Milan Kundera'dan 10 Unutulmaz Söz
Milan Kundera’nın her sözü bir sanat eseri niteliği taşıyor. Büyük çoğunluğu da elbette edebiyat dünyasına kattıklarından. Sadece romanlarındaki harika parçalar değil aynı zamanda dünya ve insan üzerine düşünceleri de bu önemli katkılarına dahil.
Milan Kundera 1929 yılında Çekoslovakya’da doğdu. 1975 yılında Fransa’ya göç etti ve 1981 yılında Fransız vatandaşı oldu. Memleketinden uzak yaşaması nedeniyle son dönem yazılarının çoğu Çekoslovakya’da geçmektedir.
Milan Kundera’nın yazılarında insan bilinç altının labirentindeki derinliklere inen zeki bir yazarla karşılaşıyoruz. Bu nedenle yıllardır okuyucuları onun Nobel edebiyat Ödülü’nü almasını dört gözle bekliyordu. Şimdi ise sizlere güzel birkaç alıntı sunarak Milan Kundera’ya biraz daha yakından bakma fırsatı vereceğiz.
“Yükümüz ağırlaştıkça canımız dünyaya yaklaşır, daha gerçek ve daha güvenilir olur.”
– Milan Kundera
Milan Kundera’nın unutulmaz sözlerinden biri
Bu düşünce insanı sadece harika bir yazar değil. Aynı zamanda zamanımızın iyi bir felsefecisi olduğunu da bizlere kanıtladı. Dünya görüşü çok gerçekçi ve aynı zamanda değişken. Bunlardan biri de bilinçaltı motivasyonun nasıl yakalanacağıyla ilgili.
Bu aslında birçok sözünde görülen bir şey. Aşağıdaki sözünde düzenle ilgili takıntımızı nasıl irdelediğini görebilirsiniz.
“Her şeyi bir düzene sokmaya çalışma çabamız, insan dünyasını inorganik bir krallığa yani her şeyin ilerlediği ve kişisel olmadığı bir düzene dönüştürüyor. Düzene özlem aynı zamanda ölüme özlemdir. Çünkü hayat düzenin daima değişmesinden ibarettir.”
Güç ve dünya
Kundera’nın Çekoslovakya’da geçen öykülerinin çoğunda tema güçtür. Güç ve güç ahlakı üzerine çok eleştiri yapar. Örneğin bu sözünde olduğu gibi;
“Bu dünyada her şey önceden affedildiği için her şey yasaklıdır.”
Kundera katı Sovyet kuralları altında yaşadı. Rejimin dayattığı kurallar düşünce özgürlüğünü kısıtlıyordu ve üzerinde büyük etki bırakmıştı. Bir başka sözü:
“Ülkenizde yasaklı tek bir kitabınız olması, üniversitelerimizden çıkan milyarlarca sözcüğün size yasaklı olmasıdır.”
Haklı. Gücün ele geçirmeye çalıştığı şey kitaplarda yasaklı olanlarda gizli.
Aynı şeyi bu sözünde de tekrarlıyor. “İnsanın güçle imtihanı hafızanın unutuşla imtihanı gibidir.” Güç insanı ele geçirdiği zaman güçlü olan kişi her şeyin ve herkesin ona boyun eğmesini bekler. Ancak genelde tarih tekerrür eder. Hafıza döngüyü kıran tek şeydir.
Aşk ve korku
Aşk, Kundera’nın kitaplarında ele aldığı konulardan bir diğeridir. Var Olmanın Dayanılmaz Hafifliği isimli kitabında şanslı bir tesadüf ele alır.
“Bir aşk unutulmaz olacaksa eğer, küçük rastlantılar Assissili Francis’in omuzlarına konan minik kuşlar gibi hemen o an kanat çırpa çırpa gökten aşağı doğru süzülmelidir.”
Milan Kundera’nın daha pek çok sözü kayıtsızlık ve unutmak üzerinedir. Örneğin bu sözünde çok şiirsel bir dille bunu ifade etmiş:
“Çözülmenin batışında her şey nostalji ışığında aydınlanır.”
Bir artık yanınızda değilse gerçeklik bir örtünün altında kalır.
Korku ve diğerleri
“Korkunun kaynağı gelecektedir ve gelecekten kurtulmuş bir insanın korkacak hiçbir şeyi yoktur.”
Endişenin nedeni aslında olmamış olaylardır. Bir şey olma ihtimali insanları bazen korkutur. Aslında korkularımızın kaynağı çoğunlukla gerçek hayat değil hayal gücümüzdür.
Dünyayla yüzleştiğimiz zaman bir boşluk ve yabancılaşma hissederiz. Kundera şöyle diyor:
“Birbirimizi neden rahatsız ettiğimizi hiç bilmeyeceğiz, bizi neyin kibarlaştırdığını ya da aptallaştırdığını da. Kendi hayalimiz en büyük gizem.”
Anlayış ve hassasiyet
Kundera birçok yazısında bu ikisinden söz eder. Hayvanların da yazdıklarında büyük yeri vardır. Hem oldukları gibi hem de temsil ettikleriyle hayvanlar Kundera’nın kullandığı karakterlerdir.
“İnsanlar en büyük ahlak testini, hayvanlara nasıl davrandıklarıyla verir.”
İnsanlardaki merhamet acılarını da gösterir. Bunu en iyi şu söz açıklıyor:
“Çünkü merhametten daha ağır bir şey yoktur. Kişinin kendi acısı bile, bir başkasının acısını, tahmin edilen ve binlerce kez yankı bulan acısını hissetmek kadar ağır değildir.”
Başka bir deyişle bazen sevdiğimiz birinin canının yandığını görmek kendi canımızın yanmasından daha zordur.
Sonuç olarak bu sözler Milan Kundera’nın büyük eserlerinden sadece küçük bir kesit sunuyor. Milan Kundera kesinlikle başarılı çağdaş yazarların başında geliyor. Birçoğunun aksine o, zamanımızın ruhunu yakalamış durumda. Ve bunu da yazdıklarındaki mükemmel anlatısıyla bize sunuyor.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.