Zoraki Kral Filmi Ve Konuşma Bozuklukları

Zoraki Kral Filmi Ve Konuşma Bozuklukları
Gema Sánchez Cuevas

tarafından incelendi ve onaylandı. psikolog Gema Sánchez Cuevas.

Tarafından yazılmıştır Leah Padalino

Son Güncelleme: 22 Aralık, 2022

Zoraki Kral, 2010 yılında çekilmiş bir İngiliz filmi. Colin Firth’ün başrolünde oynadığı filmin yönetmenliğini Tom Hooper yapmış. Filmin başrollerinde, VI George rolüyle En İyi Aktör dalında Oscar ödülünü kazanan Firth’ün yanı sıra Geoffrey Rush ve Helena Bonham Carter yer alıyor.

Film, eleştirmenlerden özellikle oyuncularının performanslarının kalitesi sayesinde bol bol övgü topladı. Oyuncuların harika bir iş çıkarmalarının yanında, seyircileri Kral VI George dönemine ışınlayan kıyafetlerin ve sinematografinin önemini de es geçmemeliyiz.

Zoraki Kral, kekeleyerek konuşan bir adamın öyküsü

Zoraki Kral, tarihi bir karakterin özel hayatını seyircinin gözlerinin önüne seriyor. Üstelik bunu oldukça görkemli bir biçimde yapıyor. İşte o tarihi karakter İngiltere Kralı VI George.

Kusursuz senaryosu, yüksek artistik ve sinematografik kalitesi filme En İyi Senaryo dalında da bir Oscar ödülü kazandırdı. Bu sanat harikası, bizi çoğunlukla unutulan bir sorunla yüzleştiriyor: kekemelik.

Bir tarihi karakter aracılığıyla, kendimizi, bu konuşma bozukluğunu yaşayan insanların boğuştuğu anksiyete ve güvensizlik denizinde buluyoruz. Topluluk önünde konuşma korkusu, bunun yarattığı anksiyete ve o dönemin gelişmemiş teknikleri Altıncı George’un korkularla dolu, güvensiz bir adama dönüşmesine neden oluyor.

Siyasi açıdan yüksek bir seviyede bulunmasına, en sonunda kral koltuğuna oturmasına rağmen, kendini halkın karşısına çıkıp konuşma yapabilecek kadar güçlü ve özgüvenli hissetmiyor.

Altıncı George, bir konuşma terapisti olan Lionel Logue ile tanışıyor. Logue ile kral arasında güçlü bir arkadaşlık bağı oluşuyor. Bu sayede, kral en derinde yatan korkularını arkadaşıyla paylaşmaya başlıyor.

Bunlar olurken seyirciler kraliyet ailesinin insani taraflarını ve Logue’un aşmasını umarak kralın önüne çıkardığı zorlukları izleme şansı yakalıyorlar. Aynı zamanda 20. yüzyılda yaşananlara tanıklık ediyor, kekeleyerek konuşan biri olmanın yarattığı sorunları görüyorlar.

Çok şaşırtıcı değil, zarif ve keyifli: Zoraki Kral filmi, ironik de olsa, nutkumuzun tutulmasına neden oluyor.

Altıncı George ve Lionel Logue

Altıncı George, ailesinin ona sesleniş biçimiyle Bertie, beklenmedik bir şekilde tahta geçti: Kral V George’un ikinci oğluydu. Bu nedenle büyük kardeşi 8. Edward’ın tahta geçmesi gerekiyordu. 8. Edward gerçekten de kısa bir süre için tahta çıktı.

Altıncı George, kraliyet ailesine yakışır cinsten sıkı bir eğitim almıştı. Ancak hiçbir zaman tahta çıkmayacağını düşünüyordu. Bu yüzden tüm baskı ve sorumluluk büyük kardeşinin üzerindeydi.

Bu sorunla karşılaşan çocukların çoğunda olduğu gibi konuşma zorluğu çekmeye başladığında 4 veya 5 yaşlarındaydı. York Dükü, kralın oğlu ve kraliyet ailesinin bir üyesi olduğu için halka açık etkinliklerde konuşma yapması gerekiyordu. Bu, durumunu daha da kötüleştiriyordu. Anksiyete daha fazla kekelemesine neden oluyordu.

Pek çok güvensizliğinin yanı sıra topluluk önünde konuşma korkusu vardı. Kekeleyerek konuşma sorununu çözmeleri için onu tedavi edeceğine söz veren pek çok doktorla görüştü. Ancak denenen yöntemlerden hiçbiri başarıya ulaşamadı.

Lionel Logue’nin tıp eğitimi yoktu ancak Avustralya’da geçen ilk gençlik yıllarında hitabet ve performans sanatları dalında eğitim almıştı. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra kendini tamamen konuşma terapisti olmaya adamıştı. Londra’da çalışmaya başladı. York Dükü’yle de Londra’da tanıştı.

Lionel Logue’un tanısı ve uyguladığı terapiler

Logue Bertie’ye, gırtlak ve diyafram arasında koordinasyon eksikliği tanısı koydu. Bu tanı, Bertie’nin sakinleşme egzersizleri, dil döndürme v.b. daha az başvurulan uygulamalarla kekeleme sorununun üstesinden gelmesine yardımcı oldu. Longue da bu sayede 1944 yılında, Konuşma ve Dil Terapistleri Okulu’nun kurucu üyelerinden biri oldu.

kral george şarkı söylerken zoraki kral

Filmde Logue’un yaptığı terapileri ve gelecekte kral koltuğuna oturacak olan Bertie’nin terapiler sayesinde ulaştığı başarılı sonuçları izliyoruz. Terapi seansları ikilinin arasında hayat boyu sürecek harika bir arkadaşlığın doğmasını sağlıyor. Bertie, Logue’un güvenebileceği ve en büyük korkularını paylaşabileceği biri olduğunu düşünüyor.

Terapi seansları, diğer doktorların yaptığı gibi yalnızca gargara yapmaktan ve ağzın içine çakıl taşları koyup konuşmaktan ibaret değil. Logue aynı zamanda Bertie’nin kekelemesine neyin sebep olduğunu keşfetmeye çalışıyor.

Dük önceleri Logue’un yöntemlerini gönülsüz bir şekilde uyguluyor. Sıradan biriymiş gibi davranılmaya tahammülü yok ve kendisine “Prens Hazretleri” diye hitap edilmesini istiyor. Ancak Logue, tıpkı en yakın akrabaları gibi ona Bertie diye sesleniyor ve ayrıcalıklı bir şekilde davranmayı kabul etmiyor.

Sonunda Logue, kralın güvenini kazanıyor. Bertie’nin zorbalıkla dolu çocukluk yıllarını, kardeşlerinden birinin ölümüyle ilgili detayları ve hüzünlü geçmişini öğreniyoruz.

Kraliyet ailesinin verdiği katı eğitimin ve sert taleplerinin altıncı George’un içine kapanık biri olmasına yol açtığını anlıyoruz. Baskı o kadar yoğunmuş ki solak olduğu halde sağ elini kullanması için zorlanmış.

Zoraki Kral filmi, bu konuşma bozukluğu sorununu derin bir şekilde analiz etmenin yanı sıra, bize bir kişinin doğduğu andan itibaren halk figürü olmasının ve kraliyet ailesinin bir parçası olmanın yaşattığı zorlukları da gösteriyor.

Altıncı George, Logue ile arasında doğan arkadaşlık sayesinde yönettiği insanların yaşantısını da yakından tanıma fırsatı buluyor. Terapilerden birinde şöyle diyor: Dünyada neler olup bittiğiyle ilgili hiçbir fikrim yok. Yalnızca sarayda neler yaşandığını biliyorum.”

logue kral george tartışma zoraki kral

Zoraki Kral, insanların sesi olan film

Filmin senaryosunun yazarı David Seidler çocukluğunda kekeleme sorunu yaşamış ve bu yüzden Altıncı George’u kendine yakın hissetmiş.

Kralın yaşadıkları ona ilham vermiş. Bu nedenle sorununun üstesinden nasıl geldiğini araştırmaya karar vermiş ve Logue’un oğluyla konuşmuş. Logue’un oğlu ona babasının tuttuğu bazı defterleri göstermiş.

Ayrıca, Logue’un torunlarından biri olan Mark Logue, “Zoraki Kral: Bir adam nasıl İngiliz Monarşisi’ni tek başına kurtardı?” isimli bir kitap yazmış. Bu kitabın ismi filmin ismi için ilham kaynağı olmuş. Proje 2010 yılında bize ulaşana kadar birkaç yıl ertelenmiş.

Bu kaliteli film ve oyuncular sayesinde kraliyet ailesinin tarihe geçen figürlerinden birinin hayatına yakından bakma şansını buluyoruz. Tam da İkinci Dünya Savaşı’nın patlak vermek üzere olduğu kritik bir dönemde, bir krallığın sesi olmayı başarmış kekeleyen bir adamın hikayesine tanıklık ediyoruz.

Liderler için karizmalarını kullanarak halka soğukkanlı bir görüntü sergilemenin her zamankinden daha önemli hale geldiği bir dönem. Altıncı George en büyük korkularıyla yüzleşmek ve hiç beklemediği bir durumda kontrolü sağlamak zorundaydı: İngiltere Krallığı’nın başına geçmek.

altıncı george mikrofon konuşma

Kekeleyerek konuşan biri harika bir konuşmacıya dönüşebilir mi? Filmde de bahsedildiği gibi Dimosthenes, Antik Yunan döneminde bunu yapmayı başarmıştı. 6.George, Logue’un bitmek bilmeyen çabası ve eşinin desteği sayesinde İngiltere’nin ihtiyaç duyduğu soğukkanlı görüntüyü sergilemeyi başardı.

Filmin bir sahnesinde, 6.George’un Hitler’in konuşmasını duyduğunu, söylediklerini anlamamasına rağmen onun halkın karşısındaki duruşunu gördüğünde kendini oldukça güvensiz hissettiğini görüyoruz.

Topluluk önünde konuşma sahneleri o kadar gerçekçi ki, kral seyircilerin karşısına geçip mikrofonun önünde durduğunda yaşadığı endişeyi ve çektiği ızdırabı neredeyse tüm çıplaklığıyla hissediyoruz. Zoraki Kral, bizi geçmişe doğru yolculuğa çıkaran ve en yaygın rastlanan korkulardan biriyle tanışmaya davet eden büyüleyici bir eser.

“Nasıl olduğunu bilince kolay.”

– Zoraki Kral


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.