Dora Vakası: Psikanalizin Bir Sembolü
Dora vakası, psikanalizdeki en ünlü ve ilginç vakalardan biridir. Psikanaliz disiplinin kurucu süreçlerinden biri olduğu söylenebilir. Sigmund Freud tarafından ortaya atılan histeri tanısını koyduğu bir vakayı anlatmaktadır. Freudyen analizin oluşturduğu bu kuram psişik ögelerden biri olan histerinin kavramsallaştırılmasına yönelik bazı yaklaşımları doğrulamıştır.
Dora vakasından sonra, Freud, temel önermelerinden birini daha yeniden doğruladı. Bu da: histerinin semptomları, bastırılmış cinsel fantezilerin bir sonucudur. Vakanın analizine geçersek, öncelikle “Dora”nın hayali bir isim olduğunu belirtelim. Freud’la üç aydır psikanalizde bulunan ve kendi özgür iradesiyle süreci yarıda bırakan Ida Bauer’e verdiği takma addır.
Dora vakası, psikanalizin en simgesel vakalarından biri olarak tarihe geçmiştir. 1905’te ‘Bir Histeri Vakasının Analizinden Bölümler’ başlığı altında, bu klinik vaka ile ilgili veriler yayınlandı. Dora vakasının detaylarını birlikte inceleyelim.
“İşte otuz yıldır kadın ruhuyla ilgili araştırmalarıma rağmen çözemediğim büyük bilinmez: Kadın ne ister?”
– Sigmund Freud
Dora vakasının histerik semptomları
Dora ya da Ida Bauer, Sigmund Freud’un Viyanalı eski bir psikanalist olan babası tarafından yönetilen ofisine danışan olarak gelir. İçeri girer girmez, onu rahatsız eden fiziksel semptomlardan bahseder. Özellikle çok sinir bozucu öksürük nöbetleri geçirdiğini anlatır. Dora, o zamanlar 16 yaşındaydı ve ilk ziyaretinden kısa bir süre sonra öksürük kayboldu. Bu yüzden seanslarına geri dönmedi.
Freud’un Dora vakasına ilişkin açıklamasına göre, hastanın çocukluğundan beri farklı semptomları vardı. 8 yaşında nefes darlığı çekmişti. 12 yaşında kronik migren şikayeti baş gösterdi ve bu yaşında öksürük nöbetleri geçirmeye başlar.
Öksürük atakları geri dönmüştür. Dora yeniden psikanaliz için Freud’u aradı. Artık 18 yaşına gelmiştir. Bu kez depresyondan etkilendiğini ve stabil olmayan duygu durumunun bunun asıl sorumlusu olduğunu söyler. Dora, kendisini yoran sosyal etkileşimlerden kaçınmıştır. Annesiyle çatışma halinde ve babasından uzaklaşmıştır. Ailesi intihar edeceğini yazan bir mektup bulur. Ayrıca ortada hiçbir sebep yokken bayılma nöbetleri geçirmekteydi.
Dora’nın dünyası
Dora’nın aile geçmişi karmaşıktı. Babası, “Bayan K” olarak tanımlanan bir kadının sevgilisiydi. Bu bilgiyi başlangıçta Freud’dan gizlemiştir. Dora’nın annesi, asıl görevi ev hanımlığı rolü olan neredeyse görünmez bir varlıktı. Dora babasının sadakatsizliğini biliyordu ve bu nedenle Freud’a babasına olan nefretini gösterdi.
Freud bu gerçeği öğrendikten sonra, hipotezlerini bunun üzerine yoğunlaştırır. Freud, Dora’nın asıl ilgi nesnesini “Bayan K.” olarak yorumlar. Aynı zamanda hastanın “Bay K” ye “aşık” olduğunu da yorumlar. Dora’nın Bay K ile olan hikayesinde, Freud için önemli olan iki bölüme rastlarız.
Dora, Freud’a, 14 yaşındayken yalnız kaldıkları anın bir keresinde Bay K.’nın ona sarıldığını ve onu dudağından öptüğünü söyler. Dora tiksindiğini ve tiksinme karşısında verdiği tepkiyi tanımlar. İşte bu durum Freud’u Dora’nın on dört yaşında zaten histerik olduğu sonucuna götürür. Nedeni: “Cinsel uyarılmaya elverişli bir durumda, ağırlıklı olarak veya sadece iğrenme duyguları geliştiren her insanla karşılaştığımda, somatik semptomlar olsun veya olmasın histeri teşhisi koymak için bir an bile tereddüt etmeyeceğim.”
Messrs. K’nin yazlık evinde, Dora’nın babası, depresyonu tetikleyebilecek ikinci bir bölümün oluşmasına neden oldu. Göl kenarında bir yürüyüşte, Bay K, Dora’ya bir aşk teklifinde bulunmuştu. Bu bölümde Dora, babasına “Bay ve Bayan K” ile ilişkisini kesmesi ültimatomunu verirken, kendisini annesinin yerine koyar.
Freud’un keşfettiği şey; histerik olanın bilinçsizce insanla özdeşleşmesidir. Dora, kadın olmanın ne demek olduğunun farkında değildir. Babasının arzusunun nesnesi olan, aynı zamanda bu rolde annesinin olmadığı bir başka kadın, histerinin temel sorusuna cevap verme olasılığını temsil eder: “Nasıl kadın olunur?”.
Freud, histerinin kendisini kadın olarak tanımlayan faktörün ne olduğunu anlamadığından şüphelenir. Buna başka bir kadın aracılığıyla cevap arar. Bu yüzden her zaman bir aşk üçgenine dahil olur. Tüm bunların bilinci dışında gerçekleştiği aşikardır.
Histeri Labirenti
Dora vakası, histeri konusunda psikanalizde birkaç tartışmaya yol açacaktır. Freud’un hastasının yaşadığı bilinçsiz dramayı aydınlatmak için kullandığı temel araç rüyalarıydı. Bunlar Dora’nın semptomlarının arkasında yatan psikoseksüel çatışmanın varlığını ortaya çıkaracaktı.
Daha önce de belirtildiği gibi, histerik semptomların arkasında bastırılmış bir cinsel arzu vardır. Aslında, bütün bu semptomlar veya somatik hastalıklar cinsel dürtülerinin bir histeriye dönüşmesi olarak ifade edilmektedir. Aynı nedenden ötürü Freud, semptomlar anlaşıldıkça histerinin ortadan kaybolduğunu keşfetmiştir. Freud’e göre bu keşif psikanalizin temellerinden birini ve kendi yönteminin doğruluğunun bir kanıtı oluşturacak bir durumdur.
Dora vakası, psikanalizini bitiremediği için Freud için bir “başarısızlık” tır. Olumsuz tarafıyla, bu, aynı zamanda “aktarım” olgusunun daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunmuştur. Hasta, analistinde bir dizi duygu ve beklenti oluşturur. Bunlar olumlu olduğunda, psikanaliz başarılı olmuştur. Aksi durumda ise süreç kesintiye uğrar.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.