Ev Hanımı Olmanın Yarattığı Stres

Stres konusunun kendisi hakkında yüzlerce sayfa yazabiliriz. Ancak, stresten etkilerine karşı daha duyarlı olan bazı insanlar vardır. Bu yazımızda ev hanımlarına odaklanacağız.

Ev hanımı olmak yaygın rastladığımız bir iş olduğu için ev hanımı rolüyle stresi pek bağdaştırmayız. Ancak durum böyle değildir. Ev hanımlarının aslında çok fazla işi var.

Eğer yoğun çalışmak, büyük sorumluluklar almak ve boş zaman bulamamak gibi faktörlerin strese yol açtığını söylüyorsak, ev hanımı olmak bu bağlamda kesinlikle stresli bir iş. Yani bu da demek oluyor ki ev hanımları birçok stres faktörüne maruz kalıyor.

Ev hanımı: süper güçleri olan bir kahraman

Ev hanımı olmanın başlıca sorumluluğu aileyi ve evi çekip çevirmektir. Ev hanımının görevleri fiziksel ve zihinsel açıdan stresli işlerden oluşur. 

Fiziksel stres çok yoğun olmayabilir ama sürekliliği olan ve çok fazla zaman alan görevlerden oluştuğu için daha hızlı yıpratabilir. Ev hanımları gün içinde fiziksel olarak çok fazla efor sarfeder. Belirli bir programları yoktur. Uyandıkları andan itibaren gece yatana kadar ailenin ihtiyaçlarını karşılamak için gün boyunca aktif olmak zorundadırlar. Kişisel bakımdan beslenmeye, her işe ev hanımları koşar. Kendisine bağımlı bir aileyle ilgilenme sorumluluğu anneye düşer.

Ev hanımları aynı zamanda düzeni sağlamak ve evi temiz tutmakla da yükümlüdür. Bu aktivite hiç bitmeyen bir iştir çünkü her gün yapılması gereken bir şeydir. Dahası, işin rutinliği yüzünden kendini işe yaramaz hissetmek de durumu daha kötü hale getirir. Bir hiç uğruna düzenlemeler yapmak ve aynı düzenlemeleri yarın tekrar baştan yapmak…

Ev hanımları devamlı olarak fiziksel efor sarf eder

Ev hanımlarının gösterdiği fiziksel efor yoğun çalışmaktan çok işin rutinleşmesiyle can sıkar. Bununla birlikte, bazıları (haklı olarak) ağır fiziksel işler de yaptıklarını düşünebilir. Evdeki mobilyaların yerini değiştirmek, ağır poşetler taşımak, kucaklarında çocuk taşımak gibi.

Ev hanımlarının ara verecek zamanları olduğunu ve tüm gece uyuyabildikleri için yorulmadıklarını düşünebilirsiniz. Ama gerçekten de ara verebiliyor, uyuyabiliyorlar mı? Gece gündüz fark etmeksizin ev hanımının, özellikle de ağlayan, sürekli bir şeyler isteyen ya da hasta olan küçük çocukları varsa, beklenmedik durumlara karşı her zaman tetikte olması gerekir.

Tüm bu fiziksel efor sonucunda yorgun düşerler. Bu da kas yorgunluğuna ve bitkinliğe sebep olur. Ev hanımı olmanın yarattığı stres bu faktörlerden oluşur.

Ev hanımının zihinsel aktiviteler sonucunda yaşadığı stres

İnsanlar ev hanımının zihinsel aktivitelerle işi olmadığını düşünür. Ancak bu doğru değildir. Günün menüsüne karar vermek, masrafları hesaplamak, çocuklarının sorduğu problemleri cevaplamak gibi konular hep onun eline bakar. Gün içinde baş etmesi gereken çeşit çeşit sorun vardır.

Mühendislik, avukatlık, proje tasarımcılığı ya da hava trafik kontrolü gibi bir çok uzmanlık alanı zihinsel olarak yorucudur. Fakat biraz daha derinlemesine bakarsak, bu uzmanlık alanlarının ev hanımlığı yapmaktan çok da farklı olmadığını görebiliriz. Her biri planlama, kaynak düzenlemesi ya da iletişimsel zeka gerektiren önemli görevlerdir.

Diğer yandan, mental efor zihinsel yorgunlukla sonuçlanabilir. Bu da ev hanımının konsantrasyon yetisini azaltır ve duygusal dengesini bozar. Böylece ev hanımı olmak bu mental yorgunlukla daha stresli hale gelir.

Ev hanımlarının da kendine ait bir hayatı var

Ev hanımı her şeyden önce bir insandır. Onların da kendi içlerinde çatışmaları, duyguları ve psikolojik karmaşaları vardır. Eğer bir ev hanımı, ev işlerinin yarattığı stres dışında başka stres faktörlerine de maruz kalsaydı ne olurdu?

Bugünlerde birçok ev hanımının, evin yükünü taşımanın yanı sıra ev dışında da yapması gereken işleri vardır. Yani tam zamanlı çalışan kişilerden bahsediyoruz. En kötüsü de bu kadınların çoğu yanlış anlaşılırlar.

Ev hanımı olmak, birçok kadının hak ettiği takdiri almadığı halde yapmaya devam ettiği sıkıcı bir iştir. Bu önemsizlik hissi genellikle stresin katalizörüdür; evin duvarları arasında yalnız ve izole hissetmeyi tetikleyen bir duygudur.