Panik Bozukluğu: Özellikleri ve Tedavileri

Panik bozukluğu nedir? Nedenleri, ve olası tedavileri nelerdir?
Panik Bozukluğu: Özellikleri ve Tedavileri

Son Güncelleme: 12 Nisan, 2021

DSM-5‘e göre, Batı dünyasındaki genel nüfusun yüzde iki ila üç arasındaki kısmı panik bozukluğu yaşamıştır ya da yaşayacaktır. Hastalıktan etkilenen her erkek için etkilenen iki kadın vardır ve ortalama yaş 20 ila 24 arasındadır. Ama bu bozukluk tam olarak nedir? Buna ne sebep olur? Bunun tedavisi var mıdır?

Hadi anksiyete bozukluğuna biraz ışık tutalım. Birincisi, panik atak geçiren bir kişi genellikle başka bir panik atak geçireceğinden korktuğu için, bu kişiyi engelleyen bir durum olabilir.

Depresif olanlar ve madde bağımlılığı ile ilgili olanlar ile birlikte bu bozukluklar da oldukça yaygındır. Bu nedenle, bunlara görünürlük kazandırmak, bunların önemi ve yansımaları hakkında farkındalık yaratabilir.

Endişeli görünen bir kadın.

Panik Bozukluğu: Tanımı ve Semptomları

Panik bozukluğu, bir tür anksiyete bozukluğudur. DSM-5’e (Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı) göre ana özelliği, ani ve beklenmedik panik atakların tekrarlayan bir biçimde ortaya çıkmasıdır. Kişi, genellikle bir ataktan önceki anlarda sakindir ve hayatından keyif almaktadır. Benzer şekilde, panik bozukluklarında olduğu gibi, başka bir atak yaşamaktan korkacaklardır. Bunun nedeni bu durumların hayatlarının önemli kısımlarına müdahale etmesidir.

Peki panik atak tam olarak nedir? Varoluşsal kriz olarak da adlandırılan bu durum ani ve geçici olan acı, halsizlik ve yoğun korku duygularının ortaya çıkmasından oluşur. Bunların süreleri değişmek ile birlikte yaklaşık 15 dakika sürerler. Ayrıca, maksimum yoğunluk zirveleri, başladıktan birkaç dakika sonrasıdır.

Panik atak sırasında ortaya çıkabilecek semptomlar çeşitlidir ve diğerlerinin yanı sıra terleme, hiperventilasyon, taşikardi, titreme, baş dönmesi, kusma ve bulantıyı içerir. Buna ek olarak, aklınızı kaybetme, kontrolü kaybetme, kalp krizi geçirme ve ölme korkusu gibi başka psikolojik belirtiler de vardır. Ayrıca derealizasyon (olanların gerçek olmadığını hissetme) ya da duyarsızlaşma (kendinizden kopma) gibi disosiyatif semptomlar da olabilir.

Panik Bozukluğu Nedenleri

Panik bozukluğunun nedenleri her zaman net değildir. Örneğin, ilk panik atak durumsal faktörler nedeniyle ortaya çıkabilir. Benzer şekilde, bu durumun tekrar olma korkusu, bedensel duyumların olumsuz ve caydırıcı şekillerde yorumları oluşturulmasından kaynaklanıyor olabilir (yani anksiyete ile ilgili olmayabilir).

Bu nedenle, belirli bedensel duyumları anksiyete ile ilgili olarak yorumlarsanız, bunlar yoğunlaşabilir ve daha fazla korku ve anksiyete yaratabilir, ve bu da panik atağa yol açabilir.

Genetik de panik bozukluğunun etiyolojisi ile ilişkili olabilir. Başka bir deyişle, anksiyete bozukluğu yaşayan akrabaları olan kişilerin bir durum geliştirmesi daha olasıdır. Son olarak, önceki deneyimler ve belirli davranış kalıplarına maruz kalmak da panik bozukluğu başlamasını etkileyebilir.

Panik Bozukluğu Tedavileri: Psikoterapi

Panik bozukluğu için etkili psikolojik terapilerden bazıları Marino Perez’in Guía de Tratamientos Psicológicos Eficaces (İngilizce: Etkili Psikolojik Tedaviler için Kılavuz) (2010) ve MA Vallejo’nun Manual de Terapia de Conducta (İngilizce: Davranış Terapisi Kılavuzu) (2016) adlı kitaplarında bahsedilmiştir.

Çok Bileşenli Bilişsel Davranışsal Programlar

Panik bozukluğu söz konusu olduğunda etkili iki program vardır:

  • Barlow’un Panik Kontrol Tedavisi (2007).
  • Clark ve Salkovskis (1996) – Bilişsel terapi.

Barlow’un terapisi, müdahalenin merkezi bir unsuru olarak interoseptif duyumlara canlı olarak maruz kalmayı içerir. Ayrıca, şu bileşenleri içerir: psikoeğitim, interoseptif maruz kalma, bilişsel yeniden yapılandırma ve nefes alma/gevşeme eğitimi.

Benzer şekilde, Clark ve Salkovskis’in bilişsel terapisi, hatalı hisleri tanımlamayı, test etmeyi ve daha gerçekçi olan hisler ile değiştirmeyi amaçlamaktadır. Şu bileşenleri içerir: psikoeğitim, bilişsel yeniden yapılandırma, korkulan hislerin indüksiyonuna dayalı davranış deneyleri ve güvenli davranışları terk etmek için öneriler.

Nefes Eğitimi

Bu Chalkley’in (1983) panik ataklar için yavaş nefes alma eğitimidir. Esasen yavaş, diyafram nefeslerini öğrenmeyi içerir. Bununla birlikte, tek başına bir müdahale olarak etkinliği şu anda sorgulanmaktadır (ideal olarak, bu tür bir eğitimi içermelidir).

Uygulamalı Gevşeme

Öst’ün (1988) uygulamalı gevşemesi çoğunlukla panik bozukluğu için kullanılır ve progresif kas gevşemesini öğretir, böylece bir hasta gelecekteki bir atak ile yüzleşmek için bunu kullanabilir. Yüzleşmenin aşamalı bir yoludur:

  • Birincisi, paniği çözen bedensel hisler.
  • Kaçınabileceğiniz faaliyetler ve durumlar.

Canlı Maruz Kalma Terapisi

En etkili tedavilerden biri Williams ve Falbo’nun (1996) maruz kalma terapisidir. Böyle bir terapi, kişilerin korktukları ve kaçındıkları durumlara sistematik olarak maruz kalmalarını içerir.

Vagal İnervasyon

Sartory ve Olajide’nin (1988) panik için vagal inervasyonu, karotid arterinde yapılan bazı masaj tekniklerini öğrenerek hastanın kalp atış hızını kontrol etmeye çalışır. Spesifik olarak, kişi nefes verirken bir göze baskı uygulamayı içerir.

Algı Odaklı Yoğun Tedavi (SFIT)

Panik bozukluğu için olan bu terapinin yazarları Morissette, Spiegel ve Heinrichs’dir (2005). Fiziksel duyumlar ile ilgili korkuyu tamamen ortadan kaldırmayı amaçlayan sekiz günlük müteakip bir müdahaledir.

Bunu yapmak için, en başından beri en çok korkulan hislerle yüzleşerek, bunlara derecelendirme olmaksızın yoğun bir şekilde maruz kalıyorlar. Ayrıca maruz kalmayı güçlendiriyor ve fiziksel egzersizler yolu ile bedensel duyumları uyandırıyorlar.

Kabul ve Kararlılık Terapisi

Kabul ve kararlılık terapisi (ACT) içerisinde, Levitt ve Karekla (2005) tarafından geliştirilen panik için bilişsel-davranışçı terapinin kabulü artmıştır.

Psikoeğitim, durumsal ve algısal maruz kalma ve bilişsel yeniden yapılandırmayı içeren standart bir bilişsel-davranışçı prosedürden oluşur. Ayrıca, farkındalık ve anksiyete karşısında değerli olan etkinlikler hakkında konuşmalar gibi BT’nin diğer bileşenlerini de ekler.

Terapi alan bir kişi.

Panik Bozukluğu İçin Farmakoterapi

Marino Pérez (2010) ve M. Vallejo (2016), panik bozukluğu için kullanılan ve onaylanan farmakoterapinin antidepresan ve anksiyolitik kullanımını içerdiğini açıklamaktadır. Bu bağlamda, SSRI’lar genellikle antidepresanlar olarak, ve benzodiazepinler ya da sakinleştiriciler ise anksiyolitikler olarak olarak reçete edilir.

Bu ilaçlar bir kişinin anksiyetesini azaltmaya yardımcı olabilir. Bununla birlikte, tedavinin hem psikoterapi hem de farmakoterapiyi birleştirmesi en iyisidir. Çünkü bireyde derin değişimler her zaman uygun psikolojik destek ile (yani terapi ile) elde edilecektir. Dahası, farmakoterapi bir kişiyi sakinleştirebilir ve iyileşmesinin temellerini atabilir. Bununla birlikte, psikoterapi, bireyin inançlarını değiştirmesine ve belirli durumlardan ve hislerden kaçınmayı bırakmasına olanak tanıyacak olan şeydir.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • American Psychiatric Association -APA- (2014). DSM-5. Manual diagnóstico y estadístico de los trastornos mentales. Madrid. Panamericana.
  • Caballo (2002). Manual para el tratamiento cognitivo-conductual de los trastornos psicológicos. Vol. 1 y 2. Madrid. Siglo XXI (Capítulos 1-8, 16-18).
  • Pérez, M., Fernández, J.R., Fernández, C. y Amigo, I. (2010). Guía de tratamientos psicológicos eficaces I y II:. Madrid: Pirámide.

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.