Logo image
Logo image

Herrmann Kadranlarına Göre Hangi Baskın Beyin Türüne Uygunsunuz?

3 dakika
Herrmann Kadranlarına Göre Hangi Baskın Beyin Türüne Uygunsunuz?
Tarafından yazılmıştır Valeria Sabater
Son Güncelleme: 22 Aralık, 2022

Herrmann’ın beyin baskınlık testi, bilgiyi işleme ve öğrenme süreçlerini anlamak amacıyla 120 sorudan oluşturulmuş bir araçtır. Bu ilginç teste göre beynimiz 4 bölümden meydana gelir ve kabaca her birimizde bir bölge baskındır.

Belki bu testi daha önce yapmışsınızdır. Ancak bu test o kadar da yaygın bir test değildir. Neden mi? Çünkü bu test nörolojik açıdan kesin olarak doğru değildir. Aslında çoğu bilim insanı bunun popüler psikoloji olduğunu söylüyor.

“Akıl doldurulacak bir kap değil ama yakılacak bir ateştir.”

– Plutarco

Beyindeki baskınlık ve lateralizasyon tartışmalı bir konudur. Bir örnek verelim. Bu araca göre yaratıcılık beynin sağ lobunda yer alır. Ancak yaratıcı süreç beyindeki tüm bölgeleri harekete geçirdiği için bu tam anlamıyla doğru değildir.

Peki bu Herrmann testinin tamamen işe yaramadığını mı gösterir? Tabii ki değil. Bu testi değerli yapan bir yönünü konuşacağız. Test önemli bir önermeyle başlıyor: herkesin bilgiyi işleme, dönüştürme ve yorumlama süreçleri birbirinden farklıdır.

Ders çalışan öğrencileri veya çalışırken kendinizi düşünmeniz yeterlidir. Bazıları daha yaratıcıyken bazıları daha temkinli ve titizdir. Bazılarında görsel bazılarındaysa işitsel anlama gelişmiştir. İşte tüm bunlar Herrmann testinin hipotezini doğruluyor.

Some figure

Herrmann testinde beynin baskınlığı

90’larda geliştirilen bu testten söz etmeden önce biraz testin yaratıcısı olan profesör Ned Herrmann’dan konuşalım. American Creativity Association başkanı olan Herrmann yaratıcı düşünme mantık alanında öncü bir isimdi. Fizik ve müzik alanlarında uzmanlaşmıştı. Genç yaştan itibaren çalışanlar arasında üretimi, motivasyonu ve yaratıcılığı artırmak için General Electric’te çalıştı.

Herrmann işçilerin düşünme ve öğrenme süreçlerini inceledi. Bundan hareketle bir beyin haritası oluşturdu. Daha sonra da beyin kadranları teorisini geliştirdi ve 4 tipoloji oluşturdu. Bunlar insanların yatkın olduğu düşünme, öğrenme, etkileşme ve hayatı anlama biçimleriydi.

İşte Herrmann’ın beyindeki baskınlığı anlama şekli şöyle:

A Tipi: analitik insanlar

Herrmann bunları uzmanlar olarak adlandırıyor. Mantıksal, analitik ve teknik düşünme özellikleriyle öne çıkıyorlar.

  • Bu insanlar bilgiyi somut kaynaklardan alan rasyonel insanlardır.
  • Analitik düşünen insanlar bireysel ve rekabetçi olduğu kadar zeki ve ironik olma eğilimindedir. Ayrıca iyi bir mizah anlayışları vardır.
  • Bu türe en uygun meslekler matematik, fizik, mühendislik ve kimya gibi bölümlerle ilgilidir.
    Some figure

B Tipi: düzenli tür

İsminden de anlaşılacağı gibi bu insanlar düzenlidir.

  • İşleri planlamadan yapmazlar. İşlerin kontrol edilebilir ve öngörülebilir olmasını severler.
  • Genelde bu kadrandaki insanlar iyi şirket yöneticileri, patronlar veya muhasebecilerdir.

C Tipi: etkileşimli

Bu tip duygulara meyilli olan ve başkalarıyla bağ kurma ihtiyacı olan insanları tanımlar. Bu insanlar başkalarıyla bağ kurabilen ve işe yaradıklarını hissettikleri zaman keyif alan, almaktan da vermekten de hoşlanan insanlardır. İletişim kurmak konusunda başarılı ve dışa dönüktürler. Genel olarak gazetecilik, hemşirelik, sosyal çalışma ve avukatlık gibi meslekleri tercih ederler.

D Tipi: deneysel

Bu testteki dördüncü profil bütünsel kişilikleri tanımlar. Görsel yönleri gelişmiş oldukça yaratıcı insanlardır. Daima ileriye baksalar da şu andan ders almaya çalışırlar. D tipi insanların mimar, yazar, müzisyen, ressam veya tasarımcı olduğunu görebilirsiniz.

Some figure

Sonuç olarak, Hermann’ın beyin baskınlık testinin dört tipolojisine bakarak kendinizi herhangi bir alanla tanımlamamış olabilirsiniz. Bu yaygın bir durumdur. Aslında bu testin tahminleri insanların neredeyse %60’ının bu dört alanda birden fazlasına uyduğunu söylüyor.

Ayrıca, hiçbir baskınlığın bir diğerinden daha iyi olduğunu söyleyemeyiz. Bunlar sadece hangi şekilde çevreyle etkileşim kurmaya yatkın olduğumuzu belirliyor. Aldığımız bilgileri işleme tarzımızdan söz ediliyor. Bu, kendimizi biraz daha iyi tanımanın basit bir yoludur. Neden siz de denemiyorsunuz?

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.