Mucize Diye Bir Şey Var Mı?
Ezelden beri insanlar, gerçek ama olağanüstü olaylara dair hikayeler anlatmışlardır. Bunlar genelde dinlerle yayılan hikayelerdir. Muhtemel olmayan durumlardan söz ederler ve neredeyse her zaman iyileştirici mucizelerden söz ederler.
Budizm gibi en öze dönüşlü dinler bile böyle hikayelere sahiptir. Bunlardan bir kısmında ışınlanma, hayaletler, ortadan kaybolmalar, geleceğe dair mesajlar, kıyamet haberleri ve saire vardır.
“Benim için günün ve gecenin her saati, tarif edilmez ve mükemmel bir mucizedir.”
– Walt Whitman
İnananlar için bütün bu “mucizeler”, bir tanrının varlığına dair kanıtları güçlendirir. Din, bir inanç meselesidir ve inanç da hiç kanıt olmadığında tam olarak inanmaktır. Fakat inananlar bu tür anlatıları çoğu zaman temel ve gerçek kabul eder.
Filozoflar ve bilim insanları, bu tür gösterilere şüpheyle yaklaşır. Temel eleştirileri, inananların bu tür fenomenleri onaylama metotlarını sistematik olarak reddediyor olmasıdır. Bunları onaylayan kişiler, neredeyse daima dindar kişiler ya da inananlardır ve bunu bilimsel olmayan yöntemlerle yaparlar.
Mucizeler ve Meryem’in gözüktüğü vakalar
Farklı araçlarla yayılan mucize hikayelerinde “Meryem’in gözükmesi” denen olaylar öne çıkmakta. Bakire Meryem’in inananlar için değeri ne olursa olsun, bu olaylar vasıtasıyla yayılan mesajlar çok ilgi çekici.
Meryem’in görüldüğüne dair hikâyelerde yaygın bazı şablonlar vardır. Neredeyse her seferinde çok az eğitim görmüş mütevazı insanların başına gelmiştir bu olaylar ama kilise görevlisi kişiler ya da bilimadamları tarafından hiç yaşanmamıştır. İnananlar, Meryem’in sıradan insanları seçtiğini çünkü onların daha erdemli olduğunu söylemektedir. Ama bu gerçeğin göz ardı edilmemesi gerekir.
Diğer yandan, bu görünümlerin mesajlarını ele alırsak, Bakire Meryem’in açıkça siyasi bir tavır içinde olduğunu görürüz. Mesela, 1917 senesinde Sovyetler Birliği’ne karşı konumlanmış ya da Bosna Hersek’te (Medjugorje) barışı istemiştir. Meksikalılar, Guadalupe Meryemi mucizesinin Meksika’daki İspanyol sömürgecilerin ilmihal öğretme çabalarına denk geldiğini söylüyor.
Gerçek şu ki Bakire Meryem yalnızca Amerika ve Avrupa’da görünmüştür; mesela Afrika, Asya veya Okyanusya’da bu tür olaylara hiç rastlanmamıştır. Ayrıca Meryem’in mesajları temelde tehditlerden ibarettir. Dünyayı korkunç olayların beklediğini haber verir ve insanları dine dönüp dua etmeye çağırır. Bu fenomenlerin geçerliliğini sorgulayan ve bunları dinden ziyade paganizme yakın gören rahipler dahi vardır.
Mucizeler ve inanma arzusu
Dini inançlar, çok büyük saygıyı hak eden ve her insanın sahip olduğu vicdan özgürlüğünün parçası olan samimi bir meseledir. İnançları sayesinde hastalıklarından kurtulan yüzlerce insan vardır.
Dindar insanlar bu olayları mucize olarak tanımlar. Tanrı’nın müdahalesini onaylayan olaylardır bunlar. İnanmayanlar ise bunların psikomatik hastalıklar olduğunu ve doğrudan sinir sistemini içerdiğini söylemektedir. Başka bir deyişle, “derman” aslında oto-telkindir.
Bu “mucizelere” tanık olduğunu söyleyen insanların çoğu, yalan söylememektedir. Gerçekten iddia ettikleri şeyi yaşamaktadırlar. Ne var ki bütün bunların gerçekte değil zihinde gerçekleştiğini düşünmemiz için neden vardır. Mesela ortaya çıktığı şekilde iyileştirilebilen histerik körlük vardır: güçlü bir psikolojik tecrübe vasıtasıyla.
Sahtekârlık ya da en azından kanıtların ötesine giden şeylere inanma arzusunun olduğu durumlar da vardır. Bilimin işaret etmesi sonucunda dinin hata yaptığını kabul ettiği birçok örnek vardır. Mesela; Kopernik, Galileo ya da Darwin’in haklı olduğu ortaya çıktı.
Kişinin vicdanına göre herkes ya inançlıdır ya da inançsız. ama gerçek inanç, sağlam olmak için mucizelere ihtiyaç duymaz. Hele korkuya hiç gereksinimi olmaz. Aynı şey, ateistler için de geçerli.
Belki hepimiz, olağanüstü olaylardan çok daha güçlü ve değerli günlük mucizeler olduğunu kabul etmeliyiz. Yaşamak, nefes almak sevmek ve her şeye rağmen başarmak, her gün kutlamamız gereken muhteşem mucizelerdir.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.