Logo image
Logo image

İlişkilerde Bağlılık, Özgürlüğünüzü Etkiler Mi?

3 dakika
İlişkilerde Bağlılık, Özgürlüğünüzü Etkiler Mi?
Son Güncelleme: 24 Haziran, 2018

Bu günlerde ilişkilerde bağlılıktan uzak durmak oldukça popüler. Bunun nedeni, nasıl bağlılık kuracağınızı bilmemeniz ya da bağlılığın özgürlüğünüzden vazgeçmek demek olduğuna inanmanız olabilir.

Evlilik kurumunun gözden düştüğü bir zaman yaşandı. 1970’lerde, evlilik demode oldu ve boşanma oranları fırladı. Bu aynı zamanda kadınların özgürlük hareketine de denk düşüyordu.

Bundan sonra, “özgür aşka” yönelik belirgin bir eğilim gördük. İnsanlar, taahhüdün ve bu bağlılığın resmiyete dökülmesinin özgürlüğü yok ettiğini varsaydılar. Herkes işler yolunda gitmezse kolayca çıkıp gidebilmek için kapıyı açık bırakmak istiyordu.

“Bir uzlaşmaya varmak zorundasınız ve bunu yaptıktan sonra, hayat size bazı cevaplar verecektir.”

– Les Marron

Bu eğilim, sonraki on yıllarda yoğunlaştı. İnsanlar sadece evliliği küçümsemekle kalmadı, aynı zamanda genel olarak ilişkileri özgürlüğün önünde bir engel olarak görmeye başladılar. Flört, demode oldu. Onun yerine başka türlü ilişkiler ortaya çıktı. Örneğin, ”Avantajlı arkadaşlıklar” ya da hiç tanımadığı biriyle günlük bir ilişki gibi.

Bugün bile ne evliliğin ne de flörtün tamamen ortadan kalktığını söyleyemeyiz. Bunları geçerli seçenekler olarak görmeye devam eden biraz daha muhafazakar bir kitle var.

Some figure

İlişkiye bağlılık ve özgürlük

Tüm duygusal taahhütlerin bir kişinin özgürlüğünü ortadan kaldırdığı fikri yayıldı. Bu fikir temel olarak doğrudur, ama bunu bağlama yerleştirmemiz gerek. Bir taahhüt ortaya çıkıp bizi zincirlere bağlayana kadar hepimiz özgürüz gibi gözüküyor. Ama hepimiz bunun doğru olmadığını biliyoruz.

Toplumda yaşamanın basit gerçeği, bizden belirli özgürlükler alır. Kafamıza giren herşeyi yapmaya devam edemeyiz çünkü bu, toplumsal bağları ve beklentileri yıkardı. Komşumun arabasını beğendim diye hemen arabanın kapısını açıp kullanmaya başlayamam.Hepimiz yaşamımızı alın teriyle kazanmalıyız (ya da kazanan biri tarafındna geçimimiz sağlanmalı).

Duygusal düzlemde işler çok farklı değil. Sevgi ve nefret bağları bizi biraz sınırlıyor. Bunu düşünün: Örneğin, iş arkadaşlarınızın ve patronlarınızın saygısını kazanmak zorundasınız. Çoğu zaman sadece teslim olup kayıtsızlık veya hakaretlere katlanmak zorunda kalırısnız.Öyleyse, özgürlük, yükümlülüğün yokluğu değildir. Bunun yerine, hepimizin yaşadığı kısıtlamalara rağmen eylemi ima eder.

Arada sırada aklına gelen her şeyi yapan o vahşi yaratık olmayı isteyeceksiniz. Özgürlüğünüze kısıtlamalar getiren bir kültüre karşı direniyor ve isyan ediyorsunuz. Diğer kişinin ihtiyaç ve taleplerinde, kaçmak istediğiniz karmaşık bir durum görürsünüz.

Some figure

Bir ilişkide bağlılık

Diğer bağlamlarda normal görünen bir ilişki bağlamında yetersiz görünebilir. Romantik bir ilişkinin bize getirdiği sınırlamalar çoğu zaman sürdürülemez gibi görünüyor. Talep istemiyoruz. Yaptığımız şeyi açıklamak zorunda kalmak istemiyoruz. Kıskançlık ya da zaman geçirdiğimiz kişiyle ilgili kısıtlamalarla uğraşmak fikri hiç de çekici değildir.

Romantik ortaklar bağlamında özgürlüğü düşündüğümüzde, genellikle tek seferde birden fazla ortağa sahip olma özgürlüğünü düşünüyoruz. Ayrıca başka birinin duygularından sorumlu olmaktan kaçınmak istiyoruz. Partnerimizin duygusal ihtiyaçlarına karşı dikkatli olmak, pek çok kişinin katlanmak istemediği bir yük gibi görünebilir.

Birçok insan, en azından ilişkilerde, bağlılık ve özgürlüğün karşılıklı olarak iki ayrı şart olduğunu düşünmektedir. Yine de, hiç kimsenin bağlanmak istemiyor gibi göründüğü bu dünyada, bazı çelişkiler vardır.

Bu çelişkilerden birini bazı verileri ele alarak konuşabiliriz. Tüm dünyadan insanların Google’da en çok aradıkları soru, “hayatımı paylaşacağım kişiyi nasıl bulabilirim?”

Belki de insanların aradığı şey, sevmenin gerektirdiği bağlılık olmadan sevilmektir. Ya da belki de bir ilişkide ortaya çıkan zorunlu yükümlülükler olmadan arkadaşlık istiyorlar.

Kendinize ve kendi ihtiyaçlarınıza köle olmak bile mümkündür.

Some figure

Yalnızlık da bazı oldukça yoğun kısıtlamalar getiriyor.  Görünüşe göre, hayatlarını ergenler gibi geçirmek isteyen insanlar var. Eğlence ve seks istiyorlar ama hiçbir taahhütte bulunmak istemiyorlar. Ayrıca sevmekten korkan insanlar haline gelmemiz de mümkündür. Partnerimiz bizden ayrılmadan, biz ondan ayrılırız ve dolayısıyla her türlü bağlılığa direniriz.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


Gonzaga, G. C., Keltner, D., Londahl, E. A., & Smith, M. D. (2001). Love and the commitment problem in romantic relations and friendship. Journal of Personality and Social Psychology. https://doi.org/10.1037/0022-3514.81.2.247


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.