Logo image
Logo image

Asosyal Olmak ve Antisosyal Olmak: Fark Nedir?

4 dakika
Antisosyal olmak asosyal olmakla aynı şey değildir. Benzer şekilde, antisosyal olmak, antisosyal kişilik bozukluğuna sahip olmakla aynı şey değildir. Bu iki terimin arkasında ne saklı? Aralarındaki fark nedir?
Asosyal Olmak ve Antisosyal Olmak: Fark Nedir?
Son Güncelleme: 05 Nisan, 2021

Birinin size daha önce “Bu kadar da antisosyal olmayın!” dediğini duymuş olabilirsiniz. Bu ifade yaygın olarak kullanılır, ancak çok yanlıştır. Mesele şu ki, çoğu zaman insanlar antisosyal terimini asosyal birisine atıfta bulunmak için kullanırlar (başkalarıyla ilişki kurmakta zorluk çeken veya ilgisiz). Temel olarak, insanlar antisosyal terimini, pek de dışarı çıkmak istemeyen ya da sadece kendi başlarına olmak isteyen arkadaşlara atıfta bulunmak için kullanma eğilimindedir. Bununla birlikte, asosyal olmakla antisosyal olma arasındaki farklar büyüktür. Bu makalede, bu iki terimden ve bunların birbirlerinden nasıl farklılaştıklarından bahsedeceğiz.

Birincisi, bu iki terim -sosyal sonekini paylaşmaları bakımından benzerdir. İkincisi, her ikisi de bir kişinin varoluş biçimiyle ilgilidir. Yine de, daha yakından bakınca, birbirlerinden son derece farklılar. Her biri tam olarak ne anlama geliyor? Ayrıca, yüzeyin altında yatan herhangi bir zihinsel neden veya kişilik bozukluğu var mı? Haydi bu sorunun cevabını birlikte bulalım.

Asosyal ve antisosyal: nasıl farklılar?

Asosyal olmakla antisosyal olmak arasındaki farkları bilmek için önce her iki terimin de ne anlama geldiğini öğrenmeniz gerekir. Her iki tanıma da baktığınızda, bir terimin diğerinden nasıl farklı olduğunu göreceksiniz.

Antisosyal olmak neyi ifade eder?

Antisosyal birinden bahsettiğimizde, yasal ve sosyal düzeyde belirlenmiş kuralları çiğnemeyi umursamayan bir kişiye atıfta bulunuruz. Başka bir deyişle, bu kişi sosyal düzene aykırıdır. Temel olarak, topluma entegre olmasına rağmen, sosyal huzur ortamını değiştirme eğilimi olan asi bir insandan bahsediyoruz.

Ek olarak, bu tür davranışları gerçekleştirmek için şiddet kullanmaları yaygındır. Şimdi, burada bir farklılaşmaya atıfta bulunmak önemli. Antisosyal kişi bir şeydir (antisosyal kişilik özellikleri gösteren kişi), antisosyal kişilik bozukluğu olan kişi ise başka bir şeydir.

Some figure

Antisosyal kişilik bozukluğu

İkinci durumda, Zihinsel Bozuklukların Teşhis ve İstatistik El Kitabında (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders – DSM-5) bu şekilde sınıflandırılan bir bozukluktan bahsediyoruz. Bu bozukluğun temel özelliği, 15 yaşında ortaya çıkan, diğer insanların haklarına saygı göstermeme biçimidir.

Antisosyal kişilik bozukluğu, bir dizi semptom (kriter) ile kendini gösterir. Örneğin, diğerleri ile birlikte, yalan söyleme eğilimi, dürtüsellik, sorumsuzluk, sosyal normlara uymama, sinirlilik ve saldırganlık ve pişmanlık yokluğu bu semptomlar arasında gösterilebilir. Başka bir deyişle, antisosyal kişilik bozukluğu, basitçe, antisosyal özelliklere sahip olmaktan çok daha ciddidir.

Asosyal olmak neyi ifade eder?

Öte yandan, asosyal birinden bahsettiğimizde, toplumla bütünleşmeyi ve ilişki kurmayı zor bulan (veya bunu yapmakla doğrudan ilgisi olmayan) bir kişiye atıfta bulunuruz. Bu bireyler, antisosyal özelliklere veya antisosyal kişilik bozukluğuna sahip kişiler gibi kuralları çiğnemeye hevesli değildir. Bununla birlikte, diğer şeylerin yanı sıra, bütünleşmeyi, gruplara katılmayı ve ilişkiler kurmayı zor buluyorlar (veya ilgileri yok). Kısacası, bu insanlar yalnızlığı her şeyden çok tercih ederler.

Yeterince ilginçtir ki, çoğu durumda asosyal olmak zorluklarla değil, motivasyon eksikliğiyle ilgilidir. Söz konusu kişiler, daha çok faaliyetleri tek başına yürütmeyi tercih ediyor ve arkadaş edinmeye hiç ilgi duymuyorlar. Bu şekilde olan insanları inceleme konusunda aşırıya kaçarsak, otizm spektrum bozuklukları ve hatta şizoid kişilik bozukluğu bile bulabiliriz.

Şizoid kişilik bozukluğu

İkinci durumda, DSM-5’te de sınıflandırılan şizoid kişilik bozukluğu olan kişiler, sosyal ilişkilerde baskın bir ayrılma modeli gösterirler. Kişilerarası bağlamlar söz konusu olduğunda, bu insanlar duygularını ifade etmekte güçlük çekerler (veya ilgisizdirler).

Başka bir deyişle, şizoid kişilik bozukluğunda konu sadece asosyal olmakla ilgili değildir – bu özellik başka semptomları da içerir. Örneğin, az şeyden ya da hiç bir faaliyetten zevk almama, cinsel deneyimler yaşamaya çok az ilgi gösterme, yakın ilişkiler istememe ya da zevk almama, neredeyse her zaman yalnız etkinlikleri seçme ve başkalarının övgü ya da eleştirisine kayıtsız kalma gibi durumlar söz konusudur.

Some figure

Var olmanın iki çok farklı yolu: asosyal ve antisosyal insanlar

Gördüğünüz gibi, asosyal olmak ve antisosyal olmak tamamen farklı iki şeydir. Asosyal bir kişi, sosyal etkileşimlere katılmak için motivasyon eksikliği ve tek başına aktiviteleri tercih ederken, antisosyal bir kişi sosyal normları genellikle agresif bir şekilde ihlal eder.

Dahası, antisosyal bireyler söz konusu olduğunda, onları soygun gibi suçlar işlerken görmek yaygındır. Aslında, aşırı bir durumda, antisosyal kişilik bozukluğu olan biri cinayet bile işleyebilir. Bu nedenle, bu iki terimi daha iyi açıklamak ve anlamalarını kolaylaştırmak için bunları şu şekilde düşünelim. Antisosyal varlık, sizin klasik suçlu veya haydutunuzdur; asosyal varlık ise yalnızlık içinde yaşamayı tercih eden bir münzevidir.

Bununla birlikte, antisosyal bir kişi, zorunlu olmamakla birlikte asosyal de olabilir. Söylemeye çalıştığımız şey, bu fenomenlerin birlikte ortaya çıkması gerekmediği, ancak birlikte olabileceği. Açık bir biçimde emin olmalısınız ki, antisosyal bir kişi çok sosyal biri olabilir (asosyallikten uzak) ve yine de başkalarının haklarını veya sosyal normları ihlal edebilir, bu da onların topluma entegrasyonunu engelleyebilir. Bu kişiler, açıkçası, farklı nedenlerden dolayı asosyal bir kişi de olabilirler.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • American Psychiatric Association -APA- (2014). DSM-5. Manual diagnóstico y estadístico de los trastornos mentales. Madrid. Panamericana.
  • Bermúdez, J. (2004). Psicología de la personalidad. Teoría e investigación (Vol. I). Unidad Didáctica de la UNED. Madrid.
  • REAL ACADEMIA ESPAÑOLA: Diccionario de la lengua española, 23.ª ed., [versión 23.3 en línea].

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.