yaklaşırken, bu nörolojik ve gelişimsel durumun geniş bir yelpazeye sahip olduğunu unutmamalısınız. Konu iletişim ve özerklik olduğunda bazı insanlar diğerlerinden daha sınırlı olabiliyor. Örneğin, oldukça dikkate değer entelektüel becerilere sahip Asperger’lı insanlar var.
Buradaki çıkış noktamız, her insanın benzersiz ve olağanüstü olduğu. Herkesin, tıpkı diğer insanlar gibi, hayallerinin yerine getirilmesi ve mutlu olması için kabul edilmiş hissetmesi gerekir.
“Çocukların gelişmek için farklı şeylere maruz kalması gerekiyor. Eğer böyle bir duruma hiç maruz kalmadıysa, bir çocuk bir müzik aleti çalmayı sevdiğini asla anlayamayacaktır.”
– Temple Grandin
Otistik insanlar giderek karmaşıklaşan bir dünyada yaşamak zorunda kalıyor
“Otistik” kelimesi, ne yazık ki, genellikle aşağılayıcı bir şekilde kullanılmakta. Toplum içerisinde, bu kelime, gerçeklikten uzak görünen bir kişiyi belirtmek amaçlı kullanılıyor. Çoğu insanın unuttuğu şey bir insanın kendine ait hiç bir etiketinin olmadığı ve aslında bu nörolojik durumun ortaya çıkış şeklinde büyük değişkenliklerle karşılaşılabiliyor. Yetişkinliğe ulaşmasına rağmen hiçbir zaman bu anlamda bir tanı konmamış olan ve kendilerinin de otizm spektrumunun içerisinde bir yere denk gelebileceğinin farkında olmayan binlerce insanı etkileyen bir problem bu.
Örnek verecek olursak, CDC (Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri), bu bozukluğun popülasyondaki insidansını keşfetmek üzere bir araştırma yapmıştı. 2008 yılında yaptıkları bu çalışma sonucunda, istatistiklerin, 88 çocuktan 1’inin bu durumu yaşadığını göstereceğini tahmin ettiler. Bir kısmı hafif derecede algılanabilir özellikler ve davranışlar sergilerken, diğerlerini aileleri veya okullarının verdiği bilgiler aracılığıyla hızlı bir şekilde tanımlayabildiler.
Benzer şekilde, bugüne kadar, insanlar bir bebeğin neden belirli durumlarda bu şekilde özel bir beyin yapısı geliştirdiğini hala bilmiyorlar. Hiperbağlantı, beyaz maddede aşırı aktif nöral cisimler, aşırı yoğun ve derin dendritlerin sonuçları… Bu değişimlerin hepsi, bir beyni dil sorunları ve dikkat, sosyalleşme sorunları, duyularda aşırı duyarlılık ve netlik gibi yürütme süreçlerindeki değişik sonuçlarla şekillendirir.
Şimdi, her bireyde az ya da çok görülme sıklığı olan bu nörolojik özel durumlarla ilgili akılda tutulması gereken bir şey var, otistik insanlar da heyecanlanır, hisseder, sever ve rüya görür…
Otizmli insanlar ve duygu dünyaları
Otizmi olan insanlar, diğerleri ile aynı şekillerde duygular hissederler. Ancak, duygularını anlama ve yorumlama tarzları aynı şekilde olmayacaktır. Dahası, çoğu durumda olan şey, bu duygusal durumların nasıl üstesinden geleceklerini ve bunlarla nasıl başa çıkacaklarını bilmemeleri.
Aynı şekilde, insanların geri kalanının duygularını da tanımlayabilirler; ancak nasıl tepki vereceklerini veya ne yapacaklarını bilemeyebilirler.
Sosyal işaretleri yakalarlar ama anlamazlar. Gözlerler ancak belirli durumlarda başkalarının onlardan ne beklediğini göremez veya anlayamazlar. Yine de bu durum hiç birşey hissetmedikleri anlamına gelmez. Bu onların da sevemeyecekleri veya aşık olamayacakları anlamına gelmez. Çünkü bunu kendi yöntemleriyle yapıyorlar ve bunu kendi dillerince ifade ediyorlar.
Otistik insanlar için teşvik ve güçlendirme
Otizmi olan insanlar sosyal anlamda teşvik ve güçlenmeye ihtiyaç duyar. İlk olarak, herhangi bir şekilde bu soruna denk gelen herkes, özellikle Rett sendromu veya Heller sendromu gibi daha ağır bir hastalığı olanlara saygı duymalı ve onları desteklemeli. İkinci olarak, Asperger hastası olan veya az ya da çok işlevsel otizmi olan her çocuk veya yetişkin potansiyelini tam olarak geliştirebilir bir şekilde yaşamalı. Tek ihtiyaçları olan, topluluğun bir parçası olduklarını hissetmek.
Bu oldukça sağlıklı ve son derece değerli kolektif yapı içinde, üstesinden geldikleri her zorluk için gösterdikleri her çabanın tam anlamıyla tanınmasını hak eden bireyler ve aileler var. Bunun yanında, kişilerin sözlü iletişimi güzel kullanamamaları, daha az zeki oldukları veya söyleyecek hiçbir şeyleri olmadığı anlamına gelmez.
Aynı şekilde, otizmi olan kişilerin teşvik edilmeleri ve güçlendirilmeleri için başka bir destek noktası daha gerekiyor. Onları anlamanın önemli birşey olduğu konusunu umursuyorsanız bir şekilde onların dünyasına girmeye istekli olmalısınız.
Otistik insanlar, durumlarını bir sorun veya bir sakatlık olarak algılamazlar. Bunun nedeni, ne bozuk ne de kusurlu olmalarıdır. Sadece oldukça farklılar ve çeşitlilikten korkmayan bir topluma katkıda bulunabilecekleri benzersiz yetenekleri var.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.