Vazgeçmenin Zamanının Geldiğini Nasıl Anlarız?

Vazgeçmenin Zamanının Geldiğini Nasıl Anlarız?

Son Güncelleme: 23 Haziran, 2017

Bazı şeyleri geride bıraktım. Onları nerede bulacağımı bilsem de bunu yaptım. Çünkü aynı zamanda biliyorum ki hayat bazen tek-yönlü bir yolculuktur. Ama hiçbir şeyden korkmuyorum ve pişman da değilim. Çünkü neyin savaşmaya değer olduğunu ve hangi savaşların manasız olduğunu artık biliyorum.

Hayatınızda nelerden vazgeçtiniz ve neleri geride bıraktınız? Bazen, gösterdiğimiz her çaba, geride bıraktığımız her şey ve herkes, açık bir pencereden çıkıp giden duman gibidir.

Hayatımızdaki olaylar ve insanlar için harcadığımız duygusal enerji nedeniyle bunu kabullenmek zor olabilir. Hayal kırıklığının kapımızı çaldığı, hayatımızın dengesini yitirmeye başladığımızı fark ettiğimiz o ana kadar. Ne verecek ne alacak bir şeyimizin kalmadığını, rüya zannettiğimiz şeyin aslında bir kabus olduğunu anlarız.

Yanlış bir şey mi yaptınız? Tüm yaptıklarımızdan pişmanlık mı duymalısınız? Asla. Hayali için savaşmayan biri cesur değildir. Umutları ve rüyaları için savaşmayan biri hiçbir zaman hedefine ulaşamaz. Cesaretli olmaktan gurur duyun ama şunu da unutmayın: Bazen yapılacak en akıllıca ve en doğru şey vazgeçmektir. 

Bazı savaşlar manasızdır…

Önemli bir noktayı ortaya koyarak başlayalım: Kimse, gerçek tüm çıplaklığıyla yüzlerine çarpana kadar yaptıkları savaşın ya da hayallerinin manasız olduğunun farkına varmaz. 

 Bir meslekten, arkadaşlıktan ya da ilişkiden bahsediyor olabiliriz. Hayat, eğlenmemiz, savaşmamız ve onlardan ders çıkarmamız gereken bölümlerden oluşan, bu bölümlerle bizi test eden, birbiri ardına gelen pek çok andan oluşur. Çünkü öğrenmek, varlığımızı destekleyen hayati bir anahtardır.

Bazı hatalar yapmış, bu hatalar nedeniyle vazgeçmiş ve pek çok şeyi arkanızda bırakmış olabilirsiniz. Onlardan pişmanlık duymalı mısınız? Kesinlikle hayır. Yaptığınız bir hatadan dolayı pişmanlık duymanız demek, umutsuzluğu beslemeniz ve yeni öğrenme fırsatlarını kaçırmanız demektir. 

Hatalar kabullenilmeli, anlaşılmalı, işlenmeli ve “tecrübe deposu” dediğimiz yere kaydedilmelidir. Eğer bu tecrübeler bize kötü anılarımızı hatırlatıyorsa, bu duyguları beslememeli, onlara davetiye çıkarmamalıyız. Hoş olmayan anılar, bugünün mutlu anlarıyla, şimdiyle yer değiştirmeli.

Yapılan hiçbir savaş faydasız değildir, bir yaşanmışlık ve tecrübe kazandırır. Ancak eğer bir şey size fayda sağlamıyorsa, onu ne zaman arkanızda bırakmanız gerektiğini bilmeniz önemlidir. Bir kişi ya da aktivite için artık uğraşmaya değmeyeceğini fark etmesini bilmeliyiz.

Bir şeyden ne zaman vazgeçmeliyiz?

Cevaplaması kolay bir soru gibi görünebilir ancak aslında hiç de öyle değil. Bu yüzden biraz üzerinde duracağız. Hatta, büyük ihtimalle pek çoğumuz şu anda zamanımızı ve enerjimizi harcadığımıza değmeyecek projeler için umut besliyor olabiliriz. 

Haydi aşağıdaki başlıklarla bunu inceleyelim:

1. Gerçekçi olmayan beklentilerin gücü

Bazen gerçekçi olmayan umutlara kapılıp, bunlar için başkalarını suçlarız. Aslında bu durumun sorumluluğunu üstlenmesi gereken kişi kendimizden başkası değildir. Bazı insanlar, hayallerindeki o iş fırsatı için yeterince iyi ya da hazır olmadıkları halde, tüm umutlarını ona bağlarlar.

Kendilerine karşı bir şey hissettiğine dair en ufak bir ipucu bile vermeyen kimselere tüm umutlarını bağlayıp endişeye kapılan insanlarla sıklıkla karşılaşırız. Hayal kurmak güzeldir ama her zaman objektif ve dengeli olmalı, bakış açımızı doğru ayarlamalıyız. 

2. Duygusal Bedel

Duygular, gerçekten çok güçlü ve tehlikeli bir makine gibidir. Bazen, vazgeçemediğimiz hayallerimiz ya da sevdiğimiz kişi için son damlasına kadar her şeyimizi vermemize sebep olurlar.

Sınır tanımayız ve kullanım kılavuzunu okumadan kalplerimizi açarız. Halbuki okusaydık, o kılavuzun bize “tedbirli ol, kendine dikkat et, kendine saygını kaybetme” dediğini görecektik. Gerçi okusak bile, her zaman kılavuza uymayız.

Kendimize karşımızdaki kişiden bir şeyler almayı bizim de hak ettiğimizi söylemeli, kabul etmeye hazır ve açık olmalıyız. O arkadaşlık size destek, saygı ve sevgi mi getirecek? O zaman hiç düşünmeden kabul edin.

O ilişki sizi mutlu mu edecek? Umutlarınızı mı besleyecek? Sizin onun için yaptıklarınızı o da sizin için yapacak mı? Sizin zaman zaman o kişi için vazgeçtiğiniz gibi, o da bazı şeylerden sizin için vazgeçecek mi? Eğer bu sorulara cevabınız hayır ise, bunun üzerine düşünün ve bir karar verin. 

Bencil davranan herkesten vazgeçmeli, bize bir şey katmayan her şeyi arkamızda bırakmalıyız. Bize hak ettiğimiz değeri vermeyen, bizi zenginleştirmek yerine gücümüzü ve umutlarımızı çalan her şeyden ve herkesten uzak durmalıyız. İlerlemeli, kapıları kapatmalı ve onları geride bırakmalıyız. Onların nerede olduğunu biliyorsunuz ama aynı zamanda nerede olmak istediğinizi de çok iyi biliyorsunuz. 


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.