Logo image
Logo image

Hastalıklarla Başa Çıkmada İyimserliğin Önemi

3 dakika
Hastalıklarla Başa Çıkmada İyimserliğin Önemi
Son Güncelleme: 08 Temmuz, 2017

Ünlü nöroendokrinoloji uzmanı ve doktor Deepak Chopra, çok ilginç bir şey söylüyor: Meslek hayatım süresince hastalıklarının son aşamada olduğu teşhisi konduktan sonra tamamen iyileşen pek çok hastayla karşılaştım. Birkaç ayı kalmış insanlar.” İyimserlik ve umut, işin sırrı olabilir mi? Bu konuya biraz daha yakından bakalım.

Chopra şunu ekliyor: “Bunların mucizevi durumlar olduğunu düşünmüyorum. Benim anladığıma göre bu vakalar, zihnin çok öteye,derinlere giderek bedenin tasarladığı temel planları değiştirebileceğini kanıtlayan durumlar.”

Chopra, meslek hayatının büyük kısmını bir hastanın duyguları ve tavrının, kanser gibi ciddi hastalıklar dahil herhangi bir hastalık söz konusu olduğunda iyileşme sürecini nasıl etkilediğini araştırmaya adamıştır.

İyimserlik, bir hastalığın iyileşmesine yardımcı olabilir mi?

Ciddi bir hastalığa yakalandığımıza dair üzücü haberi aldığımızda, pek çok şeyi merak edebiliriz. Mesela, iyimserlik ve umudunu yitirmemek, iyileşmek için çok iyi bir neden olabilir. Sorunun daha kötüye gitmesini engelleyebilir.

Psikolog ve yaşam koçu Mamen Garrido, hastalıklarla pozitif bir tavırla, umut ve iyimserlik dolu bir şekilde başa çıkmamıza yardımcı olacak bazı sırlar vermektedir.

Garrido, pozitif bir tavrın hayatın her alanında faydalı olacağını söyler. Hastalıklar da buna dahildir. Bu yüzden, kötü haberi aldığımızda öfke inkar ya da aşırı üzüntü ortaya çıkabilir. Ama bu ilk aşamadan sonra farklılık yaratacak önemli bir ana ulaşırız.

Mamen Garrido’nun bir hastalığı aşmak için gerektiğini belirttiği faktörlerden birincisi, erken kabullenmedir. Durumun farkına ne kadar çabuk varırsak, mücadelemize başlamak için o kadar çok zamanımız olur. Ama asla kendinizi zorlamamalı ya da kestirme aramamalısınız.

Garrido’ya göre ikinci sır, korkuyu aşmaktır. Elbette, ciddi bir hastalık kişide tam bir panik yaratacaktır. Ama belirsizliğe karşı savaşmak için bilgi istemek, iyi bir seçenek olabilir.

Some figure

Üçüncü sır ise hastalığı boyunca hasta kişiye destek olacak sevdiklerin oluşturacağı dairedir. İyimserlik, umut ve pozitif enerji yayan insanlar, bu yolculukta gerekli kişilerdir.

Mamen Garrido’nun belirttiği dördüncü sır ise iyimserlik ve umudunuzu artırmak için ciddi emek sarf etmektir. Hastalığının üstesinden gelmiş kişilerle iletişim kurmak, faydalı olabilir. Bir blog başlatabilir, günlük tutabilir ya da size neşe sağlayan başka bir aktiviteyle uğraşabilirsiniz. Size canlılık katacak herhangi bir bir aktivite.

Mamen Garrido, psikonöro bağışıklık ile ilgili ileri çalışmalar olduğunu hatırlatıyor. Bu çalışmalar bağışıklık,sinir ve endokrin sistemleriyle davranışlarımız ve tavırlarımız arasında biyolojik bağlar kurar. Bu hipotez kanıtlanırsa, iyimserlik ve umudun hastalıklar üzerindeki etkisi de ortaya konmuş olur.

“İyimserlik, başarıya götüren inançtır. Hiçbir şey, umut ya da güven olmadan başarılamaz.”

– Helen Keller

‘X Faktörü’ olarak iyimserlik, umur ve tavır

David Spain, Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesinde baş cerrahtır. Bu uzmana göre, hastanın iyileşme ve hayatta kalmasını etkileyen üç unsur vardır:

  • İlk olarak Spain, bireyin genetik özelliklerinden söz eder. Bu, hastanın iyileşme sürecinde belirleyici unsurdur.
  • İkinci önemli unsur, her hastanın özel koşullarıyla ilgilidir. Hastalığın nasıl geliştiği buna dahildir.
  • Üçüncü olarak David Spain, “X factor”den söz eder. Bu, ölçülemeyen elle tutulamayan bir şeydir, ayrıca göz ardı edilir. Bir hastanın kişiliği,duyguları, iyimserliği vs. gibi özelliklerinin, iyileşmelerinde küçük ama önemli bir rol oynadığını düşünür. 
Some figure

David Spain, kendi tecrübesine dayanarak şunu onaylıyor: “Kaya gibi sert ve yüzü asık yaşlı bir adam, zayıf bir süt çocuğundan çoğu kez daha çabuk iyileşir. Sonuna kadar savaşır.

“İyimserlik, cesaretin temelidir.”

– Nicholas M. Butler

Pek çok doktor; iyimserliğin, mücadelenin, kişiliğin, tavır ve umudun, bir hastalığı yenmedeki öneminden söz eder. Ama nedenini açıklayamazlar. Yine de bu faktörlerin önemli olduğunu gösteren vakalara şahit olmuşlardır. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?