Evrensel Sağlık Güvencesi: Kaçınılmaz ve Nihai Bir Hak
Yazan ve doğrulayan psikolog Valeria Sabater
Birçok farklı ülkede, evrensel sağlık güvencesi izole ve daha çok lüks bir şey olarak kalıyor. Gerçek şu ki, gelişmiş hatta medeni olarak kendini adlandıran tüm sistemlerin ana kaygısının bu olmalıdır. Gelişmiş ülkelerde, sosyal durumu veya maddi hesapları ne olursa olsun tüm vatandaşlara alan, ilgi, sağlıkta öncelik verilmesinin doğruluğunu konuşuyoruz.
Sistem, kısa ve uzun vadede, servislerini özelleştirmeyi tercih ederek ciddi sosyal etkiye yol açacaktır. Bunun nedeni olarak, bu yolda birçok hayat kaybedilmiştir. Amerika Birleşik Devletleri, dünyanın en büyük güçlerinden biri olarak, ekonomik hegemonyanın açık bir örneğini sunmaktadır. Bu ülke, daha büyük sağlık güvencesi sağlayan ülkelerin bir parçasıdır. Nüfusun yaklaşık %25’i medikal konsültasyon masraflarını karşılayamayacak durumdadır.
Buradaki gerçek, birçok aile sağlık sigortası bulunmamaktadır. Bunun bir sonucu olarak, minör veya ciddi rahatsızlıkları için uygun teşhis ve tedavileri almaları mümkün değildir. Birçok durumda, bacağın kırılması veya doğum yapılması finansal çöküş anlamına gelmektedir.
Benzer şekilde, göz ardı edemeyeceğimiz bir diğer gerçek ise, göçmenlerdir. Bu insanlar savaş veya ülkelerindeki imkansızlıklar sebebiyle ülkelerini terk etmek zorunda kalmıştır. Bugün olduğu gibi, evrensel sağlık güvencesinin masraflarının eksikliği devam etmektedir. Bu zamanlarda ve pandemi döneminde etkisi çok yıkıcı olacaktır. Gelin bu durumu biraz daha açıklayalım.
Evrensel Sağlık Güvencesi: sonsuza kadar bekleyen hesap
7 Nisan 1948’de Dünya Sağlık Örgütü (WHO), kurulmuştur. Bu tarihten beri, insanlar bu günü sağlık günü olarak kutlamaktadır. Bundan bahsederken, bu ünlü ve gerekli örgüt, altını çizmeye çalıştığımız durumun önceliğinin peşinde koşmaktadır.
WHO, insanların fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklı olmaları gerektiğini savunmayı ve evrensel sağlık güvencesi tanıtımını amaçlamaktadır.
Şimdi, 1950’lerinn ortalarından bugüne kadar neler kazanılmıştır? Kesinlikle birçok kazanım vardır. Aslında ücretsiz evrensel sağlık güvencesi sistemi birçok ülkede konsolide edilmiştir. Ancak, bu konuya geldiğimizde hala büyük boşluklar ve fethedilmemiş bölgeler vardır. Bu sebeple WHO dünya popülasyonunun yaklaşık %50si temel sağlık ihtiyaçlarına erişimden yoksun olduğunu belirtmektedir.
Sağlık hizmetlerinden hariç tutulanlar: ihmal edilen nüfus
Sağlık hizmeti sürüncemede kalmamalı ve lüks olarak değerlendirilmemelidir.
Gerçek şu ki, sağlık hizmetleri evrensel bir haktır. Bu sebeple, az kaynakları olması veya farklı uyruk, ırk veya dini inançları sebebiyle hariç tutulan ülkeler hala alınması gereken uzun bir yol vardır.
Gelişmiş ülkelerde, evrensel sağlık güvencesi söz konusu olduğunda bazı kısıtlamalar bulunmaktadır. Bunun bir sonucu olarak, her dağıtıcı, sigorta sağlayıcısı ve hastane kendi kanunu dayatmaktadır. Farmasötik endüstrisi ise, her zaman insanların sağlığını veya belirli hastalıkların kesin olarak tedavisini önceliklendirmemektedir. Bir çok durumda, hepsinin temel amacı, pazar oluşturmak, talebi arttırmak ve rekabet etmektir.
Evrensel sağlık güvencesi olmadan gelişme olmaz
Dünya sağlık gününde, sağlık hizmeti organizasyonları, mücadele edilen bir uyarı ile karşılaştılar. Evrensel sağlık güvencesi olmayan ülkelerde koronavirüs etkisi yıkıcı sonuçları olacağını söylediler. Ve aynen söyledikleri şekilde -yıkıcı- oluyor. Ülke ülkeler bu hakka sahip olsaydı, Daha azının olacağını söyleyebilirdik. Ancak bu ülkeler şuan çöküyor, sağlık hizmeti sistemi yetersiz olan ülkeler deki durumu ve çektiklerini hayal edin.
Çok az ülke, teknik ve personel olarak pandemi ile savaşmaya hazır durumdaydı. Bu ülkeler, kendi sağlık sistemlerini ihmal edenler, eminiz ki sonuçlarına da katlanacaktır. Çünkü, evrensel sağlık güvencesi olmadan iyi bir sağlığa sahip bir ulus imkansızdır.
Evrensel Sağlık Güvencesi, insanlık ilkesidir
Evrensel sağlık güvencesi, tüm sosyal sistemlerin kapsayan sütün olmalıdır. Bazılarının düşündüklerinin aksine, birinin bütçeyi sınırlandırması gerekiyor fikrinden çok uzaktır. Ek olarak, özel sağlık hizmetlerini önceliklendirrmenin hiçbir iyi tarafı yoktur. Bu gerçeğin önemi, gelişimin ana motoru olmadır. Çok önemli olmasının gücü ve kalitesinin güvence altına alır.
Buna ek olarak, politik görüşler gerçekten burada hiçbir rol oynamamaktadır. Asıl önemli olan ise, hiç kimseyi arkada bırakmayacak halkın morali, etik ve yükümlülükleridir.
Sağlık hizmetlerine, etkili teknolojilere ve kaynaklara, araştırma ve geliştirmeye, tedavilere ve önlemlere yatırım yapmak, tüm toplumunun faydasını olacaktır.
Şimdi tüm zamanlardan daha fazla, bu konuya tepki gösterme zamanıdır. Sağlık hizmeti merkezleri ve işçileri konu olduğunda ihmale hiç yer yoktur. Hak ettikleri saygıyı onlara göstermenin tam zamanıdır. Halen, bu zor geçen zamanlarda içimizi umutla dolduran onlardır. Geçmişten ders çıkaralım ve gelecekte daha iyisini yapalım.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.