Yaş Cildi Kırıştırır, Heyecan Yoksunluğu İse Ruhu

Yaş Cildi Kırıştırır, Heyecan Yoksunluğu İse Ruhu

Son Güncelleme: 14 Mart, 2018

Heyecan, sizi mutluluk yoluna taşıyan enerjidir. Mutlu olmanızı sağlayan ve sevdiğiniz şeye sıkıca tutunmanızı sağlayan şey ise tutkudur. Bu güçlü enerjileri hayatınızın çemberi haline getirip yaşamak, hayatın size sunacağı her türlü olasılığa umut dolu ve açık bir görüşle yaklaşmanızı sağlar.

Etrafınıza baktığınızda göreceksiniz ki birçok insanın ‘günlük hayatları’ daha çok rahatlamak, rutinlerini yerine getirmek ve hatta monotonluğa dayanan bir yapı üzerine kuruludur. Bu, hayatınıza kontrolcü bir motivasyon sağlar; yeni bir enerji ve tutku sağlamaz. Elbette, bazı kimseler için rahatlık ve rutin bir yaşam ön planda tutulmak istenebilir. Ancak farkına varılması gereken önemli bir mevzu var; hayatınızdaki heyecan ve tutku eksikliği bir takım olumsuzluklara neden olabilir.

“Hayatınızda acil olan konulara ayırdığınız zaman yüzünden, mühim olan konulara zaman ayırmakta zorluk çekiyorsunuz.”

– Quino

Çocukken, sevdiğiniz şeye değer göstermek, korktuğunuz şeylerden saklanmak size bahşedilmiş doğal bir kabiliyet gibidir. Saklamanıza, olumlu veya olumsuz hislerinizi kendi içinizde yaşamanıza gerek kalmadan, çocukluğunuzun verdiği masumiyet etkisi altında her türlü duygunuzu açıkça yaşayabilirsiniz. Fakat yaşlandıkça bu ‘yetenek’ etkisini yitirmeye başlar. Ama iyi bir haberimiz var; aslında bu yetenek içinizde hiçbir zaman tamamıyla yok olmuyor!

Coşku dolu bir yaşam

Hayata karşı duyduğunuz coşku, bir şeyler yapmak için hissettiğiniz heyecan… Bunlar genetik kodunuza işlenmiyor. Yani karakteriniz değiller; ancak bunlar öğrenebileceğiniz şeyler. Çocukluk döneminizde yakın ilişkiler kurduğunuz ve etkisi altında kaldığınız kişilerin davranış modelleri aslında sizin hayatınıza ve yaşam şeklinize konumlanıyor. Yetiştiğiniz çevre, hayatınızda güçlü bir etkiye sahip olup, dünyaya bakış açınızı oluşturuyorlar.

kırmızı balonlar

Örneğin; ailenizin sahip olduğunuz dünya görüşünüz üzerinde olan etkilerini hiç düşündünüz mü? Bir gün geldiğinde kendi hayatınızda ailenizin kendi kendilerini konumlandırdıkları yeri değiştirmeniz mümkündür, fakat o gün gelene kadar o etki altında yaşadığınız gerçeği hiçbir zaman değişmez. Çünkü ancak yetişkin bir birey olduğunuz zaman bakış açısınızı yönlendirebilme kabiliyetine sahip olabilirsiniz.

Heyecan duygusunu hayatınızın merkezine koymayı tercih etmek sizi daha umutlu; hisler ve tecrübe edinme konusunda ise daha açık bir insan haline getirir. Kendinizi hayata karşı heves ve heyecan dolu bir insan olarak tanımlayabilir misiniz? Eğer ki cevabınız “evet” ise, etrafınızdaki her şeyi özel bir bakış açısıyla görebiliyorsunuz demektir. Bu da size küçücük şeylerden bile mutlu olabilme ve iyi bir gözlemci olabilme yeteneğini verir. Yani bu şekilde hayatın her anınından keyif alıp, hayatı kendinizi geliştirebileceğiniz koca bir saha olarak görüyorsunuz demektir.

“Yaratıcılığın sırrı, çocuk ruhunuzu yaşlı ruhunuza taşıyabilmektir. Böylece heyecanınızı asla kaybetmezsiniz.”

– Aldous Huxley

Şüphecilikten uzak durmak

Heyecan duymak, hayatınızdan şikayet etmenizi önler, olumsuzlukları ortadan kaldırır ve şüpheci tarafınızı sakinleştirir. Böylece çok daha umut dolu bir bakış açısı, durumları çok daha geniş bir perspektifle değerlendirme kabiliyeti ve her daim açık olacağınız olasılıklarla dolu bir dünya yaratmış olursunuz. Bu hisler içinde sürdürdüğünüz hayatınız da, kaçınılmaz olarak size yapmanız gereken her şeyi yapma kapasitesini sağlayacaktır.

“Yapabileceğinizi düşündüğünüzde de, yapamayacağınızı düşündüğünüzde de – haklısınız.”

– Henry Ford

Albert Bandura, kendini verimli kılma üzerine çalıştığı teorisinde şunu belirtir; ‘Kendinize inanç duymak, herhangi bir olumsuzlukla karşılaştığınızda hangi kaynağa başvurabileceğinizi bilmenizi sağlar.’ Bandura bu teorisinde kişinin bir şeyi başarabileceğine inanma algısına atıfta bulunuyor.

Motivasyonu tetikleyen şey, kişisel çabanızla elde edebileceğiniz şeylerle ilgili kendi içinizde oluşturduğunuz beklentilerdir. Bu beklentiler, insanların ayaklarının yere basmasını sağlar; mevcut durumlara gerçekçi bir bakış açısı ile bakma kabiliyetini onlara kazandırır. Bu şekilde sahip oldukları kaynakları, durumlara göre değerlendirmeye çalışırlar.

Heyecan duymak çok şey öğretir

Yukarıda bahsettiğimiz gibi, heyecan, yaşamı keyifli yollarından görmenizi sağlar. Kendinizi motive etmenizi ve hayatın karşınıza çıkardığı durumları olumlu tarafından değerlendirebilmeyi size öğretir. Heyecan duymayı bilmeyen, coşku ile dolup taşmayan bir insan olabilirsiniz. Ama çok geç değil, bunu kendinize öğretebilirsiniz!

ellerini açan kız

Hayatın size sunduğu -olumlu veya olumsuz- her durumdan ders çıkartıp, tecrübe kumbaranıza koyun. Tecrübeleriniz sizi olgunlaştırır; gelişmenizi ve hayatta daha sağlam adımlarla yürüyebilmenizi sağlar. Bu şekilde korkmak yerine karşınıza çıkabilecek her durum için heyecan duyarak yaşamaya başlarsınız. Gerilim ve zorluklar kabusunuz olmaktan çıkar ve her olasılık heyecan duyulan yeni bir tecrübe haline gelir. Bu da sizi her zamankinden daha çok motivasyon dolu ve başarılı bir insan haline getirir. İşte bu kadar basit!

Heyecan, sevme kabiliyetinizi de geliştirir. Etrafınızda bulunan her kişiye veya oluşan her duruma karşı çok daha sevgi dolu bir yaklaşım geliştirirsiniz. Çünkü insanların ve durumların içinde yatan tüm güzellikleri daha derinden görme imkanınız vardır artık. İnsanlık tarihinde büyük başarıların altına imzalarını atmış kimselerin peşine düştükleri işlere duydukları inanç ile, bu yolda yaşadıkları tüm sorunların üstesinden nasıl geldiklerini görebilirsiniz. Bu başarılar, heyecan duyan insanlar sayesinde ortaya çıkabilmiştir, çünkü bu duygu insana güç verir.

“Heyecan hissinizin değerini kaybetmesine, yitip gitmesine izin vermeyin. Çalışın, heyecan duyun ve hedefinizi hep yukarıda tutun.”

– Rubén Darío

Bu defa siz öğrenin… Hem de çocuklardan! Heyecan ve keşfetme arzusu ile taşarak yaşamayı öğrenin!


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.