Franz Kafka'nın Etkileyici 5 Sözü

Franz Kafka, Almanca konuşan Bohemyalı roman ve hikâye yazarı. 20. yüzyıl edebiyatının en önemli figürlerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Franz Kafka'nın Etkileyici 5 Sözü
Gema Sánchez Cuevas

Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas.

Son Güncelleme: 23 Ocak, 2021

Franz Kafka’nın  neredeyse tüm harika cümleleri edebiyata yapılan gerçek bir övgüdür. Eski Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nda doğan bu yazar, tarihin en evrensellerinden biri olarak kabul edilir. Batı yarım kürede milenyumun romancısı seçilmesi boşuna olmamıştır.

Kafka, çağdaş insan ruhunu eşi benzeri olmayan bir şekilde yakalamıştır. Romanları ve diğer tüm yazıları genel olarak muazzam bir dürüstlüğe sahiptir. Onun dillere destan olan duyarlılığı, insan ruhunu açıkça yansıtan gözlem gücünü bir başyapıt haline getirmektedir.

“Var olmayan bir şeye tutkuyla inanarak, onu yaratırız. Henüz var olmayan, yeterince istemediğimiz her şeydir.”

– Franz Kafka

Franz Kafka’nın satırlarında, insanoğlunun yaşadığı psikolojik şiddet, yalnızlık ve çaresizlik incelikle gösterilmektedir. Estetik değerinin ötesinde, duyguları ve gerçekleri tanımlama yeteneği yazarı benzersiz kılan özelliklerdir. İşte onun etkileyici 5 cümlesi:

1. Franz Kafka’ya göre ulaşılması gereken nokta

Franz Kafka’nın en ilginç sözlerinden biri şöyle der: “Belli bir noktadan sonra geri dönüş yoktur. Erişmemiz gereken nokta burasıdır”. Başka bir deyişle, insanın varması gereken nokta geri dönüşü olmayan noktadır.

Atılan adımları geri alma seçeneğinin ortadan kaldırıldığı yere geri dönüşü olmayan nokta denir. Tek alternatif yolunuza devam etmektir. Tamamen belirli bir hedef için yol aldığınızda, geri dönüşü olmayan tek noktalardan birine ulaşırsınız. Bu ifade tam olarak şuna bir çağrıdır: bir şey için derinlemesine oynamak.

Franz Kafka

2. Franz Kafka’nın sözlerindeki Don Kişot

Don Kişot’un ilham verici figürü, Franz Kafka’nın sözlerinden birinde de yer almaktadır. Bu karakteri bir şekilde yüceltmek için ondan şöyle bahsetmektedir: “Don Kişot’un talihsizliği onun hayal ettiği şey değildir, hayal ettiği Sancho Panza’dır.”

Bilindiği gibi Don Kişot, kaba olarak gördüğü idealizmi ve gerçekliği küçümsemeyi somutlaştırır. Buna karşılık, Sancho Panza ise en kaba ifadesiyle gerçekçiliğin bir temsilidir. O halde Kafka’nın satırları, hayal ve tasavvur etme yeteneğinin bir savunmasıdır.

3. Acının kaynağı

Kafka’nın çalışmalarında sık sık tekrarlardan temalardan biri çocukluk çağının, çocukların gelişimi ve yetişkin yaşamı üzerindeki etkileridir. En güzel eserlerinden biri de Babaya Mektup‘tur. Mektubunda derinlemesine, varoluşçu bir yazarın duyarlılığı ile otorite figürü çok güzel ve detaylı bir şekilde anlatılmıştır.

babaya mektup

Dolayısıyla, Franz Kafka’nın en güzel sözlerinden biri bu konuya etkileyici bir açıklıkla değinmektedir. Şuna dikkat çekmektedir: “Otorite figürünün acımasız hareketleri çocuğun korkudan küçük dilini yutmasına sebep olmuştur.” Çocukken yaşadığı korku dolu anları, yetişkinlik dönemindeki mutsuzluk ile ilişkilendirmesi etkileyicidir.

4. Tutku

Kafka hiçbir suretle standart bir iyimserlik dağıtıcısı olmamasına rağmen, eserlerinin çoğunda hayatı acı ve tatlı taraflarıyla derinden hissedenlerin dayanma gücünü anlatmaktadır.

İşte bu yüzden, bu harika yazardan şöyle bir cümle duymak tuhaf değildir: “Önemli olan tutkuyu karaktere dönüştürmektir.” Bizi derinden etkileyen şeylerin var oluşumuzun tüm yapısına ve ifadesine yansıtılması gerektiği anlamına gelir.

5. Sabır ve zaman

Bu, Franz Kafka’nın en can alıcı cümlelerinden biridir. Şöyle der: “İnsanların tüm hataları sabırsızlığının meyvesidir. Düzenli bir sürecin vaktinden önce kesintiye uğraması, yapay gerçekliğin etrafında ortaya çıkan yapay bir engeldir”.

Batan güneş

Bu cümle, her gerçekliğin doğal bir süreci olduğunu ve sabırsızlık nedeniyle değiştirilmemesi gerektiği anlamına gelir. Olağan şeylerin normal gelişimini kesintiye uğratmak, yalnızca hataya ulaşmanıza neden olur. Müdahale etmek, yani olguların özgür gelişmesine bir ket vurmak, bir yapaylık yaratmakla, yalan söylemekle eşdeğerdir.

Kafka, bürokrasiden nefret eden bir bürokrat olmuştur. Kendi metinlerinin yok edilmesini isteyen bir yazardır. Hayat dolu bir adam 45 yaşına gelmeden hayatını kaybetti. Ne mutluluğu tadabildi ne de ürettiği eserlerin bu kadar yayılabildiğini görebildi. Diğer birçok dahi gibi, belki de zekasının farkında değildi. Eserlerinin bu kadar etkileyici olmasının sebebi belki de buydu.


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.