Logo image
Logo image

Neden İlişkiler Beni Sürekli İncitiyor?

3 dakika
Neden İlişkiler Beni Sürekli İncitiyor?
Son Güncelleme: 18 Mayıs, 2018

İlişkiler: Çok karmaşıklar! Haz, korku, umut, acı, hasret, nefret dolu… Çok yoğun ve kırılganlar. Ama her zaman doğru seçim yapmayı beceremeyiz. Hatta hepimiz her defasında incinen, bir talihsiz ilişkiden diğerine koşan birini tanırız.

Talihsizlikler olur çünkü güvenimizi hak eden insanların kim olduklarını bilemeyiz. Onları güvenimizi hak etmeyen insanlarla karıştırırız. Benmerkezci, yalnızca kendilerine hizmet etmek için yaşayan insanlar.

Sürekli iniş çıkış yaşanan bir ilişki. Ta ki bir gün kendinizi soktuğunuz bu döngüden çıkmayı becerememeniz yüzünden yıkılmış paramparça bir oyuncak olarak uyanana kadar.

Some figure

İlişkilerde incinmek

Deneyim bize çok şey öğretir. Eğer bir şeye ilk dokunuşumuzda elimiz yanarsa ona bir daha dokunmayız. Belki her zaman değil ama – bazı insanlar bile bile tekrar dokunur. Bazı insanlar hislerinin doğru olduğunu iki kez kontrol etmeye ihtiyaç duyar… Ve elbette kendilerini tekrar yakarlar.

Gerçekten kalpleri o kadar geniştir ki insanlara her zaman şans vermek isterler. Ancak yıpranan her zaman onlar olur, yine en başa dönerler.

Ancak bir de böyle olmadığınızı hayal edin. Bir kez yandığınızda bir daha aynı hatayı yapmadığını düşünün.  Maalesef bu da sizi başka bir uç noktaya götürebilir ve etrafınızdaki insanların hiçbirine güvenmemeye başlayabilirsiniz. Kalın ve ısıya dayanıklı eldivenler giyersiniz. Kendinizi hayat yolunda bir kalkanla birlikte yürürken bulursunuz.

Bu tür insanlar başkalarıyla bir arada yaşayabilirler ancak her zaman korku içinde ve yüzeysel davranırlar. Eldivenleri başka insanların sıcaklığının onlara ulaşmasını engeller. Halbuki sevginin yaydığı sıcaklık bizim için iyidir.

O halde ne olur? İki şey olabilir. Birincisi, eldivenlere alışırız. Artık onları çıkarmayı düşünmeyiz. Böylece sevginin sıcaklığından hayat boyu mahrum kalmış oluruz. İkincisi ise eldivenlere alışmamaya çalışırız ve onları çıkarmamız gerektiğini hissetmeye başlarız.

Duyduğumuz istek çok güçlü bir duygu gibi hareket edecektir. Onu içimize attığımızda ya da baskı altında tuttuğumuzda, enerjisinden etkilenmekten kaçınmaya çalıştığımızda bir saatli bombaya dönüşür. Hiç beklemediğimiz anda patlayacak bir bombadır bu.

Böylece, o koruyucu eldivenleri çıkarmaktan korkan endişeli bir kişi, sonunda bunu birdenbire yapmak zorunda kalacaktır. Sonuçta, dokunmak üzere oldukları objenin ne kadar sıcak olduğunu düşünmeyecekler.

İncinmemek için ne yapabilirim?

Tüm duyularınızı harekete geçirin. O kişinin başkalarına nasıl davrandığını gözlemleyin. Başkalarının arkasından dedikodusunu yapan biri sonunda sizin arkanızdan da dedikodunuzu yapacaktır. Başkalarının duygularına önem vermeyen biri sizin duygularınızı da önemsemeyecektir. Kendisini korumak için yalan söyleyebilen biri size de yalan söyleyecektir. Başkalarını yalnızca kullanabileceği önemsiz aletlermiş gibi gören biri, onlara izin verdiğiniz takdirde sizi de alet çantasına atacaktır.

Önemli olan onlar hakkında sosyal medyada gördüklerinizden ya da yaptıkları konuşmada duyduklarınızdan başka şeyler öğrenmektir. Amaç onları bütünüyle anlamak ve onlarla ilgili seçtiğimiz parçaların uyum içinde olup olmadığını görmektir.

Onların tasarlayıp bize verdikleri parçaya razı olmamak önemlidir. Kendimiz tasarlamayı denemeliyiz ve hoşlanıp hoşlanmadığımıza, onu hayatımızın bir parçası yapmak isteyip istemediğimize karar vermeliyiz.

Some figure

Birinin hayatımıza girmesine izin vermeden önce, onun hikayesini öğrenmek iyi bir fikir olabilir. En azından hayatlarının bir kısmı hakkında bilgi sahibi olmak. Hayatlarında başlarına gelen zorluklarla nasıl başa çıktılar, ne gibi mücadelelerin içinde bulunmayı tercih ettiler, gelecekle ilgili hayalleri neler ve kendileri için neler yapmak istiyorlar?

Bazı insanlar bizi yakacak

Biz istediğimiz kadar insanların içindeki iyiliğe inanalım, bizi yakanlar olacak. İçinde bulundukları koşullar veya genetikleri nedeniyle, bazı insanlar muazzam boyutta yıkıcı güce sahip. Ve bazıları bunu saklama konusunda usta. Kurbağanın hikayesini biliyorlar. Şu, içinde soğuk su bulunan kaba giren ve su sıcaklığının yükselmekte olduğunu,  haşlanacağını zamanında fark edemeyen kurbağa.

Yani bazı insanlar kendilerini “soğuk su” gibi yansıtıp, güvenimizi kazanır kazanmaz sıcaklığı yükseltmeye başlayabilirler. Böylece neredeyse biz fark etmeden bizi yakmaya başlarlar. Bu yüzden de sudan çıkmaya karar verdiğimizde çoğu zaman çoktan yanmış oluruz.

Bu nedenle, tıpkı dünya gibi insanların da sürekli değiştiğinin farkında olmalıyız. Önemli olan paranoyak davranmadan ve sürekli ilişkinizden şüphe duymadan her daim gözlem halinde olmanızdır. Böylece yavaş yavaş gerçekleşiyor olsalar bile gözden kaçırmadan değişiklikleri fark edebilirsiniz.