Narsisizm: Televizyon ve Sinemadaki Karakterler
Narsisizm bugün hiç olmadığı kadar yaygın, özellikle genç nesillerde. Kısmen kitlesel medyanın bunu desteklemesindendir ve sosyal medyanın da bu manada pek de masum olduğunu söyleyemeyiz. Günümüzde sürekli özel hayatlarımızla gösteriş yapıyoruz.
Sigmund Freud narsisizmi “ego-libido” olarak tanımlamıştır. Bir diğer deyişle kendinize cazip geldiğiniz demektir. Herkesin libidosu vardır fakat bazı insanların daha gözle görülür narsist bir tip libidosu vardır. Fakat bu tip kişiliğe sahip insanlar kendilerine tam olarak aşık değillerdir.
İşin aslı, kendilerinden çok emin gibi görünürler ve kendileriyle alakalı çok üstün düşünceler içerisindedirler. Ayrıca gerçeklikle alakalı öznel bir bakış açıları vardır ve dünyayı bu çerçeveden görürler. Tam da bu yüzden bunalımlarla baş etmeleri onlar için bu kadar zordur.
“O, güneşin kendi ötüşünü duymak için doğduğunu sanan bir horoz gibiydi.”
– George Eliot
Deneyimlerinizin de size anlatacağı gibi bir şeyden çok az olması da çok fazla olması da nadiren iyidir. Her zaman bir denge bulmalısınız. En sağlıklı seçenek kendinizi sevmeniz fakat kim olduğunuza dair deforme olmuş veya gerçek dışı bir algınızın olmamasıdır.
Televizyon ve sinemada narsisizm
Kurguda narsisist libidonun çok ilginç örneklerini görebiliriz. Size, çoğunuzun tanıdığı 5 örnek vereceğiz. Sonrasında ise narsisizm konusuna büyük katkılarda bulunmuş psikanalist Heinz Kohut’tan birkaç çözüm göstereceğiz.
1. Tony Soprano (“The Sopranos”, 1999-2007)
HBO’nun meşhur mafyası sürekli örgütü içerisinde mümkün olduğunca fazla güç sahibi olmaya çalışmaktadır. Gerçekliğe dair nesnel bir bakışı yoktur. Aksine, her şeye kendi bakış açısıyla bakar ve olabilecek en iyi bakış açısının da bu olduğuna inanır. Bu ona umursamazca şiddet uygulaması için açık çek verir. Hatta bazı durumda psikiyatristi Dr. Melfi’nin onu bir sosyopat olarak sınıflandırdığı bile olur.
Elbette Tony Soprano’nun suçlarını affedemeyiz fakat ona verdiğimiz reçete yaratıcılıktır. birçok şeyi yapmanın ve problem çözmenin onca yolunu görmek aksiyon almanın olduğunuz yerde hayal kırıklığına uğramaktan çok daha kolay olduğunu fark etmenizi sağlayacak. Enerjinizi yaratıcı eyleme odaklamak başka insanların ilgisine duyduğunuz ihtiyacı azaltacak ve kendiniz hakkında o kadar da düşünmemeniz anlamına gelecektir.
2. Joffrey Baratheon (“Game of Thrones”, 2011-günümüz)
Joffrey kendisiyle ilgili her şeyi sever ve hiçbir zaman doğruyu yapıp yapmadığını sorgulamaz. Onun durumunda tahtta olduğu gerçeği güç ve ilgi arzusunu güçlendirir. Dış etkilerden bağımsız hareket eder, agresiftir ve her zaman aksiyon almaya isteklidir.
Şakalarınızın hiçbirini komik bulmayabilir fakat ona mizah öneriyoruz. Mizah, zorlukları aşmak gibidir. Kendinize veya herhangi bir şeye gülmek sizi sakinleştirir ve kendinizi iyi hissetmenizi sağlar. Aniden yükleriniz hafifler hatta bazen onların var olduğunu unutturacak kadar hafifleyebilir.
3. Lucrecia (“Red Eagle”, 2009-2016)
Lucrecia, “Red Eagle” (Aguila Roja) isimli İspanyol dizisinin bir karakteridir. Onun narsisizmi daha tipiktir çünkü her an güzelliğiyle gösteriş yapmayı sever ve bazen oldukça seksüeldir. Buna ek olarak kadınların söz veya oy hakkı olmadığı bir dönemde; tek önemli olan şey güzellikleriydi. Ayrıca yüksek bir statüye sahiptir bu da onu özgüvenli davranmaya ve başka insanların yanında üstün tavırlar sergilemesine neden olur.
Narsisizmin üstesinden gelebilmenin en iyi yollarından biri bilgeliktir. Hayatta neyin önemli olduğunu ve ona nasıl tutunabileceğini öğrenebilirse, hırs ve yozlaşmanın onu yok etmesine izin vermezdi. Çok daha mutlu ve huzurlu bir hayatı olurdu.
4. Black Jack Randall (“Outlander”, 2014-günümüz)
Jack İngiliz ordusunda bir yüzbaşıdır ve gücünü kullanmaktan hoşlanır. Kurallara aldırmaz, küstahtır ve her şeye kendi bakış açısından bakar. Ayrıca son derece agresiftir. Bu mantıklıdır çünkü belli başlı bir sosyal sınıfa mensup olmak sahte bir üstünlük hissine yol açabilir ve sonrasında da narsisizme yol açabilir.
Bunu yenmenin bir yolu da empatidir. Bir başkasıyla bağ kurmak veya kendinizi onların yerine koymak kendinizi bir saniyeliğine bile olsa unutmanızı sağlar. Daha az bencil olan ve daha arkadaşça olan hislerin gelişmesine izin verir.
5. Ross Poldark (“Poldark”, 2015-günümüz)
Bu karakterle ilgili en iyi şeylerden biri, fevri olduğu için birçok hata yapmasıdır. Yüksek enerjili davranış biçimi narsisist kişilikler arasında oldukça yaygındır. Doğru şeyi yapıp yapmadığını sorgulamasına engel olan şey de fevriliği ve asiliğidir. Doğru şeyi yaptığını var sayar; kendine çok güvenir.
Ross bedeniyle ilgili çok düşünmez fakat bu çekici olduğunu bilmediği anlamına gelmez. Genellikle bu tip bir özelliği kadınlarla ilişkilendiririz fakat aslında her iki cinsiyette de görülmektedir. Bu her zaman iyi giyimli olmakla alakalı değildir çünkü iyi görünmenin birçok yolu vardır.
Ross için kendini kabul etmesini öneriyoruz, bu sayede yaptığı hatalar sonrasında canını o kadar da yakmayacaktır. Öyle veya böyle, hepimiz aynı şeyi yapmayı denemeliyiz: kusurlarımızı kabul etmek. Her zaman aklınızın bir köşesinde zayıflıklarınız olsa bile hala amaçlarınıza ulaşabilirsiniz.
Büyük ihtimalle diğer televizyon veya sinema karakterleri, hatta böyle bir arkadaş veya bir tanıdığınızı bile düşünmüş olabilirsiniz. Birçok insanın kişiliğinde narsisist parçalar bulunur. Dengenizi bozmadığı sürece kötü bir şey değildir.
Ayrıca, yüksek bir özgüvene sahip olmakla da karıştırmamalısınız. Eğer birisinin özgüveninin aşırı yüksek olduğunu (ve sorun yarattığını) görürseniz veya kendinizde bunu deneyimlerseniz bu makalede üstünden geçtiğimiz yöntemler yardımcı olabilir.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.