Çevre Sağlığının Önemi
Günümüz dünyasında iklim değişikliği, küresel ölçekte sağlık üzerinde kalıcı bir etkiye sahiptir. Bu nedenle çevre sağlığı, bireysel düzeyde refahı belirlediği için toplumun geleceği için önemli kararlar alırken belirleyici bir konudur.
Aaron Bernstein, Harvard TH Chan Halk Sağlığı Okulu’nda (ABD) İklim, Sağlık ve Küresel Çevre Merkezi’nin Geçici Direktörüdür. Bu okul, 1913 yılında kurulan Harvard Üniversitesi’nin halk sağlığı yüksek lisans kurumudur. 1922’de Halk Sağlığı Okulu olmuştur. Bernstein, göçün travma, şiddet, bulaşıcı hastalık, ruh sağlığı sorunları ve beslenme yetersizliklerinin bir bütün oluşturduğunu ve devam edecek bir döngü olduğunu belirtmektedir. Ayrıca, iklim değişikliği ortaya çıktıkça şiddetli kuraklıkların daha yaygın hale gelmesinin beklendiği konusunda uyarmaya devam ediyor.
“Gezegendeki en az sağlıklı insanlardan bazılarını bulmak istiyorsanız, onları evlerinden taşınmak zorunda kalanlar arasında bulabilirsiniz. Bu, 2006-2011 kuraklığının kırsal alanlarda yaşayan pastoralistleri zorladığı Suriye’de oldu. Evlerinden vazgeçip, hoş karşılanmadıkları şehirlere taşınmak… Siyasi olarak istikrarsız bir ülkede, bu, şiddeti şiddete çeviren devenin sırtındaki bardağı taşıran son damla oldu.
Aynı şey, 2011’de başlayan kuraklığın bir kıtlığı hızlandırdığı ve milyonlarca insanı komşu ülkelere zorla göç ettirdiği Somali’de de oldu.”
-Aaron Bernstein-
İklim değişikliğinin çevre ve bireysel sağlık üzerindeki etkisi
Bernstein ayrıca iklim değişikliğinin tüm alanlarda sağlığı etkilediğini iddia ediyor. Ayrıca iklim değişikliğinin zararlı etkilerinden kaynaklanan sağlık harcamalarındaki artışa da odaklanıyor. Sonunda bizi bir enerji kaynağı olarak fosil yakıtlardan vazgeçirecek bir durum.
“Sera gazı emisyonlarını azaltmanın, istemediğimiz sağlık sonuçlarını önlemek için en uygun maliyetli strateji olduğunu anlayacak kadar çok şey biliyoruz.”
-Aaron Bernstein-
Harvard, iklim değişikliğinin neden olduğu hasarı önemli ölçüde ve kalıcı olarak azaltmak için bir çözüm bulmaya çalıştı. Yaşam kalitesinde iyileşme sağlamak için politikaların sera gazı salınımına odaklanması gerektiğini iddia ediyorlar.
Araştırmacılar, iklim değişikliğinin tüm insanlığın refahını nasıl doğrudan etkilediğini ve bir tür olarak devamlılığımızı nasıl tehlikeye attığını gözlemlediler. Aslında, çevre sağlığı belirleyicidir. Hem yaşam kalitemizi düşürebilir hem de neslimizin tükenmesini önlememize yardımcı olabilir.
“Sera gazları yalnızca atmosferi ısıtmakla ve su döngüsünü değiştirmekle kalmaz, aynı zamanda bitkiler de dahil olmak üzere birçok tür üzerinde doğrudan etkileri vardır. Atmosferdeki karbondioksit konsantrasyonunu yükseltirseniz, bu belirli temel gıda ürünlerinin besin profilini değiştirir.”
-Aaron Bernstein-
Çalışmalar
Samuel Myers, Harvard Çevre Sağlığı Departmanı’nın baş araştırmacısıdır. O ve meslektaşları, Artan CO2 insan beslenmesini tehdit ediyor başlıklı bir makale yazdı. Son yıllarda emisyonların evrimine dayanarak, 2050 yılında atmosferdeki karbondioksit seviyelerini tahmin ettiler.
Ek olarak, buğdayın çinko içeriğinde yüzde dokuzluk bir azalma ve pirinçteki protein miktarında neredeyse yüzde sekizlik bir azalma keşfettiler, bu da diyetimizin besin değerlerine zarar verecektir.
Yiyeceklerimizdeki bu çinko ve protein eksikliği son derece zararlı olacaktır. Aslında çinko, başta bulaşıcı olanlar olmak üzere birçok çocukluk çağı hastalığına bağlı morbidite ve mortalitede belirleyici bir faktördür.
Dolayısıyla bu konuda gerekli önlemler alınmazsa, beslenme yetersizliği küresel ölçekte geri dönüşü olmayan zararlara yol açacaktır. Bu anlamda Harvard Public Health editörü Madeline Drexler tarafından yapılan bir röportajda Aaron Bernstein, “Dünya atmosferindeki sera gazlarının azaltılmasının halk sağlığı için en büyük/en iyi müdahale olabileceğini” ve bunun yakın gelecekte tüm insanlar için gerçekten faydalı sonuçlar doğuracağını belirtiyor.
Bu nedenle çevre sağlığının öneminin farkına varmak, köklü bir değişim yapmanın ilk adımıdır. Kuşkusuz bu, insanlığın refahı üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olacaktır.