Anti-Kahramanlar - Karanlık ve Çekici Halleri

Kahramanlar, çok daha çekici olduklarından herhalde, son dönemde, anti-kahramanlar tarafından yerlerinden edildiler. Bunun nedeni savunmasız olmaları, mutsuz olmaları ve çoğunlukla başarısız bir toplumun ürünleri olmaları. Onlar hakkında daha fazla bilgi edinmek için bugünkü yazımızı okumaya devam edin!
Anti-Kahramanlar - Karanlık ve Çekici Halleri
Valeria Sabater

Yazan ve doğrulayan psikolog Valeria Sabater.

Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

Anti kahramanların karanlık çekiciliği modern kültürde oldukça yaygın hale geldi ve bu ilgi Walter White, Tony Soprano, Don Draper, Daredevil, Jessica Jones, Maleficent, vb. gibi her tür karakteri kapsamaya başladı. Sinema, televizyon, çizgi roman veya edebiyat dünyasında da daha pek çok anti kahraman bulunuyor. Anti-kahramanlar, bir nevi, bizim için büyüleyici hale gelirler. Bu kahramanların ahlaki değerleri genellikle sorgulanabilir ve hatta olumsuz bir biçimde yargılanabilir. Bununla birlikte, birçok insan, hala, bu kahramanların karanlık taraflarına çekim hissediyorlar.

Aynı şekilde, bu tür bir psikolojik profilin son on yılda daha güçlü hale geldiği de açık. İnsanlar, artık, Carl Jung’un, kötülüğe karşı savaşan kahraman arketipinde tanımladığı kişilere ve erdemli figürlere ilgi duymuyor. Işık ve paramparça karanlık getiren ebedi kurtarıcılar artık ilham verici değil.

Neden mi? Aslında bunun pek çok sebebi var. Antropolog Levi-Strauss, hiçbir mitin, efsanenin veya arketipsel figürün tesadüfi olmadığını, çünkü tüm bu varlıkların gerçek dünyada birer temsilleri olduğunu söylemiştir. Bir şekilde insanlar bu yanılabilir, kusurlu ve hatta bazen ahlaksız karakterlere daha yakın hissetmeye başladılar.

Anti-kahraman figürünün arkasına saklanan psikolojik nedenler ve insanların içini rahatlatma hakkında daha fazla bilgi edinmek için, yazımızı okumaya devam edin.

Breaking Bad dizisinden tanıdığımız Walter White.

Anti-kahramanların karanlık ve çekici halleri

Kahramanların çağı bitmiş gibi görünüyor; belki de, saltanatları olması gerekenden çok daha erken sona erdi. Herkül veya Perseus gibi figürler uzun zaman önce birer kahraman olarak parlamayı bırakmış durumda. Evet, edebiyat dünyası Monte Cristo Kontu gibi unutulmaz şahsiyetleri hayatımıza soktu ama bu konsepti yenileyen de James Joyce oldu. Ulysses’i dünyaya sundu ve insanların birdenbire komik ve trajik olanın sınırlarını oluşturan bir grup anti kahramanlar ile temas kurduğu bir roman ortaya koydu.

Bir bakıma, her anti kahramanda aynı bileşenler var: travmatik perdeler ve çizgi romanlardakilerin tersi yapılar. Joker buna güzel bir örnek ve bazen onu bir kötü adam olarak düşünseniz de, DNA’sında bir anti kahramanın özünü taşıyor. Korkunç bir geçmişi olan, palyaço kılığına giren, zulme gülen ve üzüntüyle işaretlenmiş yüzüne bir gülümseme çizen bir adam.

Bir anti kahraman için empati kurmak kolay, çünkü bu insanlar, her zaman mutlu değil ve günümüzde de bunu anlamak bizler için de oldukça kolay.

Otantik ve kusurlu

Anti kahramanların konseptini diğer kusurlu olan kahramanlarla karıştırmamak önemli. Tony Stark (Ironman) ve Batman bu ikili arasında ikincisini simgeliyor. Işıklı tarafları ve gölgeleri var, biri eksantrik ve hatta sorumsuz, diğeri ise ebeveynlerinin bile ölümünü içeren karmaşık bir geçmişe sahip. Ancak ikisi de bir şekilde kahraman. Büyük sorunları çözen karakterler ve Carl Jung’un da işaret ettiği gibi kurtarıcının arketipini sembolize ederler.

Ancak, gerçek anti kahramanlar kimseyi kurtarmaz. Aslında, her gün hayata katılmalarını sağlamak için yapacak çok şeyleri var. Bunlar, sıkıntı, travma, kayıp ve ihanetten doğan figürler. Oradan kendi dünyalarını yaratırlar, bu dünya, kendi yasalarının ve değer sistemlerinin hüküm sürdüğü ve çoğunluğun dünyasından farklı olan ortam olacaktır.

İyilik ve kötülük birbirinin içerisinde çözülebilir ve bu karakterler her iki alanda da hareket edebilir. Bu karakterler, kuralları çiğnemekte büyük becerilere ve ustalığa sahiptirler.

Anti-kahramanlar – karanlık çekicilikleri sahip oldukları empati yeteneğinden kaynaklanıyor

İnsanlar kahramanlara hayranlık duyarlar ama kendilerini anti-kahramanlarla özdeşleştirirler. Bu nasıl olabilir? Walter White veya Tony Soprano gibi karakterlerin havasına girip yaptıklarından zevk alabilmek çelişkili bir durum değil mi? Bunun nedeni, insanın sahip olduğu empati duygusu, kendimizi mutsuz, çaresiz, hayal kırıklığına uğramış ve başarısız bir sisteme karşı çıkanlarla daha fazla özdeşleştirmemizi sağlıyor.

Örneğin Walter White, kendisine konulmuş kanser teşhisi nedeniyle oldukça sempatik bir karakter haline geliyor. Ailesini maddi anlamda desteklemek için metamfetamin yapmaktan başka seçeneği olmayan bir lise kimya öğretmenini canlandırıyor. Sonra, bir de Malefiz ya da Maleficent olarak tanıdığınız karakter var, bir sevgili tarafından ihanete uğrayan ve onu terk etmenin yanı sıra kelimenin tam anlamıyla kanatlarını da kesen bir peri.

Bu tür bir figürle özdeşleşmek de oldukça kolay. Karanlık tarafları oldukça çekici, çünkü onları oraya götüren motivasyon kaynağı ile empati kuruyorsunuz.

Anti-kahramanlar sizi başarısız bir toplumda özgür kılar

The Punisher, Daredevil, Jessica Jones… Son yıllarda küçük ekranda bu karakterlerin uyarlamalarında da büyük bir artış var. Bu anti kahramanlarda bulunan bir şey, bir merhem, bir katartik ajan görevi görüyor. İnsanların yapmak isteyip de asla uygulamaya koymayacakları pek çok şeyi temsil ediyorlar. Adalet adına kanunu çiğniyorlar ve başarısız bir toplumda bunun haklı olduğuna inanıyorlar.

Anti-kahramanlar tarafından adaletsizliğe karşı sert önlemlerin alındığı zamanlar da var. Aşırı tepkileri de oldukça çekici oluyor ve asla değiştirmeye cesaret edemeyeceğiniz şeyler karşısında kararlılıklarını takdir edersiniz.

Anti-kahramanlar arasında bir efsane olan Malefiz.

Anti-kahramanlar asla değişmez (ve kimse onların değişmesini de istemez)

Yalan söyleme, zalimlik, hainlik ve hatta şiddet içeren katiller olmalarına rağmen, anti kahramanların karanlık çekiciliği ortada. Çelişkili olabilirler. Sık sık onlardan nefret edersiniz ve onlarla hiçbir şey yapmak istemeyebilirsiniz. Evet, bir noktada onlardan kaçarsınız çünkü onlar sizin etik ve ahlaki kodlarınıza meydan okurlar. Bununla birlikte, er ya da geç, onlar hakkında daha fazla şey öğrenmek istersiniz, böylece o dizideki başka bir filmi ya da başka bir bölümü izler ya da başka bir çizgi roman ya da başka bir kitap okursunuz…

Böylece de, içten içe, aslında, değişmelerini istemezsiniz. Örneğin, bir süper kahraman iyilik yolundan saptığında, yoluna geri dönmek için ellerinden geleni yapar. Aksine, anti kahramanlar asla farklı olmaya çalışmıyorlar ve çoğu insan onlardan hoşlanıyor: yani kusurlu olmaları güzel.

Sonuç olarak, bugünün kahramanları, bir şekilde insanın en karanlık arzularının aynası gibi davranan, asla nedenini kimseye açıklamayacağınız şekilde, anti kahramanlar tarafından yerlerinden edilmiş durumda.


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.