Okumayı Öğrenmek: Faktörler Ve Etkenler

Okumayı Öğrenmek: Faktörler Ve Etkenler
Sara Clemente

Yazan ve doğrulayan Psikolog ve gazeteci Sara Clemente.

Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

Okumayı öğrenmek, günden güne ilerleme kaydedilen yavaş bir süreçtir. Okumak için pek çok bilişsel ve dilsel beceri gerekir. Bu becerinin kazanılmasında doğrudan ya da dolaylı yoldan etkili olan pek çok faktör var. Özellikle de çocuklar söz konusu olduğunda durum böyle.

Çocukların durumunu düşünürsek, okumayı öğrenmek yalnızca uyarlanabilir değil aynı zamanda interaktif ve eğlenceli bir şey olmalı. Bu faktörler duygusal, fiziksel ve entelektüel olarak üç kategoriye ayrılabilir.

Genellikle son iki kategoriyi esas kategoriler olarak düşünmeye eğilimliyiz. Gerçek şu ki okumayı öğrenirken psikolojik ve çevresel faktörler de başarıya ya da başarısızlığa yol açabilirler. Gelin her birini detaylı bir şekilde değerlendirelim.

Okumayı öğrenmek ve duygusal faktörler

Okumayı öğrenmek için temel gerekliliklerden biri öğretmenlerin ve ebeveynlerin okumayı öğretirken takındıkları tutumdur. Pek çok durumda bazı yetişkinlerin davranışları, çocuklar için bu sürecin zorlaşmasına neden olabilir. Ancak her zaman böyle olmaz.

anne kız çocuğu okumayı öğrenmek

Bunun örneklerinden biri aşırı korumacılıktır. Bazı çocuklara bebeklermiş gibi davranılır. Onlar kendilerini aşırı şekilde koruma altında hissederler. Bu çocuklar yeni bir zorlukla yüzleşmeleri gerektiğinde büyük ihtimalle kendilerinden emin olamayacaklardır. Böyle bir zorluğa katlanmayı reddetmeye meyilli olacaklardır.

Aynı şekilde aşırı esnek davranmak da disipline, sorumluluk duygusuna ve iyi alışkanlıkların edinilmesine zarar verir. Kuralların eksikliği çocuğun motive olamamasına neden olabilir. Çocuk, çaba göstermesi gereken şeyler yapmaya kalkıştığında bunu hissedecektir.

Aynı şekilde aile üyelerinin ve öğretmenlerin aşırı baskı yapması da çocuğu negatif yönde etkileyebilir. “Bunu şimdiye kadar öğrenmiş olmalıydın.” gibi laflar morallerini bozup cesaretlerini kırabilir. Aynı şey “Sınıf arkadaşlarının çok gerisindesin.” gibi yorumlar için de geçerlidir. Bu tür yorumlar çocuğun vazgeçmesine bile neden olabilir.

En kötüsü de okumayı öğrenmeyle ilgili bu hayal kırıklığı ve motivasyon eksikliğinin okulla ilgili her şeye yansımasıdır. Çocuğu akademik hayatında başarısız olma korkusu sarabilir. Bunu çocuğun kaçınılmaz olarak aşağılık kompleksine kapılması izler. Çocuğun kendi yaşıtlarıyla yaşadığı uyum ve adaptasyon sorunları artabilir.

Fiziksel faktörler

Okuma becerisi için görme ve duyma temel faktörlerdir. Hatta okumanın ötesindeki seviyeler için duyma becerisinin görme becerisinden daha önemli olduğunu düşünen yazarlar vardır.

Görüş keskinliğinin eksik olması veya göz kaslarının zayıflığı okuma becerisini zayıflatabilir. Aynı şekilde sağırlık da bu süreci kısıtlayabilir. Bu tür sorunlar 3 yaşından önce fark edilirse, dilbilgisi ve okuma gelişimini bu denli etkilemeyebilirler.

Entelektüel faktörler

Kızların erkeklere göre erken olgunlaştığı fikrini destekleyen pek çok çalışma vardır. Entelektüel gelişim hızındaki bu farklılığın sebebi kızların sol beyin küresinin kısmen daha baskın olmasıdır. Bu nedenle, bu beyin küresi tarafından yapılan okuma aktivitesi daha iyi olmaya meyillidir. Daha az hata yapılır ve kavrama kabiliyeti daha fazladır.

Bu nedenle çocuğun doğru bir şekilde okumayı öğrenebilmesi için gereken ilk şey beyindeki küresel yerleşimdir. En azından vücudun iki tarafından birinin kullanılmasının tercih edilmesidir. Bu, beyin yarım küreleri arasındaki farklılaşma eksikliği nedeniyle ortaya çıkan çatışmanın önüne geçecektir.

Bir fonksiyon beynin yarım kürelerinden birinde yerleşik hale gelmediğinde bir dizi bozukluk meydana gelebilir. Bu bozukluklar okuma becerisini etkileyebilir. Bunlardan bazıları kelimeleri hecelerken veya yazarken zorluk çekilmesidir.

kitap okuyan kız çocuğu

Anlamak ve okumak

Bu iki şey birbirinin aynısı gibi gözüküyor olabilir ama aslında öyle değildir. Kaç kez bir kitabı okumak için bir yere oturduğumuzda onu gerçekten okuduk? Kitabı okumaya başladıktan beş dakika sonra ne okuduğumuz hakkında hiçbir fikrimiz olmadığını fark ederiz.

Okuduğunu anlamanın temelinde dikkatli olmak yatar. Konsantre olmazsanız kendinizi bilişsel açıdan işlevsiz bir halde, kelimelere bakarken bulursunuz.

Okuduğumuzu anlamamız için bir dizi dilsel süreç yaşanmalıdır. Bu, kelimelerin anlamsal ve sözcüksel özelliklerinin de ötesinde bir şeydir. Yorumlamak, uygun bir bağlama yerleştirmek, problem çözmek ve akıl yürütmek bu süreçlerden bazılarıdır.

Anlamak duyuların (görsel ve işitsel) ötesine geçer. Bir metnin içeriğini aktif bir şekilde inşa etmek anlamına gelir. İşte bu, okuma piramidinin tepe noktasıdır. Bir mesajı deşifre etmek demektir.

Okumada ailenin etkisi

Çocuğun çevresi ne kadar ufuk açıcıysa biz de ona o kadar büyük ölçüde yararlı katkı sağlayabiliriz. Bu yüzden çocuğun öğrenme sürecinde ebeveynlerinin etkisinin ağırlığı çok önemlidir. Ayrıca, ebeveynlerin okuma alışkanlıkları da çocuğun okuma becerisini kazanma sürecini etkiler.

ev çadır okuyan baba ve çocuklar

Ebeveynleri çok okuyan çocuklarla, kitap okuyan bir rol modele sahip olmayan çocuklar arasında belirgin farklar vardır.

Örneğin çok okuyan ebeveynler çocukları uyumadan önce onlara kitap okumaya daha çok meyillidirler. Ayrıca bu tür ailelerin evlerinde çocukları okumaya davet eden kitap, gazete ve dergi gibi uyarıcılar olabilir.

Öte yandan okuma konusunda başarısız olan çocuklarda sıklıkla görülen belirtilerden biri de çok çekingen olmalarıdır. Hemen utanıp sıkılmaya, kızarmaya meyilli de olabilirler. Bir şekilde bencil görünmelerine sebep olabilecek aşağılık kompleksi gibi hislere kapılmaları da normaldir. Bunun nedeni içten içe endişeli hissetmeleridir.

Genellikle tırnak yeme veya uykusuzluk gibi kaygılı olduklarını gösteren alışkanlara sahiptirler. Bu yüzden bu tür durumlar konusunda aşırı özenli olmak önemlidir. Bu sayede başarısızlık veya o genel hoşnutsuzluk hissinden uzak durabilirsiniz. Unutmayın, ailede okumaya önem verilmesi çocuğun okumayı öğrenme sürecini etkiler.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Trianes, M. V. y Gallardo, J. A. (2004). Education and development psychology in school contexts. Madrid: Pirámide


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.