Unabomber'a Yol Açan Harvard Deneyi

Harvard deneyine katılmasına ve son derece zeki olmasına rağmen, Unabomber olarak bilinen Ted Kaczynski şimdi Colorado’da maksimum güvenlikli bir hapishanede yatmaktadır. 1996’dan beri orada. Oradan, “Sanayi Toplumu ve Geleceği” manifestosundaki fikirleri yaydığı yoğun bir mektup çalışması yürütüyor. New York Times, bu manifestoyu yakalanmasından bir yıl önce yayınladı. Bu, FBI’ın onu teşhis etmesi için umutsuz bir girişimdi. Birinin Batı toplumu hakkındaki tuhaf ve radikal fikirlerini tanımasını istediler.

Bu strateji başarıyla sonuçlandı. Kaczynski, 20 yılı aşkın soruşturma ve üç ölü ve 11 yaralıdan sonra nihayet yargılandı ve mahkum edildi. Mahkumiyetinde kararlılığı bozulmadı ve sofistike ideolojisini dünyaya aktarmaya devam ediyor. Michigan Üniversitesinin ünlü manifestosuyla birlikte tüm mektuplarını tuttuğunu ve analiz ettiğini belirtmekte fayda var. Yazdıkları birkaç dile çevrildi. Ayrıca, psikolojik, ekonomik ve sosyolojik topluluk için oldukça büyüleyici olmaya devam ediyor.

Kaczynski’nin daha önce bilinmeyen bir yönü 2003 yılında gün ışığına çıktı. Tarihçi Alston Chase, Ted’in Harvard deneyinde, MK Ultra’da neredeyse üç yıl boyunca nasıl yer aldığını anlatan açıklayıcı bir araştırma yayınladı.

“İlkel insanın daha az stres ve hayal kırıklığı yaşadığına ve yaşam tarzından modern insana göre daha fazla memnun olduğuna inanmak için iyi bir neden var.”

– Ted Kaczynski

Harvard deneyi ve Unabomber

FBI’ın, bu süre boyunca stratejik yerlere sabırla 16 bomba yerleştiren Ted’in izini sürmesi 20 yıldan fazla sürdü. “Unabomber” adı, metodolojisinden ve kesin hedeflerinden kaynaklandı: “Üniversite ve Havayolu Bombacısı” (University and Airline Bomber).

Hikayeye devam edersek, bu soruşturma Amerika Birleşik Devletlerindeki en pahalılardan biriydi. Ancak, Kaczynski, kriminalist ajan James R. Fitzgerald’ın gelişine kadar, düşmanının nihayet onu yakalayana kadar kovaladığı duygusunu yaşamadı. Ancak, genel halk, tüm bu eylemlerin arkasındaki kişinin kim olduğunu öğrenince şaşırdı. İyi tanınan bir Harvard matematik profesörünün neden akademik nişandan suçluluğa geçebildiğini kimse anlamadı.

Şizofreni, paranoya ve antisosyal kişilik bozukluğu, davranışını açıklamaya çalışan tanılardan bazılarıydı. Bu fikirler, halkı rahatlatmaya ve kitleleri şaşırtan bir şeye bir neden sunmaya çalıştı. Ancak 2003 yılında çeşitli raporlar ortaya çıktı. Bunlar, Unabomber davasıyla ilgilenen herkesi bir kez daha şok etti.

Theodore Kaczynski Harvard Üniversitesine henüz 15 yaşındayken girdi. Oldukça zeki bir çocuktu. Bununla birlikte, duygusal olarak da savunmasızdı ve başına geleceklerle baş edemeyecek kadar gençti. CIA, zihin kontrol programını en çeşitli teknikleri kullanarak bu üniversitede yürütüyordu. Yani, Ted, maddelerin uygulanmasına, hipnoza, elektrik şoklarına ve karmaşık psikolojik tekniklere maruz kaldı.

Bu Harvard deneyi neredeyse üç yıl sürdü ve Kaczynski bu deneyin deneklerinden biriydi. Gençliği ve yüksek IQ’su göz önüne alındığında onu kolayca manipüle ettiler.

Deney, müteakip suç davranışını nasıl etkiledi?

Harvard deneyinin, birkaç bomba üretmesine ve ardından ilerleme ve teknolojiye yönelik saldırılar yapmasına yol açan antisosyal ve reaktif tohumu aşılayıp aşılamadığı sorusuna yanıt olarak, bunun belirli bir neden ve sonuçla ilgili olmadığını söylemeliyiz. Bunun nedeni, birçok etkenin onda bu davranışı ortaya çıkarmasıdır.

Kaczynski, hiçbir zaman bir gruba uymayan ayrıcalıklı bir çocuktu. Her zaman tüm sınıflarındaki en genç öğrenciydi, üniversiteye çok erken kaydolan çocuktu. Aslında, taciz, küçümseme, alay ile yüzleşmek ve akademik bir fayda sağlamayan ve onun yerine travmatize eden bir hükumet programının parçası olmak zorunda kaldı.

Ted’in teknolojinin kolaylaştırıcı olmaktan çok uzak olduğu teorisi, Harvard deneyinden ve sonraki deneyimlerden kaynaklandı. Ona göre, insanlar tüm bu teknolojik gelişmelerin kölesi, insanların seçme yeteneğini kaybettiği bir tüketim toplumundaki varlıklardır.

Profesör olarak çalıştığı üniversiteden ayrıldıktan sonra Kaczynski, Lincoln’ün dışındaki ormanda bir kulübe inşa etti ve emekli olarak bir münzevi hayatı sürmeye başladı. Orada ideolojilerini hayata geçirdi, eski bir daktiloyla manifestosunu kaleme aldı ve sofistike bombalar yaptı.

Bu adam kitaplara ve televizyon dizilerine ilham vermeye devam ediyor. 75 yaşında olmasına rağmen, insanlar zihninin her zamankinden daha aktif olduğunu ve hala tekno-endüstriyel topluma son vermeye kararlı olduğunu söylüyor.