Logo image
Logo image

Yetişkin Bağlanması Ebeveynliği Nasıl Etkiler?

4 dakika
Bağlanmanızla ve çocuğunuzu büyütmeniz arasında bir ilişki var mı?
Yetişkin Bağlanması Ebeveynliği Nasıl Etkiler?
Tarafından yazılmıştır Berta Escobosa
Son Güncelleme: 22 Aralık, 2022

Ebeveynlik kolay bir iş değildir. Çocukların eğitimini etkileyen birçok faktöre dikkat etmemiz gerekir. Peki bu faktörleri kontrol edemediğimizde ne olur? Bizim bir parçamız olan yavrularımızla ebeveyn-çocuk bağını etkiler mi? Ebeveynlik ve aile ortamı arasındaki ilişkinin yetişkin bağlanma ile ilişkisi nedir?

Dünyaya geldik ve birbirimize ihtiyacımız vardır. Işığı çeken gece kelebeği gibi güçlü, istikrarlı ve duygusal bağlara ihtiyacımız vardır. Bu nedenle, bilişsel ve duygusal gelişim için önemli bir faktör olan sosyal etkileşimle birlikte biyopsikososyal varlıklar olarak kabul ediliriz.

“Çocukların davranışları yetişkinlerin davranışlarını yansıtır. Kendinizi sevmekten neyin alıkoyduğunu inceleyin ve kendinizi bu duygudan özgürleştirmeye hazırlanın. Çocuklarınıza harika bir örnek olacaksınız.”

– Louise Hay

John Bowbly, Peter Fonagy, Mary Ainsworth gibi araştırmacılar sayesinde, bugün bağlanmanın gelişimimiz üzerine bıraktığı ağırlığının farkındayızdır. Örneğin, çocuklukta benimsenen bağlanma tarzının bir iz, bir iç model veya ilişkisel bir ilişki haritasını temsil ettiğini biliriz; bu ilişki modeli duygusal hayatımızda yolculuk boyunca bize yol gösterir ve birçok durumda bu tarz ilişki türü aramak, sahip olmak ve devam ettirmek üzere bizi şartlandırır.

Konu sadece bu değildir aynı zamanda bu alanda yapılan ısrarlı araştırmalar ve duygulanım alanının teorik inşası üzerine yapılan en tutarlı yoğun çalışmalar sayesinde, bizi yapılandıran ilişkisel haritaların yaşanmış deneyimlerden veya zamanla bağlılık örneği sergileyen yeni figürlerden meydana geldiğini doğrulamak mümkün olmuştur. Bu tanımdan itibaren, yetişkin bağlanmasından söz edilmeye başlandı.

“Yetişkinler, duygusal durumlar karşısında karakteristik bağlanma stillerini benimser.”

– Cindy Hazan ve Phillp Shaver

Some figure

Yetişkin bireylerde kaç çeşit bağlanma vardır?

Kanadalı bir psikolog olan Bartholomew’e göre yetişkin bağlanma modelleri, negatif ve pozitif modeller arasında kutuplaşmıştır. Bu şekilde, olumsuz bağlanma modellerini; başkalarının onları reddettiği, mesafeli olduğu veya umursamadığı inancını sürdürenler olarak tanımlar.

Tam tersi olan pozitif bağlanma modelleri ise diğerinin müsait olduğunu düşünenler ve kaygılılar olarak tanımlanır. Bu sınıflandırmadan, yetişkin bağlanmanın farklı biçimleri ortaya çıkar:

  • Güvenli bağlanma: Kişi kendisi ve diğerleri hakkında olumlu bir fikir geliştirir. Düşük kaygı seviyeleri ve düşük kaçınma seviyeleri ile ilişkilidir, bu sayede diğer bireylerle iletişim ve yakınlık kolaylaşır.
  • Kaçıngan bağlanma: kişi kendisi hakkında olumlu, ancak başkaları hakkında olumsuz bir fikir geliştirir. Düşük seviyede kaygı, ancak yüksek kaçıngan özellik ile karakterize edilir.
  • Kaygılı bağlanma: Bu bağlanma türünde yetişkin kişi, kendisi hakkında olumsuz (benlik kavramı) başkaları hakkında ise olumlu fikir geliştirerek, yüksek düzeyde kaygı ve düşük kaçınma ile kendini gösterir.
  • Korkulu bağlanma: Kişi, kendisi ve diğerleri hakkında olumsuz bir fikir geliştirir, bu da yüksek düzeyde kaygıya ve yüksek düzeyde kaçınma eylemine yol açar.

Güvenli yetişkin bağlanmanın çocuk yetiştirme ve aile ortamı üzerindeki etkisi

Daha önce de belirttiğimiz gibi, bağlanma doğrudan ilişki kurma şeklimizi belirler. Bu yüzden yetişkin bağlanmasının bir çift olarak sadece ilişkiyi değil aynı zamanda çocukları ve aile ortamında kurulan ilişkiyi de etkilemesi garip değildir.

Araştırmalar; güvenli bağlanma stiline sahip annelerin, olumlu ve olumsuz deneyim yaşadığını ifade çocuklarına böyle bir duygusal deneyim karşısında yardımcı olduklarını doğrulamaktadır. Bu yaklaşım şekli, kuşkusuz, ileride yetişkin olduklarında, duygusal tanımlama ve otokontrol mekanizmalarını kolaylaştırarak duygusal gelişimlerine yönelik olumlu bir husus olacaktır.

Bu nedenle, sanki üçlü bir kural varmış gibi hassas bir anne figürü ve güvenli bir bağlanma bağı üreticisi iyi bir duygusal gelişim için temel oluşturacaktır. Peki bu duygusal zeka bize nasıl yardımcı olur? Örneğin, bize destek verildiğini düşündüğümüz yerler sayıca çok ve aynı zamanda da önemlidir: stresi uzak tutmamıza izin verir, duyguları yorumlamayı kolaylaştırır, olumsuz duyguları kabul eder ve olumlu olanları pekiştirir.

Sonuç olarak, güvenli ebeveyn ve annelik bağı esnek ve uyumlu bir aile ortamının oluşmasına izin vererek, ailenin yapılarımıza uyum sağlamasına, çatışmaları çözmesine ve bağlanmaya uygun ilişkilere sahip olmasına yardımcı olur.

“Hassasiyet, zekanın üstesinden gelemeyeceği bir engeli kaldırır.”

– Azorin

Some figure

Güvensiz ve korkulu bağlanmanın ebeveynlik ve aile ortamı üzerindeki etkisi

Karşıt bir anlayış olan kaçıngan veya güvensiz bağlanma, çoğu durumda bu kurallarla hayata başlayan bir yetişkin için çevresindeki insanlarla etkileşime girmek gerçek bir yüktür. Güvensiz ve/veya korkulu bağları olan insanlar, gizli bir yakınlık arzusu sürdürürler. Bu kendileri ve etrafındakiler hakkında oluşan kötü bir imajdır. Yetersiz güven duygusu, korku ve otoriter olma bu duygunun oluşmasına neden olur.

Bu bağlanma tarzına sahip kişiler, herhangi bir kötü niyet olmaksızın, hem arzu duyarak hem de rahatsızlık hissederek çocuklarıyla ilişki kurma biçimlerine karşı kararsızlık hissederler. Bu durum duygusal düzeyde özgür ve doğal hissedememe fikrine karşı rahatsızlık verecek kadar, ikili mesajın kendisine yönelik olduğu düşüncesiyle kaygıyı artırabilir.

Bu nedenle, bu bağlanma stiline sahip ebeveynlere benzer aile ortamı, düşük seviyelerde duygusal ifade, daha az organizasyon, daha fazla kontrol ve sık çatışma olasılığı ile az uyumlu bir ortamdır. Güvensiz ve/veya korkulu yetişkin bağlanma, bu tarz aile ortamında yetişenlerin aşırı koruma ve az bakım gibi faktörlerin bir ürünü olarak duygusal gelişimin karşısına çıkan bir taş gibidir.

Sonuç olarak, bağlanma teriminin keşfi, genç nesillere aktardığımız şeyin önemi hakkında bizi daha bilinçlendirir; ebeveynlerimizin bize bıraktığı bağlanma mirası, çocuğumuzun yetiştirilmesinde, ilerleyen yaşlarında ve pek çok şeyde oldukça etkili bir faktördür. Unutmayın: güvenli bağlanma, yeni doğan nesillere verebileceğimiz en iyi armağanlardan biridir.