"Daha Kötüsü De Olabilirdi" Lafı Gerçekten İşe Yarıyor Mu?
Yazan ve doğrulayan psikolog Valeria Sabater
Birçoğumuz bu zorluklardan geçtik. İşimizden olduk, ilişkimiz bitti, hayal kırıklığı yaşadık ve samimi olduğumuz birine tam bunları anlatırken o kabak tadı veren cümle ağızlarından çıkıverdi.“Canını sıkma, daha kötüsü de olabilirdi”. Bunu genelde ne diyeceğimizi bilmediğimiz zamanlar söylüyoruz ama birinin bunu demesinin veya böyle düşünmenin bize bir faydası var mı?
İşe yarayıp yaramamasından öte, kullanıldığına dair bolca kanıt var. Kendi deneyimlerimizi başkalarınınkiyle karşılaştırmamız ve bunları referans olarak kullanmamız çok yaygın. Bazen, bazı insanların sizden daha zor şeyler yaşadığını bilmek içinizi biraz rahatlatabilir.
Beyinlerimiz adeta “Olan biten her şeyi düşününce bu, olabileceklerin en kötüsü değil” diyebilmek için tutunacak bir şeyler arıyor.
Bu, çoğumuzun kullanmaya yatkın olduğu ilginç bir eğilimdir ve aynı zamanda psikoloji alanında da incelenmiştir. Bunun sık sık başvurduğumuz bir tür adaptasyon stratejisi olduğunu biliyoruz. Yine de, bu “kurtarıcı” hakkında hepimizin akılda tutması gereken bazı noktalar var.
“Daha kötüsü de olabilirdi” – yağmur da yağabilirdi
İşten sonra eve gidiyorsunuz ve arabanız bozuluyor. Çekiciyi arayıp bekliyorsunuz. Moral bozukluğunda beyniniz sizi teselli etmenin bir yolunu bulmaya çalışır. “Daha kötüsü de olabilirdi, en azından yağmur yağmıyor!” Ve garip bir şekilde, bu düşüncenin biraz da olsa faydası oluyor.
Başka bir örnek de bir doktor randevusu olabilir. Randevuda, size şeker hastalığınız olduğu haberini veriyorlar. Çok normal bir şekilde, söylenenden korkuyorsunuz. Ancak, doktor güven verici bir şekilde gülümsüyor ve “endişelenmeyin, çok daha kötü olabilirdi, çok daha ciddi hastalıklar var” diyor.
Bu iki örnekte, kendinizi iki farklı durumda hayal edebilirsiniz. İlkinde, durumun daha da kötüye gidemeyeceği düşüncesi size rahatlama sağlar. Bununla birlikte, ikinci örnek, sık sık düştüğümüz bir “tuzak”. Burada yaptığımız şey, bir durumun ciddiyetini bir başkasıyla karşılaştırarak hafife almak.
Bir doktorun size sizden daha karmaşık ve daha zor durumlarda insanlar olduğunu söylemesinin gerçekte bir faydası olmaz. Bu stratejinin aslında yaptığı, birinin durumunun ciddiyetini küçümsemektir.
Buna ek olarak, başkalarının onlardan daha kötü olduğu fikriyle rahatladıkları için kendilerini suçlu hissettirme riskiniz var. Bu tür yorumlara başvurmanın mantıklı veya etik olmadığı sonucuna varabiliriz.
“Daha kötüsü de olabilirdi” insanların deneyimlerini hafife alan ifade
İnsanlar olarak sık sık diğer insanlara nasıl eşlik edeceğimiz, destek ve yardımcı olacağımız konusunda yanlışa düşüyoruz. Zorluk yaşadığınızda etrafımızdaki insanların aynı zorluğu yaşamasını veya sizinle aynı şekilde hissetmesini istemezsiniz. Sadece biraz anlayış ve sevgi istersiniz.
Ancak çoğu kişi düşüncesizce insanlara “daha kötüsü de olabilirdi” diyor.
Bir araba kazası geçirdiğini ve sadece boynunun biraz ağrıdığını düşünelim. Birisi size işlerin çok daha kötü olabileceğini söylerse, bu gelecekte daha kötü sonuçlara maruz kalma konusunda zihninizde daha fazla ızdırap yaratabilir. Tekrar direksiyonun başına geçmekten bile korkabilirsiniz.
Başka bir örneğe bakalım. İşinizden kovulduğunuzu düşünün. Daha da kötü zorluklardan muzdarip olabileceğiniz düşüncesiyle teselli olmayacaksınız. Neden? Çünkü bu tür yorumlar sizi sadece şu anda yaşadıklarınızdan uzaklaştıyor.
Duygularınızı ve o yüzleştiğiniz durumu hiç alakası olmayan, içinizi rahatlatamayacak ve rahatlatmaması gereken bir şeyle karşılaştırıp boşa çıkarıyorlar. Başkalarının daha kötü durumda olduğunu bilerek kendinizi daha iyi hissetmeyeceksiniz.
Mağduriyet tehlikesi
Texas Üniversitesi’nde Dr. Shelley Taylor ve Joan Wood tarafından yapılan bir çalışmada, bu konuyla ilgili bazı ilginç sonuçlar çıkardılar. Başkalarının size “daha kötüsü de olabilirdi” demesinden çok daha alışılmış bir şey var. En alışılmış şey bunu kendi kendinize söylemeniz.
Bu araştırmadan elde ettikleri sonuçlara göre zorluklara karşı bu psikolojik adaptasyon stratejisinin her zaman faydası olmuyor. Dahası, eğer yaşadığınız şey ciddiyse, çoğu zaman durumu daha da kötüleştirebilir.
Bunu biraz daha iyi anlamak için bir örnek vereceğiz. Lise boyunca zorbalığa maruz kalan bir genç düşünelim.
Bu genç adam, durumun daha da kötü olabileceğini düşünerek rahatlıyor. Örneğin, hiç fiziksel saldırıya uğramadı. Hiç kimse, ne ebeveynlerini ne de öğretmenlerini, başına gelenleri öğrenmediği için teselli buluyor. Ancak, bu gerçek bir fayda sağlamıyor. Başına en kötüsünün gelmediğini düşünüyor, ancak durumun gerçekliği tamamen farklı.
Acıyı hafife almak
Bu işe yaramaz stratejiyi kullanarak, aslında yaptığı, kendi durumunu hafife almak. Acısıyla yüzleşmiyor ya da başa çıkmaya çalışmıyor, çünkü onu hafife alıyor. Kendini korumak için bir savunma mekanizması uyguladı, ama yaptığı tek şey travmayı geçiştirmek. Gördüğünüz gibi, aslında durumu daha da kötüleştirdi ve hiçbir çözüm bulmadı.
Bu nedenle, sonuç olarak, sadece birkaç özel durumda, “daha kötüsü de olabilirdi” yorumunun gerçekten yararlı olabileceğini söyleyebiliriz. Bununla birlikte, size ne kadar önemsiz görünse de insanların acılarını görmezden gelmeyelim ya da önemsizleştirmeyelim.
İnsanların yaşadığı her durumu anlamak ve saygı duymak önemlidir. İşin aslında, diğer insanların içinde olduğu durumun gerçekten acı ve ızdıraba sebep olabileceğini anlamadığınızda onlara yardım etmeniz çok zor.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Taylor Shelley, Wood Joan (2002) It Could Be Worse: Selective Evaluation as a Response to Victimization. Journal os social issues. https://doi.org/10.1111/j.1540-4560.1983.tb00139.x
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.