Logo image
Logo image

Lacan ve A Nesnesi Teorisi

5 dakika
Objet petit a ya da a nesnesi, Jacques Lacan'ın en bilinen teorileri arasında bulunmaktadır. Aşağıda yer alan yazımızda, bu teori ile ilişkili olan arzu, memnuniyetsizlik ve bu duyguların yer değişiminden bahsedeceğiz.
Lacan ve A Nesnesi Teorisi
Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

Psikanaliz söz konusu olduğunda en sık karşı karşıya kaldığımız durum, kendimizi bu disiplinin babası olarak kabul edilen Sigmund Freud’un hemen yanı başında buluyor olmamızdır. Ancak bununla birlikte çeşitli yazarların onun izinden gittiğini de bilmek gerekir. Bunlardan biri olan Jacques Lacan, özellikle a nesnesi (objet petit a) olarak bilinen teorisiyle ön plana çıkmaktadır.

Aşağıda Lacan’ın bu teorisine ilişkin bilgiler vererek a nesnesinin temel özelliklerini inceliyoruz. Buna ek olarak, yazarın düşünce yapısı ile ilgili bazı önemli noktaları da gözden geçireceğiz. Şimdi hep birlikte konunun detaylarına girelim.

“Arzularından vazgeçenlerin hissettikleri tek şey suçluluk duygusudur.”

– Jacques Lacan

Some figure

Jacques Lacan Kimdir?

Psikanalize yenilikçi yaklaşımlar sunan Fransız asıllı bu bilim insanı, tıp öğrenimi görmüş ve daha sonrasında psikiyatri dalında uzmanlaşmıştır. 1938 yılında her psikanalizci için gerekli olan analiz çalışmaları üzerinde çalışmaya başlamıştır.

Lacan, tüm çalışmalarının ötesinde “ayna evresi” olarak olarak bilinen ilk çalışmasıyla tanınmıştır. Bu ve diğer çalışmaları ile yazar, ürettiği teorilerin Freud’un çalışmalarını temel aldığını kabul etmektedir. Lacan çalışmalarına, bu temel dayanağa ek olarak şunlar gibi farklı disiplinlerden de çeşitli elementleri entegre etmiştir:

  • Dil bilimi.
  • Felsefe.
  • Matematik.

Diğer taraftan Lacan, sanat dünyasında da oldukça aktif bir yere sahip olmuştur. Luis Buñuel, Salvador Dalí, Pablo Picasso ve André Breton gibi isimlerle yakın ve iyi ilişkileri olmuştur. Buna ek olarak sürrealizm akımına ilgi duymuş, James Joyce’un Ulysses eserinin halka açık sunumunda bulunmuş, Heidegger ve Hegel’in eserleri ile ilgilenmiştir.

Lacan’ın psikanalize yaklaşımı sanat ile bilinçsizlik ve boşluk kavramları arasındaki ilişkiye farklı bir açıdan bakmamıza olanak sağlamıştır. Özellikle Freud’un eserlerinin ve fikirlerinin Freud sonrası takipçileri tarafından yanlış anlaşıldığını savunması ve bu anlamda yeni kavramlar ve uygulamalar geliştirmesi, psikanalize yeni ve önemli bir bakış açısı sunmuştur.

Bu konuya o denli önem vermiştir ki, Uluslararası Psikanaliz Derneğine (International Psychoanalytical Association) kendi fikirlerini derlediği bir yazı göndermesi sonucu bu derneğe katılımına izin verilmemiştir. Bunun üzerine Lacan, Fransa Psikanaliz Derneğini (French Psychoanalytical Association) kurmuş ve Paris’te kendi okulunu açmıştır.

A Nesnesi (Objet Petit a) Nedir?

A nesnesi teorisi, psikanalitik teoride nesne kavramına bir katkı niteliği taşımaktadır. Yani psikanaliz teoride orijinal nesne yaklaşımının özelleştirilmesi ya da detaylandırılması ihtiyacından ortaya çıkmıştır. Lacan, Freud’un “arzunun kayıp nesnesi” fikrini bir referans noktası olarak almıştır. Buna ek olarak, Donald Winnicott’a ait olan “geçişken nesne” kuramı ile Melanie Klein’ın “kısmi nesne” kavramını da dikkate almıştır.

Lacan konu üzerinde yapmış olduğu çalışmalarda, Freud’un “arzunun kayıp nesnesi” kuramı ile aynı doğrultuda bir çizgi takip etmiş ve bu nesnenin hiç durmaksızın aranan ancak asla bulunamayan bir sorun olduğunu ileri sürmüştür. Bu tatmin etmeyen tanım aslında semptomatik bir özleme işaret etse de, gerçekle temas halinde olması durumunda kişinin öğrenmesine yardımcı olmaktadır.

Başlangıçta Lacan’ın a nesnesi sabit bir şeye sahip olma arzusunda duyulan eksikliği içermektedir. Çünkü arzulanan bir nesneye ulaşıldığında kişi bir başka nesneye yönelmektedir. Her ne kadar konsept bu çizgilerin ötesine geçse de, nesne aslında Fransızca “diğeri” anlamına gelen ilk Autre’ye yönelmekte ve arzunun diğeri kavramı ile ilgilenmeyi istemektedir.

Lacan, a harfini matematiksel bir temele dayanarak mantıksal bir değer olarak kullanmıştır. Bu kavramı, kayıpları temsil etmek için benimsemiş çünkü konuyu arzular, diğeri, zevk, aşk ve acı duyguları arasına zorla giren bir kavram olarak düşünmüştür. Bu nedenle, herhangi bir konu için bu kavramı açığa çıkarmak oldukça zordur. Çünkü karşılığında bedelini kaybettiklerimizle ödemek durumunda kalırız.

Yani aslında bu teorideki nesne kaybettiğimiz bir şey değil, sürekli olarak içimizde yaşayan ve hayatlarımızda eksik olduğunu hissettiğimiz bir şeyin yarattığı duygudur. Bu durumda a nesnesi, hataları, yanlışları ya da eksiklikleri kapatan bir maske niteliği taşımaktadır.

Some figure

A Nesnesi ve Özellikleri

A nesnesine ilişkin, Lacan’ın kendi ifadeleriyle farklı biçimlerde şu tür tanımlamalar yapılmıştır: et parçası, aptalca, acının elifi, berbat. Bu sıfatlar aslında a nesnesi ve diğer teorilerin onun için ne anlama geldiğini anlatmaya çalıştığı kelimelerdir. Şimdi a nesnesi kavramının ne ile ilgili olduğunu kısaca görelim:

  • Keyif. A nesnesi, keyif alma ve arzunun amacı ile birlikte düşünülmesi gereken bir kavramdır. Aslında bu noktada, “Bir şeyden nasıl keyif alınır?” sorusunun cevaplanması gerekir. Bir yandan isteklerin tatmin edilmesine işaret eden bir tür haz anlamına gelirken, diğer yandan temelini oluşturan faktörün acı olduğu görülmektedir. Bunlara ek olarak a nesnesi kavramının haz prensibinin ötesinde bir anlam taşıdığının da altını çizmek gerekir.
  • Acı. Lacan bu duygunun başarısız olma eksikliğinden kaynaklandığını ileri sürmektedir. A nesnesi, gerçekliği yarattığı için bu durumla da doğrudan bir ilgisi bulunmaktadır.
  • Eksiklik. A nesnesi, herhangi bir konunun gerçek yönlerinin eksikliklerini ortaya çıkaran bir tür resim gibidir. Bir başka deyişle bir binadaki eksik bir pencere olarak da düşünülebilir.
  • Hayal. Bu kavram aynı zamanda gerçeklik karşıtı bir kurgu ya da hayal ürünü bir şeye de karşılık gelmektedir. Sembolik, tutarsız ve belirgin bir yapısı bulunmaktadır. Bu durum a nesnesi ile ilişkilidir çünkü herhangi bir konuda gerçeklik dışı duruma ulaşmaya çalışmak için çaba harcanabilir ya da kendini yeniden konumlandırma bağlamında bir tereddüt ortaya çıkabilir.

Sonuç Olarak…

Lacan’ın bu teorisi o kadar geniş ve o denli farklı şekillerde yorumlanmıştır ki, tam olarak anlaşılabilmesi için bir süre dinlenmeye ve üzerinde düşünülmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Bu ihtiyaç her şeyden önce teoride kullanılan dil ve yapısalcılık ile matematikten aldığı kavramlardan kaynaklanmaktadır. Lacan tarafından ortaya konan bu teorinin daha iyi anlaşılabilmesi için öncelikle Freud’un çalışmalarını araştırmanızı ve daha sonrasında Lacan’ın formülasyonları üzerinde adım adım ilerlemenizi tavsiye ediyoruz. Çünkü Lacan tarafından yapılan çalışmaların tümü birbirleri ile bağlantılıdır.

Özet olarak a nesnesi, Freud ve çağdaşlarının düşüncelerinden etkilenen ya da o düşünceler üzerine inşa edilen Lacan tarafından icat edilmiş bir teoridir. Bu nesne elde edilemeyeni temsil eder ve acı, eksiklik, hayal, arzu ve diğeri kavramları ile ilişkili bir keyif taşkınlığını ifade eder. Diğer bir deyişle, bu kavram arzu edilen şeyin nedeninin nesnesi ya da eksiklik penceresi ve bunu örten bir maske niteliğindedir.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


Lacan, J. (1956/1996). El seminario. Libro 4. La relación de objeto, Buenos Aires: Paidós.

Lacan, J. (1966/1975). El objeto del psicoanálisis.