Asker Sendromu: Travma Sonrası Stres Bozukluğu

Bireysel gelişim için belirli, tolere edilebilir bir stres seviyesi normaldir, hatta gereklidir. Bununla birlikte, bu stres üstesinden gelemeyeceğiniz kadar yüksek bir seviyeye ulaşırsa, asker sendromu olarak da bilinen travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ile baş etmek zorunda kalabilirsiniz.
Asker Sendromu: Travma Sonrası Stres Bozukluğu
Ángel Redondo

Yazan ve doğrulayan psikolog Ángel Redondo.

Son Güncelleme: 22 Aralık, 2022

Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) terimi, ilk olarak 1980’de literatürdeki yerini aldı. Bu dönemde Amerikan Psikiyatri Birliğinin tanı sınıflandırma kılavuzuna (DSM-III) ilk kez dahil edilen bu sendrom, bu noktaya kadar, “asker sendromu” olarak adlandırılan bu duruma ait tanım ve kategoriler dünya haritasının her yerinde görülüyordu.

I.Dünya Savaşı sırasında, doktorlar, askerlerin yaşadıkları savaş stresiyle ilişkili hastalığa “efor sendromu” adını verdiler. II. Dünya Savaşında da buna “travmatik savaş nevrozu” demeye başladılar.

Vietnam Savaşında bu terim “savaş stres reaksiyonundan” “yetişkinlik dönemi uyum bozukluklarına” ve “Vietnam sonrası sendromuna” dönüştü. Vietnam Savaşından sonra oluşan sosyal baskı, konunun uzmanlarını kavramı yeniden tanımlamaya zorladı. İşte bu zorlama sonrasında TSSB terimi ortaya çıktı. Uzmanlar bunu anksiyete bozuklukları grubundaki başlıca tanısal unsurlardan biri olarak tanımlamaya başladılar. Bu yazıda, TSSB’yi askeri bir çerçeveye yerleştirmek üzere, ondan asker sendromu olarak bahsedeceğiz.

TSSB sahibi bir kadın

Asker sendromu veya TSSB olarak adlandırılan rahatsızlığın tanımı ve kökeni

Her insan, bir şekilde, yaşamı boyunca stresli veya travmatik durumlar yaşar. Bu stresli koşullar belirli bir doğaya sahip olduklarında ve belli bir yoğunlukta olduklarında, kişinin zihinsel yapısında ani ve bütünsel bir dengesizliğe neden olabilirler. Aynı zamanda, bu durumlar, bireyin sahip olduğu uyum sağlama yeteneği ve savunma sistemi gibi özellikleri de bozguna uğratırlar. Başka bir deyişle, bu durum onları her açıdan bunaltır ve insanlar tepkilerini yeni durumlara uyarlayamazlar. Sonuç olarak, travmatik stres devreye girer.

Asker sendromunun veya TSSB’nin nedenleri, zihinsel travmayı tetikleyen deneyimler veya çevresel durumlar. TSSB, bireyin zihinsel ve fiziksel bütünlüğünü ciddi şekilde tehdit eden travmatik stres faktörlerine maruz kalmanın bir sonucu olarak gelişir. Ayrıca, bireyin öznel korku algısı ve söz konusu durumla başa çıkamaması da önemli.

Bir insanın TSSB geliştirip geliştirmediğini belirleyen bir takım farklı faktörler bulunuyor:

  • Travmanın yoğunluğu ve şiddeti. Konunun yaşamını, fiziksel ve psikolojik sağlıklarını ve kimliklerini tehdit eden tehlike derecesi.
  • Hastanın travmatik olaya maruz kalma, içinde bulunma ve yakınlık düzeyi.
  • Travmatik durumların tekrarı. Bir kişi tekrar tekrar bir stres türüyle başa çıkmak zorunda kalırsa, bu stres, asker sendromu veya TSSB olarak bilinen rahatsızlığı geliştirene kadar bu kişinin direncini ve uyum kabiliyetini zayıflatır.
  • Kişinin maruz kaldığı travma türü.

Belirtiler

Anksiyete, depresyon, suçluluk ve sıkıntı en sık görülen TSSB semptomlarından bazıları. Asker sendromunun en karakteristik semptomları dört kategoriye ayrılabilir:

Müdahaleci anılar: Geri dönüşler ve kabuslar

Travmatik bir olayı tekrar tekrar yaşamak çok yaygın görülen bir durum. Duygusal ve fiziksel reaksiyonlar, her seferinde bu anının ilk kez gerçekleştiğindeki derecede gerçek olabilir. Herhangi bir günlük olay, özellikle bu travmatik olayla herhangi bir şekilde ilgiliyse, geri dönüşleri tetikleyebilir.

Asker sendromu ve kaçınma

Travmatik olayı sürekli olarak yeniden yaşamak çok dikkat dağıtıcı olabilir. TSSB’si olan kişiler, onlara neler olduğunu hatırlatan insanlardan ve yerlerden kaçınma eğilimindedir ve bu konuda konuşmaktan kaçınırlar. Bu kişiler için acı ile başa çıkmanın bir yolu, duyguları reddetmek ve acı çekmemek adına her şeyi engellemek.

Aşırı uyarılmışlık ve asker sendromu

TSSB/asker sendromu olan insanlarda aşırı uyarılmışlık durumu meydana gelir. Bu kişiler, her zaman savunmada kalırlar ve sürekli tehlikede olduklarını düşünürler. Bu durum, aşırı uyarılmışlık durumu olarak bilinir.

Bilişsel, ruh hali ve davranış değişiklikleri

TSSB’si olan insanlar genellikle etraflarındaki her şey ve kendileri hakkında çok olumsuz duygulara saip olurlar. Kendilerini suçlu hissederler ve olumlu duygulara sahip olamazlar. Saldırgan veya şiddet eğilimli olabilirler. Ayrıca, kolayca irrite olurlar ve genellikle tedbirsiz ve pervasızdırlar.

Ordu mensuplarında TSSB

Askeri personelin bazı özellikleri asker sendromu veya TSSB olarak bilinen rahatsızlıkla doğrudan ilişkili. Bu unsurlara sahip olmak, bir bireyin semptomlarını ayrıca yoğunlaştırır ve klinik müdahaleyi zorlaştırabilir.

  • Askeri eğitim. Bu tür eğitim, bir TSSB hastası şiddet eğilimli birine dönüştüğünde çok tehlikeli olabilen aşırı tetikte olma durumuna girmeye zorlar.
  • Otorite ile ilgili sorunlar. Bu, TSSB sahibi hastaların yetki veya yönetim değişikliklerini kabul etmelerini veya bu askerin “uygun” deneyime sahip olduğuna inanmadıkları birini kabul etmelerini de zorlaştırabilir.
  • Eve dönüş. Ordudaki insanlar nihayet eve döndüklerinde genellikle yalnızlık, suçluluk ve çaresizlik hissi duyuyor olurlar. Genellikle eski yaşamlarına artık uyum sağlamadıkları hissine kapılırlar. Ayrıca, eğer arkadaşlarını kaybetmişlerse, savaş ortamından sağ döndükleri için de kendilerini suçlu hissederler.
  • Sert savaş anıları. Yaşadıkları durumlara ait anılar, onları sürekli biçimde rahatsız edebilir.
Asker sendromu ve terapisi

Asker sendromu ve klinik müdahale

TSSB’nin askeri personel bağlamındaki tedavisi, travmatik olaydan hemen sonra başladığında en etkili tedavi olacaktır. Bu, ortaya çıkabilecek sıkıntı ve komplikasyonları azaltmaya yardımcı da olur. Bu konuda yaygın olarak kullanılan bir teknik, bir grup tarafından paylaşılan travmatik olayları bir araya getirmelerine ve olan bitenin farkında olmalarına yardımcı olan “bilgi paylaşımı” olarak bilinir.

Bir başka önemli araç da belirtileri öngörmeye yardımcı olan psikoterapi şeklinde eğitim. Eğitim psikoterapisi, askerleri savaşta görebileceklerine hazırlamak için çok olumlu bir araçtır.

Son olarak, psikoterapi ile ilgili en önemli şey, bu terapinin her bireyin koşullarına uyum sağlaması. Psikoterapi, bir grup olarak veya bireysel bir ortamda yapılabilir, ancak, tedavinin uygulandığı grup homojen ise oldukça etkili.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Vallejo Samudio , Á., & Terranova Zapata , L. (2009). Estrés Postraumático y Psicoterapia de Grupo en Militares. Terapia psicológica, 27(1), 103-112.
  • Corzo , P. (2009). Trastorno por estrés postraumático en psiquiatría militar . Revista Med, 17(1), 81-86.
  • Kaspersen , M., & Matthiesen , S. (2003). Síntomas de Estrés Postraumático entre los soldados de Naciones Unidas y el personal perteneciente al voluntariado. J. Psychiat, 17(2), 69-77.
  • González de Rivera , J. (1994). El síndrome post-traumatico de estrás: una revisión crítica. Psiquiatría Legal y Forense .
  • Ortiz-Tallo, M. (2014). Psicopatología clínica. Adaptado al DSM-5.Madrid: Ediciones Pirámide.

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.