Bekar Sayısı Geçmişe Göre Neden Fazla?

Bekar olmak sizin seçiminiz mi yoksa dış faktörlerin size dayattığı bir zorunluluk hali mi? Geçmişe göre bekarların sayısı neden daha fazla? Cevabı yazımızda.
Bekar Sayısı Geçmişe Göre Neden Fazla?

Son Güncelleme: 14 Aralık, 2020

Bu konuda kesin rakamlar henüz elimizde mevcut olmasa da, yeni düzenin bir taslağını çıkarmamıza yardımcı olabilecek çalışmalar bulunmaktadır. Artık eskisine göre daha fazla bekar var, en azından Batılı toplumlarda durum böyle. Bağımsız araştırmaya göre yapılan tahminler 50 yaşın üzerindeki her 4 yetişkinden 1’inin hiç evlenmemiş olduğunu ortaya koymaktadır. Sayıların daha net olduğu bazı yerler var. Örneğin; New York’ta her iki yetişkinden biri yalnız yaşamaktadır.

Peki bunun sebebi ne? Cevabını bulmak kolay değil. Bu yeni yaşam tarzı o kadar yeni ki, hala elimizde insanlara açıklayabileceğimiz kesin verilere sahip değiliz. Tam tersine, bu gerçeği açıklayabilecek farklı hipotezler kullanılmaktadır. Örneğin; insanların etraflarındaki evlilik dışı uzun birlikteliklere şahit olması, bu kişilerin evlilikten taşımak istemedikleri bir yük gibi bahsetmeleri gibi.

“Ben her zaman benim yanımda olup, her şeyin iyiye gideceğini söyleyen birini istemiyorum. Gözlerimin içine bakıp, ‘her şey mahvoldu, ama endişelenme, ben yanındayım’ diyecek birini tercih ediyorum.”

– Yoha Navarrete

Aynı zamanda dünyada duygusal ve ruhsal rahatsızlıklar da büyümektedir: depresyon vakalarının ve her türlü rahatsızlıkların artması gibi. Genlerimizi suçlayıp bu olaya biyolojik açıdan yaklaşmazsak, dünyada olan olayların zayıf ve işlevsiz duygusal bağlarla yakından ilişkili olduğunu söyleyebiliriz. Belki de dünyada daha fazla bekar olduğu gerçeği aynı mantığın bir parçasıdır.

Bekarlar ve yalnızlar

İyi ve mutlu yaşayan birçok bekar vardır. Bu durum bekârlığın yalnızlık anlamına gelmediğini ya da yalnızlığın izolasyon anlamına gelmediğini gösterir. Bu kişiler genellikle bilinçli bir şekilde çift olarak yaşamamayı seçen insanlara karşılık gelirler. Bu kişilerde sık rastlanılan şey ise, hayatlarındaki boşlukları dolduran başka ilgi alanlarına sahip olmalarıdır.

Bekar kalma kararı, neredeyse her zaman tüm enerjiyi iş gibi bir veya daha fazla projeye odaklama arzusuyla motive edilir. Sevdikleri işi yaparlar, ailelerinin isteklerine karşılık vermek için işte daha az vakit harcayıp harcamama ikilemi arasında kalmazlar. Bu şekilde bir yaşam tarzıyla bile çok güçlü arkadaşlık ve aile bağlarına sahiptirler. Genelde partnerleri vardır.

Diğer taraftan yalnız olanlar ise, neden birlikte yaşayacakları istikrarlı bir partnere sahip olmadıkları konusunda çok net değiller. Sıklıkla verilen cevap, doğru kişiyi bulamamış olmalarıdır. Ancak, yalnız yaşarken de oldukça rahat değillerdir. Rutin hayat sürdürürler. İçlerinde ilgi eksikliği veya üzüntü duygularının hakim olması sık rastlanan bir durumdur.

Bir de başka yalnızlık türleri de vardır. Bu kişiler uzun süreli ilişki yaşamayıp sürekli olarak partner değiştirirler. “Anı yaşamak” terimi onlar için uygun bir tanımlamadır. Bir çeşit ergenlik gibi geleceği olmayan anlarda yaşarlar.

Bekar olma nedenleri

Sosyologlar, bekarlığın bu kadar geniş kitleye yayılmasının sebebini farklı hipotezlerle açıklamaktadır. Bazıları daha önce olmadığı kadar benmerkezciliğin artmasına işaret etmektedir. Kişi her şeyin merkezi haline gelir. Pek çok insanın temel kaygısı kendi “benmerkezci” anlayışlarıdır. Bu nedenle, başkalarının duygularına ve ihtiyaçlarına sürekli cevap verme durumunda olmayı istemezler.

suyun iki tarafı

Aynı şekilde, “seçim paradoksunun” işlediği fikir ortaya atılmıştır. Seçim paradoksu şunu içermektedir: Önceleri tanıyabileceğimiz potansiyel kişi sayısı sınırlıydı. İnternet, bu potansiyel ilişki ağını neredeyse sorunsuz hale getirmiştir. Bu nedenle, potansiyel partner sayısı da sayılamayacak derecede artmıştır. Ortaya çıkan bu potansiyel partner karar verme mekanizmasında bir kafa karışıklığına sahip olmaktadır.

İşte tam da bu nedenle, bir kişi partner seçimine karar verdiğinde diğer taraftan da kendisinin diğer seçenekleri kaybettiğini düşünür. Bunu düşünmesinin sebebi her zaman “sahip olacağı” diğer seçeneklerin de olmasıdır. İnsanlar her zaman sahip oldukları şeye şükretmek yerine, her zaman sahip olmadıkları şeyi arama arzusu içindedir.

Yalnızlık ve flört

Pek çok insan bir birliktelik içinde olmanın yeni bir düzen kurmaya benzer olduğunu unutmuşa benziyor. Bir birliktelik içinde olmak sadece flört etmek ya da cinsel birliktelik yaşamak değildir. Sohbet etmek, bir fikir üstünde uzlaşmak, çatışmalar yaşamak ve yeni tecrübeleri birlikte kazanmak ilişkiyi ilişki yapan mihenk taşlarıdır.

Bu nedenle, birlikte olmak çaba sarf etmeyi gerektirir. Aynı zamanda hoşgörü, cömertlik ve sabır ister. Bundan kaçınmanız son derece doğaldır. Pek çok bekarın istemediği şey de budur. Başkalarının ihtiyaçlarına cevap vermek, kendi dünyasında yer vermediği bir kişiye duygusal sorumluluk beslemek yalnız yaşayan kişilerin istemediği şeydir.

camdan bakan bekar

Seçilmemiş yalnızlık asla iyi bir seçenek değildir. Vücuda zarar verdiğini gösteren araştırmalar bile vardır. Bu gibi durumlarda, doğru kişiyi bulup bulmamaktan daha ziyade, kişinin ilişki içinde olmaya hazır olup olmadığını sorgulamak gerekir. Kişi kendisini bir ilişkiye adapte edecek olgunlukta görüyor mu, asıl sorgulanması gereken sorun budur.


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.