Öfkelenmek, bazen iyi bir şey olabilir. Bu, canımızı sıkan şeylerden kurtulmamızı sağlayan bir duygudur. Bir güçlükle karşılaştığımızda ortaya çıkan bir duygudur.
Öfke, gelip geçici bir duygudur ve farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Öfkelenmek için illa bağırmak gerekmez: sınırları yeniden kurmamıza yardımcı olacak daha kontrollü bir tepki olabilir.
“Eğer öfkenizi ifade edemez, hatta tanıyamazsanız, güç ve kontrolden mahrum kalırsınız.”
– Carolyn Heilbrun
Öfkesini nasıl ifade edeceğini bilen biri misiniz? Yoksa artık dayanamayacak hale gelip de patlayana kadar içinizde mi tutuyorsunuz sinirinizi?
Sağlıklı olan birincisini yapmak. Ama bunu yapamıyorsanız, patlayacak hale gelince ne yapmanız gerektiği konusunda size birkaç tavsiye vereceğiz.
Kontrolü kaybetmek
Öfkenizi küçük dozlarla dışarı vermediğinizde, öfke birikir. Bastırdığımız, birinin tepkisinden korkarak söylemekten kendimizi alıkoyduğumuz, bizi rahatsız eden her şeyi biriktiririz ama bunlardan kurtulmuş olmayız.
Bizi rahatsız eden şeyleri gözardı etmek, onları yok etmez. Mesela, bir arkadaşımın hareketinden rahatsızsam, ailemle sorun yaşıyorsam ve stres nedeniyle çalıştığım işte problem yaşıyorsam, bütün bunlar eninde sonunda kendini gösterecektir. İşte bu anda patlayıp kendimizi kaybederiz. Tabii ki, içine atanlardansanız, etrafınızdakiler tepkinize şaşacaktır. Siz bile kendinize şaşırabilirsiniz.
Kontrol kaybı yaşadığınız bu anlarda, ne yapıp söylediğinizi bile hatırlayamazsınız. Her şey kontrolünüz dışında birden olmuştur. Bu da tahmin edilmez bir hale gelmenize yol açar. Her saniye patlayabilirsiniz, bunun ne zaman olacağını bilemezsiniz. Her an patlayabilecek bir bombaya benzersiniz.
Öfkeden patlamak üzereyim, ne yapmalıyım?
Ne zaman öfkeden patlayacağımızı söylemek güçtür ama kendimizi tanıyorsak, kontrolü kaybetmek üzere olduğumuzu gösteren işaretleri de anlayabiliriz, gerçi kimi zaman çok geç olabilir.
Yapacak en iyi şey, duygularımızı ifade etmenin alıştırmasını yapmak ya da en azından nihayetinde patlayacak bombanın oluşturulmasına baştan engel olmaktır.
Bu yüzden şu tavsiyeleri aklımızda tutmalıyız:
Kendinize sorun: Öfkelenmeye değer bir şey mi bu? Öfkelenmem için bir sebep var mı?
Konuşmayı öğrenin, soru sormayı öğrenin, sizi rahatsız eden şeyleri ayıklayıp göstermeyi öğrenin.
Biraz uzaktan bakın ve biraz hava alın.
Sizi rahatsız eden şeylere çözüm bulmaya çalışın.
Çözümleri düşünün ama çözümün göz ardı etmek olduğunu asla düşünmeyin.
Ayrıca, kendinizi zor bir durumda bulduğunuz zaman sorundan biraz uzaklaşmayı öğrenin. İnsanlar alışkanlık olarak sakin olmamızı söyleyecektir. Fakat bu, öfkemizi artırıp kızgınlıktan deliye dönmemizden başka bir işe yaramayacaktır.
Şu andan itibaren öğrenmeye başlayın. Böylece kendiniz hakkında daha iyi hissederek kendinize hakim olur ve uygunsuz bir anda patlamazsınız.
Belki de olumsuz düşüncelerinizden ve size neden olabilecekleri acılardan korkarak kaçan bir insansınız. Bunlar yaşantısal kaçınma bozukluğunun belirtileridir ve bu yazıda, bundan kaçınmak için ne yapabileceğinizi anlatacağız. Her ne pahasına olursa olsun, her durumda mutlu olmamız beklenen bir “mutluluk kültüründe”…
Eski bir aşkı unutmaya çalışmak, granit bir yüzeyi kırmak için uğraşmaya benzer. Yani adeta imkansız bir çabadır. Çünkü bu lekesiz hatıralar, hikayeler ve tecrübeler, yoğun tutku ve hafızlardan silinmeyen bir büyü izi ile yazılmaktadır. Bu nedenle, istesek de istemesek de…
Bushido disiplini antik bir Japon prensipleri listesidir. Eskiden, bu rehber ilkeler bütünü samuraylar tarafından takip edilirdi. “Bushido” kelimesi “savaşçının yolu” anlamına gelmektedir. Japon samuraylar için, Bushido disiplini sadece takip etmeleri gereken bir talimatlar listesi değildi. Yukarıdaki çeviriden de anlaşılabileceği gibi,…
Sabırsız insanlar her yerdeler. Siz onların kim olduklarını biliyorsunuz. Sürekli sinirleniyorlar ve hiçbir şey onları tatmin etmiyor. Mutlu olduklarında, mutlulukları kısa ömürlüdür ve endişe ile doludur. Hemen sonrasında ise, daha fazlasına ihtiyaç duyuyorlar. Sabırsızlık gibi çok az şey olumsuz duyguları…
Fazla yüksek öz saygı, iyi bir şey olmadığı gibi sağlıklı da değildir. Fazla güvenli olmak ve kendinize fazla değer biçmek, problemli davranış ve tavırlara neden olabilir. Bu tip insanlar kendi hatalarının sorumluluğunu almaz ve aynı zamanda narsist davranışlar sergiler. Öz…
İnsan, sosyal bir canlıdır. Bu sebeple eğer diğer insanlarla bağ kurmazsa sağlıklı bir hayat sürdüremez. Çocukluk döneminde sosyalleşmeye başlarız ve parçası olduğumuz sosyal gruplar zaman içinde değişir ve gelişir. Bir sosyal grubun parçası olmak her türlü ilişkiye olanak sağlar, zor…